DİVÂN-I HÜMÂYUN

Mehmet Ali ÜNAL views12504

Osmanlılarda padişahın hükûmeti demek olup en üst düzeydeki karar organını ifade eder. Genel kararların alındığı, muhtelif şikâyetlerin sonuca bağlandığı, devlet meselelerinin görüşüldüğü, genel kabullerin, görüşmelerin yapıldığı ana mekân vasfını taşır.

Padişahla bağlantılı bir kurum olarak sarayın bünyesinde bulunan Divân-ı hümâyun, İstanbul’un fethinin ardından inşa edilen Topkapı Sarayı’nda, padişaha ait bölüme girmeden önce kapının hemen önünde (Birun) yer almaktadır. Divanhâne denilen bu yapıya üç kubbeli bölümden oluştuğu için kubbealtı da denilir. Birinci kubbenin altı asıl divân toplantılarının yapıldığı ve padişahın toplantıları takip etmesine imkân veren kafes pencerenin bulunduğu odadır. Bunun bitişiğindeki oda ise divân kâtiplerinin bulunduğu bürodur. Onun da yanındaki odada devletin her türlü idari malî kayıtlarının bulunduğu defterhâne vardır.

Anadolu Selçukluları’nın hükûmet teşkilatı örnek alınarak oluşturulan ilk divânda padişahın dışında Bursa Kadısı ile vezir vardı. 15. yüzyılda padişahın dışında veziriazam, vezirler, Anadolu ve Rumeli kazaskerleri, defterdar ve nişancının üye olduğu Divân-ı Hümâyun ortaya çıkmış, bu kadro II. Mahmud (ö. 1839) tarafından kaldırılıncaya kadar değişmemiştir.

1475’ten sonra Fatih Sultan Mehmed (ö. 1481) divân toplantılarına başkanlık etmekten vazgeçmişse de Divân-ı Hümâyun’un önemi ve fonksiyonu artmıştır. 17. yüzyılın ortalarından itibaren veziriazam için “Paşa kapısı” denilen ayrı bir saray yapılınca devlet ve hükûmet meseleleri oradan yürütülür hâle gelmiştir. 18. yüzyılın sonlarında burası için Bâbıâli adı kullanılmaya başlanmıştır.

Divân toplantıları padişahın riyasetinde her gün sabah namazından sonra başlar ve öğleye kadar devam ederdi. 1475’ten sonra Fatih’in divâna başkanlık etmeyi bırakmasının ardından padişahlar gerekli gördükleri takdirde bizzat divâna katılmaya başladı. Ancak arzu ettiği takdirde kafes denilen pencereden toplantıları takip ediyordu. Padişah, toplantıdan sonra arz odasında divân üyelerini kabul ederdi. Padişahın huzuruna önce yeniçeri ağası, sonra kazaskerler girerdi. Onları veziriazam, vezirler ve defterdar takip ederdi. Vezir rütbesinde değilse nişancı arza giremezdi. 1454 tarihine kadar divân toplantıları her gün yapılırdı. Bu tarihten sonra haftada 4 güne indi. 17. yüzyılda divân toplantıları haftada 2 güne düştü, 18. yüzyılda ise divân idari bir kurum olarak işlevini kaybetmeye başladı ve sadece merâsimlerde toplanır hâle geldi.

Divân-ı Hümâyun’da, idarî, malî, askerî, örfî ve şer’î, ülke ve toplumu ilgilendiren her türlü meseleler müzakere edilip karara bağlanırdı. Dış siyaset, harp açma, her türlü tayin, terfi, teftiş hususu divânda görüşülürdü. Divân aynı zamanda en üst temyiz kurumu idi. Kaza mahkemelerinde hükme bağlanmış kararlara itiraz edildiği takdirde konu divânda kesin bir karara bağlanırdı.

Divânda veziriazam, siyasî ve askerî konularda geniş yetkilere sahipti. Devletin iç ve dış siyasetini yürütmek ve bununla ilgili politikaları belirlemek onun yetkisindeydi. Fatih Kanunnâmesi’nde veziriazam için “cümle umurun vekil-i mutlakıdır” denilmektedir. Seferde serdâr-ı ekrem unvanını alır ve adeta padişahın yetkilerini kullanırdı.

Veziriazamın dışında İstanbul’da bulunan vezirler divân üyesiydiler. Bunlara “kubbe veziri” denirdi. 16. yüzyılda vezir sayısı 5-6’yı geçmezken 17. yüzyılda 10-12’ye yükselmiştir. Veziriazam sefere gidince ikinci vezir onun vekili olarak kaymakam sıfatıyla başkentte kalırdı. Vezirler serdâr unvanıyla seferlere komuta ederlerdi. Ayrıca bazı mühim eyaletlere vezir rütbesinde beylerbeyileri atanırdı. Vezirler yargılama salahiyetine sahiptir ve idam dâhil her türlü ceza verme hakları vardı. Halkın şikâyetlerini dinler ve hüküm verirlerdi.

Divânda kazâî ve adlî meselelere kazaskerler bakarlardı. Divân’ın en önemli üyelerinden biri, devletin malî işlerinden sorumlu ve padişah adına tuğra ile hüküm yazdırmak yetkisine sahip olan defterdardı. Divân’da malî meseleler müzakere edilirken onun görüşü esas alınırdı. Divân’daki yazışmalar, tahrir işleri ve tuğra çekme işi nişancıya aitti. Divân’dan çıkan kararların fermân, berât, hüküm, nâme-i hümâyun vs. şekline getirilmesi nişancının maiyetindeki bürokrasinin görevi idi. Nişancı zamanla örfî hukukun en yüksek otoritesi hâline gelmiştir.

Divân’da aklâm ve muamelâtı yürüten, kararların ilgili yerlere kaydedilmesi ve tatbiki konularında faaliyet gösteren ve teşrifât işlerine bakan geniş bir bürokrasi kadrosu vardı. Bu kadro Reisülküttaba bağlıydı. Asıl vazifesi divândaki kâtiplerin reisliği olan Reisülküttap, Divân toplantılarının muayyen bir düzen içerisinde yapılması, toplantılardan önce gereken evrâkın hazırlanması ve alınan kararların uygulanmasından sorumluydu. 17. yüzyılın sonlarına doğru yetkileri artmış ve devletin dış siyaseti konusunda elçilerle müzakerelerde bulunmak onun aslî görevi hâline gelmiş ve zamanla hâriciye nâzırı olmuştur.

Toplantılarda veziriazamın sağında ve solunda duran tezkireciler, toplantıların yapılmasından ve kararlarının uygulanmasından sorumlu olan çavuşbaşı ve emrindeki çavuşlar, başkapıcıbaşı ve emrindeki kapıcıbaşılar, divân kararlarını yazan ve fermân, berât, nâme-i Hümâyun, ahidnâme gibi belgeleri hazırlayan kâtipler ve tercümanlar başta olmak üzere Divân-ı Hümâyun’un geniş bir bürokrat kadrosu vardı. Ayrıca tayin ve terfi işlerine bakan ve her türlü evrakı hazırlayan Beylikçi kalemi, Tahvil kalemi ve Rüus kalemi gibi divâna bağlı bürolar mevcuttu.

1838’de II. Mahmud’un modern hükûmet sistemini kurmasıyla Divân-ı Hümâyun ortadan kalkmıştır.

Mehmet Ali Ünal

Kaynakça

İnalcık, Halil. Osmanlı İmparatorluğu Klâsik Çağ (1300-1600). Çev. Ruşen Sezer. İstanbul: Eren Yayıncılık, 2004.

Lewis, Bernard. “Diwan-ı Humayun.” EI² II (1991): 337-339.

Mumcu, Ahmet. “Divan-ı Hümayun.” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi 9 içinde. İstanbul: TDV Yayınları, 1994. 430-432.

Mumcu, Ahmet. Hukuksal ve Siyasal Karar Organı Olarak Divan-ı Hümayun. Ankara: Birey ve Toplum Yayınları, 1986.

Taneri, Aydın. Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş Döneminde Veziriazamlık. Ankara: DTCF Yayınları, 1974.

Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilâtı. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1984.

Ünal, Mehmet Ali. Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Isparta: Fakülte Kitabevi, 2017.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi