Avrupa Konseyi, Avrupa’da insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün tesisi ve korunması amacıyla çalışan ve Türkiye’nin ve tüm Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin de dahil olduğu 47 üye ülkeden oluşan uluslararası bir kuruluştur. Avrupa Konseyi’nin tüm üye ülkeleri aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) de imzacısıdır ve bu nedenle de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına tabidir. Avrupa Konseyi, AİHS’nin yanı sıra kültürel ve sosyal haklar, işkenceyle mücadele, ulusal azınlıkların korunması gibi birçok konuda 200’e yakın uluslararası sözleşmenin imzalanmasını sağlayarak Avrupa ülkeleri arasındaki binlerce ikili anlaşmanın kaldırılmasını sağlamıştır. Konsey, bu sözleşmeler uyarınca Avrupa ülkelerinde demokrasi ve insan haklarına ilişkin gelişmeleri izler ve bağımsız izleme kurulları aracılığıyla tavsiyelerde bulunur. Söz konusu sözleşmeler, üye olmayan ülkelerin katılımına da açıktır. Avrupa Konseyi’nin Genel Sekreterlik, Bakanlar Komitesi, Parlamenter Meclisi ve Avrupa Yerel ve Bölgesel İdareler Kongresi olmak üzere dört temel kurumu vardır. Kurumun başındaki Genel Sekreter, Parlamenterler Meclisi tarafından beş yıllığına seçilir. Bakanlar Komitesi, üye ülkelerin dışişleri bakanlarını bir araya getirirken Parlamenter Meclisi, her üye ülkenin ulusal parlamentolarında görev yapmakta olan seçili parlamenterlerden oluşur. Avrupa Yerel ve Bölgesel İdareler Kongresi de yerel ve bölgesel yönetimleri temsil eden ve tavsiye niteliğinde kararlar alan bir yapıdır. Avrupa Birliği’nden farklı olarak, Avrupa Konseyi’nde üye ülkeler egemenlik devrinde bulunmaz.
Avrupa Konseyi, İkinci Dünya Savaşı’nın bitimini takiben 5 Mayıs 1949 tarihinde kurulmuştur ve Strasbourg’da yer almaktadır. Batı Avrupa’dan 10 kurucu üyeyle kurulan Konsey, kuruluşunu takiben üç ay içinde Türkiye ve Yunanistan’ın da üye olmasıyla 12 üyeli bir yapıya kavuşmuştur. Soğuk Savaş’ın bitimini takiben önemli ölçüde genişleyerek bugünkü hâlini almıştır. Konsey’in tartışmasız en önemli başarısı, 1950 yılında AİHS’nin kabulüdür. Sözleşme ile birlikte AİHM de kurulmuş ve mahkemeye üye ülkelerdeki insan hakları ihlallerine dair bağlayıcı kararlar alma yetkisi tanımlanarak birçok Avrupa ülkesinde insan haklarının gelişmesi ve güçlendirilmesi yönünde başta ölüm cezasının kalkması olmak üzere önemli reformlar gerçekleştirilmesine aracı olmuştur. Ancak Konsey’in özellikle son yıllardaki rolü üzerine birtakım tartışmalar da yaşanmaktadır. Konsey’in Azerbaycan ve Rusya gibi Konsey üyesi olup demokratik rejime sahip olmayan ülkeler üzerindeki etkinliğinin zayıf olduğu, hatta böyle ülkelerin Konsey’i kendi siyasî çıkarları için araçsallaştırdığı iddia edilmiştir.
Senem Aydın Düzgit