DOLARİZASYON

Ayhan ORHAN views378

Dolarizasyon en yalın tanımıyla, bir ülkede yaşayanların kendi ulusal para birimleri yerine paranın hesap birimi, değişim aracı ve değer saklama aracı olarak gördüğü tüm işlevlerini (hesap birimi, değişim aracı ve değer saklama aracı) döviz cinsinden yerine getirmeyi tercih etmeleridir. 1980’lerde küreselleşme ve finansal serbesti ile başlayan para ikamesi olgusu, ekonomilerin gelişmişlik düzeyine göre etkisini göstermekteydi. 1980’lerde dönemin güçlü para cinsi dolar olduğu için literatürde dolarizasyon, para ikamesi ile eşanlamlı kullanılagelmiştir. Bir ülkede dolarizasyonu ölçmek için yabancı paranın ülkedeki ulusal paraya oranına bakılır. Türkiye’de dolarizasyon haddi aşağıdaki eşitlik kullanılarak sağlanabilmektedir.

Dolarizasyon iktisat literatüründe birden fazla alt başlık altında incelenir. En yaygın sınıflandırmaya göre dolarizasyon, üç ana başlık altında sınıflandırılmaktadır. Bunlardan birincisi tam ve kısmî dolarizasyondur. Tam dolarizasyonda bir ülkedeki ekonomik aktörler, yabancı bir para cinsini tüm finansal işlemlerinde kullanır. Kısmi dolarizasyon durumunda ise bir ülkedeki ekonomik aktörler, yerli para biriminin yanı sıra yabancı bir para cinsini de tercih ederler. Kısmi dolarizasyon, bireylerin ulusal paranın olası değer kaybından kendilerini korumaya çalışmasıyla gerçekleşir. İkincisi yükümlülük dolarizasyonudur. Kamu ve özel ekonomik birimlerin yabancı para cinsinden, büyük miktarda yükümlülüklerinin bulunmasıdır. Üçüncüsü ise gayriresmî dolarizasyondur. Yurt dışında tutulan yabancı hisse senetleri, parasal olmayan varlıklar, yurt dışındaki yabancı mevduatlar ve yastık altındaki yabancı banknotlar genel olarak gayrıresmî dolarizasyon kapsamına girmektedir.

Dolarizasyonun temelinde, dövizin teşvik edici özellikleri nedeniyle ulusal para biriminin terk edilmesi yatar. Ekonomi politikalarına olan güven kaybı ve/veyahut eksikliği, piyasa eksiklikleri, kamunun yüksek ve kırılgan borç stoku, bireylerin beklentileri, yerli paradan borçlanma maliyetinin uzun vadede yüksek olması, ülke parasının değer kaybı (enflasyon), dövizin getirisinin yüksek olması ve dövizin güçlü olması dolarizasyona neden olan diğer faktörlerdir.

Küreselleşmenin bir sonucu olan dolarizasyonun yaşandığı ülkelerin ekonomi ve finansal piyasalarında ciddi etkileri olmaktadır. Dolarizasyonun ekonomiye etkileri arasında ekonomideki aktörlerin enflasyon, faiz, yatırım, büyüme ve istikrar politikalarının etkinliğinin azalması, kur riski ve özellikle bankaların kur uyumsuzluğuna(bankaların yabancı para cinsinden mevduat ile kredi arasındaki dengelerinin bozulması) maruz kalmaları, kurlarda meydana gelen değişiklik nedeniyle gelir dağılımında eşitsizliğin artması, senyoraj gelirlerinin azalması, ekonomide kırılganlığın artması, para talebinde istikrarsızlığın artması, spekülatif işlemlerin artması, cari açığın artması ve döviz krizinin meydana gelmesi sayılabilir.

Ayhan Orhan

Kaynakça

Chang, Roberto ve Andres Velasco. “Monetary policy in a Dollarized Economy Where Balance Sheets Matter.” Journal of Development Economics 66, Sayı: 2 (2001): 445-464.

Eichengreen, Barry ve Ricardo Hausmann. Exchange rates and financial fragility. National bureau of economic research working paper, No. w7418, 1999.

Ertürk, Emin. Para İkamesi. Bursa: Uludağ Yayınları, 1991.

Gopinath, Gita, Elhanan Helpman ve Kenneth Rogoff. Eds. Handbook of International Economics. Elsevier, 2014.

Mishkin, Frederic. The Economics of Money, Banking & Financial Markets. Altıncı Baskı. Boston: Addison Wesley Publish, 2001.

Ramirez-Rojas C.Luis. “Currency Susbstitution in Argentina, Mexico and Uruguay”, IMF Staff Papers 32, Sayı: 4 (1985).

Reinhart, Carmen M., Kenneth S. Rogoff, ve Miguel A. Savastano. Addicted to dollars. No. w10015. National Bureau of Economic Research, 2003.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi