BAHAİLİK

Ramazan ADIBELLİ views2499

Bahailik, “Bahaullah” (Allah’ın ululuğu) lakabıyla anılan Mirza Hüseyin Ali Nuri (ö. 1892) tarafından kurulan ve kökeni İmamiye Şia’sına dayanan senkretik bir dinî harekettir. Bahailiğin tarihsel kökeni, Mirza Ali Muhammed’in (ö. 1850) kurduğu millenarist ve mesianik karakterli Bâbilik hareketine dayanır. İmamiyye Şia’sının inancına göre (H. 260/M. 873) yılında gaip olan on ikinci İmam, zulümle dolan dünyaya yeniden adalet getirmek üzere kıyametten önce zuhur edecektir. Bu mezhep mensuplarından Şeyh Ahmed el-Ahsai’nin kurduğu Şeyhilik hareketine mensup olan Mirza Ali Muhammed, H. 1260 (M. 1844) yılında, yakın zamanda beklenen mehdiye diğer bir ifadeyle gaip imama açılan kapının (bâb) kendisi olduğunu ve bir müddet sonra da bizzat mehdi olduğunu ilân etti. Bâb’a inananlar tarafından 1848 yılında gerçekleştirilen Bedeşt toplantısında Bâbîlik, İslâm ile bağlarını fiilen kopardı. Bâb kendisinden sonra gerçekleşecek zuhurun iki bin yıl sonra olacağını bildirdi ve müridi Subhi Ezel Mirza Yahya’yı halef tayin etti. Ancak 1850 yılında İran devleti tarafından idam edilen Bâb’ı hiçbir vakit görmemiş olmasına rağmen hareketinin başlıca müritlerinden bir diğeri olan Mirza Hüseyin Ali, Bâb’ın “men yuzhirullah” (Allah’ın izhar edeceği kimse) sözü ile işaret ettiği kişinin kendisi olduğunu savunarak Bâbilerin liderliğini üstlendi. 1852’de İran’dan sürgün edilen Bahaullah, ömrünün kalan kısmını Osmanlı Devleti’nin himayesinde tamamlayarak 1892 yılında Akka’da öldü.

Kur’an’daki namaz, oruç, evlenme, boşanma ve mirasla ilgili hükümleri ortadan kaldıran Bâb’ın düşüncesini bir adım daha ileri götüren Bahaullah, Peygamberlik müessesesinin Hz. Muhammed ile sona ermeyip devam ettiğini ileri sürer. Allah tarafından kendisine tebliğ edildiğini savunduğu Kitab-ı Akdes’te daha önceki kutsal kitapların zamanın değişmesiyle yeni problemlerle karşılaşan insanlığın ihtiyaçlarına cevap veremedikleri için bunların ve bu bağlamda hem Kur’an’ın hem de Bâbiliğin kutsal kitabı olan El-Beyan’ın neshedildiğini dile getirir.

Bahailiğin müstakil bir din hâline gelişinden sonra bugün dünyanın birçok ülkesinde müntesiplere sahip olmasında Bahaullah’ın oğlu Abdulbaha lakaplı Abbas Efendi’nin (1844-1892) yoğun misyonerlik faaliyetlerinin büyük etkisi olmuştur. Bu faaliyetler sonucunda Bahailik, Mısır, ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerine ulaşmıştır. Abdulbaha’nın Oxford mezunu torunu Şevki Efendi (ö. 1957), Bahailiğin temel kaynaklarını İngilizceye tercüme ederek bu hareketi bir dünya dini hâline dönüştürmüş, onu sistematik bir idari ve kurumsal yapıya kavuşturmuştur.

Günümüzde Bahai dininin dünya genelindeki idare merkezi, İsrail’in kuzeyindeki en büyük şehir olan Hayfa’daki Yüce Adalet Evi’dir. 1963 yılında faaliyete geçen bu kurum, hepsi erkek olan ve beş yılda bir seçilen dokuz kişilik bir grup tarafından yönetilmektedir ve dünyadaki tüm millî mahfiller buraya bağlıdır. Türkiye’deki ilk millî mahfil, 1959 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Bugün itibarıyla 45 mahfilleri bulunan Türkiye Bahai topluluğunun nüfusunun 5 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.

İran coğrafyasında 16 asır önce ortaya çıkan Maniheizmin kapsayıcı mesajı ile Bahaullah’ın öğretisi arasındaki bazı temel benzerlikler dikkat çekicidir. Son peygamber olduğunu, getirdiği dinin Buda’nın, Zerdüşt’ün ve İsa’nın mesajlarını kapsadığını savunan Mani gibi Bahaullah da “son peygamber” olduğunu ve insanlık için en uygun olan son/hak dini tebliğ ettiğini savunur. Ancak gelecekte başka peygamberlerin geleceği de kabul edilir. Yine de bunun bin yıldan önce gerçekleşmeyeceğine vurgu yapılır. Hz. Âdem ile başlayan dinî silsilenin elan son halkası kabul edilen Bahailikte tek tanrı, peygamberlik ve vahiy inancı gibi birçok inanç ve zekât gibi ibadet İslâm’dakine benzer. Bahailikte uyuşturucu ve alkollü içeceklerin tüketimi ve eşcinsellik yasaktır. Namaz, oruç, hac gibi ibadetler fiilen vardır. Ancak miras ve boşanmaya ilişkin hükümler gibi bunların da içerikleri değiştirilmiştir. Namaz, Bahaullah’ın Akka’daki makamına yönelerek günde üç defa kılınır. Yetişkinlerin yılda on dokuz gün oruç tutması gerekir. Bahai takvimine göre yıl, her biri on dokuz gün olan on dokuz aydan oluşur. Oruç bu takvimin son ayında tutulur.

Bahailikte cennet ve cehennem sembolik yoruma tabi tutulur. İbadetler bireysel olduğu için ruhban sınıfının bulunmamasına ve cenaze namazı haricinde toplu ibadete yer verilmemesine rağmen dokuz girişi olan dokuz cepheli “Meşriku’l Ezkâr” diye adlandırılan tapınaklar inşa edilir. Buralarda her din mensubu dua edebilir.

Bahailik, nihai hedef olarak “Allah’ın melekûtunu dünya üzerinde kurma”yı vaat eder. Bu ana ilke çerçevesinde Bahailiğin sosyal düzene ilişkin doktrini “dünya tek bir ülke ve insanlar onun vatandaşlarıdır” felsefesi etrafında şekillenen on iki prensip şeklinde ifade edilir. Bunlar insanlık âleminin birliği, hakikatin bağımsız araştırılması, tüm dinlerin temel birliği, birliği temin edecek bir din ihtiyacı, bilim ve dinin temel uyumu, kadın-erkek eşitliği, aşırı zenginlik ve yoksulluğun ortadan kaldırılması, her türlü ön yargının ortadan kaldırılması, evrensel zorunlu eğitim, ekonomik sorunların manevi çözümü, evrensel yardımcı dil ve evrensel barışın temini için uluslararası bir mahkemenin kurulmasıdır.

Ramazan Adıbelli

Kaynakça

Bahaullah. İkan Kitabı. İstanbul: Kazancı Matbaacılık, 1996.

Bahaullah. Kitab-ı Akdes. Ankara: Desen Ofset, 2003.

Balyuzi, Hasan M. Baha’u’llah: The King of Glory. Oxford: George Ronald, 1980.

Cole, Juan R. I. Modernity and the Millennium: The Genesis of the Baha’i Faith in the Nineteenth-Century Middle East. New York: Columbia University Press, 1998.

Kuçani, Akdes. İlahi Vedialar. İstanbul: Bahai Eserleri Basım Dağıtım, 2007.

Momen, Moojan. A Short Introduction to the Baha’i Faith. Oxford: Oneworld, 1997.

Özşuca, Neyir. Türkiye’de Bahailer. Ankara: Yorum Matbaası, 1997.

Smith, Peter. A Short History of the Baha’i Faith. Oxford: Oneworld, 1996.

Şevki Efendi, Bahai Dininin I. Yüzyılı. İstanbul: Baha Yayınları, 1995.

Şevki Efendi. Hz. Bahaullahın Dünya Düzeni Hakkında Mektupları. İstanbul: Bahai Eserleri Bas. Dağ., 2012.

Warburg, Margit. Citizens of the World: A History and Sociology of the Baha’is From a Globalisation Perspective. Leiden: Brill, 2006.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi