ATATÜRKÇÜLÜK

Hilal AKGÜL views1114

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Anadolu’da gelişen ulusal bağımsızlık hareketine ve Kurtuluş Savaşı’na temel karakterini veren; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerini, kurucu ideoloji olarak belirleyen düşünceler bütünü. Kimi kaynaklarda Atatürkçü düşünce sistemi veya Atatürk yolu gibi kalıplarla da ifade edilir.

Atatürkçülüğün temel kaynağını, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün siyasal ve toplumsal hayat konusundaki yaklaşımları, uygulamaları ve topluma gösterdiği amaçlar oluşturmaktadır.

Atatürkçülüğün en önemli unsurlarından biri tam bağımsızlıkçı yaklaşımıdır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Anadolu coğrafyasının işgal edilmesine tepkiyle kendini gösteren siyasal bağımsızlıkçı yaklaşım, iktisadî bağımsızlıkçı yaklaşımla da perçinlenerek tam bağımsızlıkçı özellik kazanmıştır. Atatürkçülük, tam bağımsızlıkçı yaklaşımıyla, 20. yüzyılın ilk bağımsızlık savaşının örgütlenmesinde ve sonuca ulaştırılmasında başarı örneği olmuştur. Kurtuluş Savaşı’nın ardından Anadolu coğrafyasında kurulan modern Cumhuriyet de Atatürkçülüğü bu anlamda beslemiş; Atatürkçülük, gelişmemiş bir coğrafyada ortaya çıkardığı modern devlet örneğiyle de evrensel nitelik göstermiştir.

Atatürkçülüğün bir diğer önemli unsuru, yüksek değer atfettiği halk egemenliği yaklaşımıdır. Halk egemenliğine alternatif her türlü yaklaşımın karşısında konumlanan Atatürkçülük, Osmanlı’nın parlamentoculuk ve anayasacılık mirası üzerinde ilerlemiş olmakla birlikte, siyasal iktidarın kaynağına da yönelerek kendinden önceki deneyimden devrimci nitelikle ayrılmıştır.

Atatürkçülük kapsamında laiklik ve halk egemenliği birbirini tamamlayan iki unsurdur. Atatürkçülük, laikliği, din ve devlet işlerini birbirinden ayıran bir kurallar bütünü olmanın ötesinde, iktidarın kaynağı açısından ele alır. Bu bakımdan Atatürkçülük ekseninde laiklik, asıl anlamını, siyasal iktidarın yetki kaynağını ve siyasal iktidarın eylemlerine kaynaklık eden kurallar bütününü din temelli olmaktan çıkarıp dünyevi hâle getirmesiyle kazanır.

Atatürkçülük, siyasal iktidarın kaynağını ve dolayısıyla devleti dünyevileştirirken, bu devlete tâbi olan toplum için de yine dünyevilik üzerinden açılımlar getirir. Toplumsal kurumların dünyevi ilkelere göre yeniden düzenlenmesi bu açılımın en temel sonucudur. Atatürkçülüğün bu özelliği sekülerizm ile ifade edilebilir.

Atatürkçülük, siyasal iktidarın kaynağından toplumsal yaşama uzanan dünyevileşme süreçlerindeki tüm tezlerini akıl ve bilimin egemen kılınmasına dayandırır. Atatürkçülük, aklın ve bilimin egemen olduğu bir devlet ve toplum yaşamının sonuçlarını ise çağdaşlık kavramı ile formüle eder ve çağdaşlık hedefi Atatürkçülüğün bir başka temel unsuru olarak biçimlenir.

Atatürkçülüğün aklı ve bilimi egemen kılmak üzerinden çağdaşlığa yaptığı atıf, onun donmuş veya dondurulmaya uygun bir düşünceler bütünü olarak tanımlanamayacağını göstermektedir. Atatürkçülük, benzerlerinde sıklıkla rastlanan dogmatik olma özelliğini kökten reddeder. Bu reddediş, Mustafa Kemal Atatürk’ün aşağıdaki açıklamasında ilk ağızdan açıkça ortaya konur:

“Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı’, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım, bilim ve akıldır. Zaman hızla dönüyor ... Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur.”

Ancak Atatürkçülüğün bu yönü, onu bir dogma olarak formüle etme yönündeki çabalara set çekememiştir. Şekillenmeye başladığı ilk dönemden itibaren, Atatürkçülüğü dogmalaştırma çabalarına rastlanabilmektedir.

Hilal Akgül

Kaynakça

Ateş, Toktamış. Türk Devrim Tarihi. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010.

Berkes, Niyazi. Türkiye’de Çağdaşlaşma. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2002.

Tanör, Bülent. Kurtuluş Kuruluş. İstanbul: Cumhuriyet Kitapları, 2007.

Tunaya, Tarık Zafer. Devrim Hareketleri İçinde Atatürk ve Atatürkçülük. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2002.

Turan, İlter. Cumhuriyet Tarihimiz. İstanbul: Çağlayan Kitabevi, 1969.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi