FİNANSAL KİRALAMA

Başak TURAN İÇKE views529

Her büyüklükteki ve tüm sektörlerdeki işletmelerin varlık finansmanı için büyük miktarda nakit çıkışına gerek duymadan, mülk, tesis ve ekipman kullanımını sağlamaya yönelik olarak tercih edilen önemli bir finansman kaynağı ve yöntemidir. Finansal kiralama, düşük getirisi olan ancak önemli büyüme fırsatlarına sahip şirketler için de oldukça faydalı ve son yıllarda yaygınlaşan bir finansman şeklidir.

Finansal kiralama (leasing) sözleşmeleri, kiralayan (kiraya veren) ve kiracı olmak üzere iki taraf arasında gerçekleşmektedir. Kiraya veren, varlığın yasal sahibidir; kiracı ise kira ödemeleri karşılığında varlığı kullanma hakkı elde eden taraftır. 

Finansal kiralamanın birçok türü bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemlileri; satış ve geri kiralama, faaliyet kiralaması, finansal kiralama (dar anlamda leasing) ve sermaye kiralaması olarak sıralanabilir. 

Satış ve Geri Kiralamada satışa konu olan mülkün sahibi bu mülkü yatırımcıya satar ve aynı mülkü uzun vadeli kiralama ile yeniden kiralar. Böylece hem mülkün kullanımı kendisinde kalmış hem de nakit elde edilmiş olur. Faaliyet kiralaması; varlığın mülkiyeti kiralama sırasında ve sonrasında ‘kiraya veren’e ait olan, fakat varlığın kullanım hakkını kiracıya tanıyan kısa vadeli bir sözleşmedir. Kiralanan varlığın faydalı ömrüne göre daha kısa vadelidir. (Dar anlamıyla) Finansal kiralama, kiraya verilen varlık, tedarikçiden (supplier) satın alınır ve varlığın faydalı ömrünün büyük kısmında kira ödemesi karşılığında kiracıya kiralanır. Farkı, daha çok orta ve uzun vadeli bir sözleşme olmasıdır. Sermaye kiralaması, mülkiyetin tüm fayda ve risklerini kiracıya devreden bir kiralama türüdür. Bu sözleşme temelde iptal edilmemektedir. Bu süre, varlığın ekonomik ömrüne bağlıdır. Varlığın mülkiyeti kiralama süresi sonunda kiracıya devredilebilir. 

Finansal Kiralamanın avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Nakit akışlarının planlanması ve büyük yatırım projelerinin gerçekleştirilmesine izin vermesi, kira taksitlerinin vergiden muaf olması, borçlanma kısıtına girmiş olan bir işletme için bilançoya yeni bir yük getirmeden yatırım olanağı sağlaması avantajlı yönlerindendir. Buna karşın; kira maliyetlerinin daha yüksek olması, kiralanan malın aktifte görünmemesi nedeni ile bilanço rakamlarının küçük görünmesi, satışlarda azalma olması hâlinde dahi sabit bir ödemesinin olması ise dezavantajlı yönleridir.

Ülkemizde finansal kiralama (leasing) işlemleri, 1985 yılında yürürlüğe giren Finansal Kiralama Kanunu ile başlamıştır. Finansal kiralama sözleşmeleriyle ilgili tanım ve düzenlemeler, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nda yer almaktadır.

Başak Turan İçke

Kaynakça

Berk, Niyazi. Finansal Yönetim, 10. Baskı. İstanbul: Türkmen Kitabevi, 2010.

Bolea, Alexandra, Cosma Roxana. “Leasing as a Modern form of Business Financing”, Progress in Economic Sciences, Sayı:2, (2015): 295-307.

Coyle, Brian. Leasing. Kent: Financial World Publishing, Risk Management Series: Corporate Finance, American Management Association, 1999.

Homburger, Thomas C. ve Gregory R. Andre. “Real Estate Sale and Leaseback Transactions and the Risk of Recharacterization in Bankruptcy Proceedings”, Real Property, Probate and Trust Journal 24,Sayı: 1 (Bahar 1989): 95-140. 

Lasfer, M. Ameziane, Levis, Mario. “The Determinants of the Leasing Decision of Small and Large Companies”, European Financial Management 4,Sayı: 2 (1998): 159-184.

Scmit, Mathias ve Stuyck Julien. Recovery Rates in the Leasing Industry, Leaseurope, Working Paper, Eylül 2002.

Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu, Resmî Gazete, 13 Aralık 2012, Sayı 28496, Kanun No: 6361, Kabul Tarihi: 21/11/2011.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi