İÇ SAVAŞ

Ahmet UYSAL views2276

Geniş toplum kesimlerini kapsayan ve tarafların anlaşamadığı belirli bir ülke içinde gerçekleşen savaştır. Tarihte İngiliz İç Savaşı (1642–1651), Amerikan İç Savaşı (1861 – 1865) gibi birçok iç savaş görülmüş ve günümüzde Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya kadar görülmeye devam etmektedir. Suriye ve Yemen’deki iç savaşlar milyonlarca insanın ölümüne, yaralanmasına ve göç etmesine yol açmıştır. İç savaşlar, ülkelerin parçalanmasına ve yeni devletlerin kurulmasına da yol açabilir. Örneğin 1970-90 arasında Etiyopya’daki iç savaş, ülkeden Eritre’nin ayrılmasına yol açmıştır. Aynı şekilde de 2000’lerde Sudan İç Savaşı ülkenin kuzey ve güney olarak parçalanmasını getirmiştir.

İç savaşlar, ülkede veya bir bölgesinde gücü elde etmek ve siyaseti/rejimi değiştirmek amacıyla ortaya çıkabilir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra devletler birbirleriyle pek savaşmazken iç savaşlar çok daha sık karşımıza çıkmıştır. İç savaşlar rastgele ve plansız ortaya çıkabileceği gibi daha planlı ve organize şekilde de gerçekleşebilir. Rastgele olanlar, genelde, yönetime karşı biriken tepkilerin tetikleyici bir olaydan sonra geniş bir protesto veya isyana dönüşmesidir. Muhalifler yönetimin zayıfladığını düşünerek konuyu hükûmeti düşürme çabasına dönüştürmek isterken hükûmet ve onun dayandığı toplum kesimleri de buna engel olmak istediği için mücadele kanlı bir iç savaşa dönüşebilir.

Diğer taraftan iç savaşın farklı gelişim aşamaları vardır. Planlı iç savaşlarda geniş iş bölümü ve hazırlık süreçleri gerekebilir. Genelde barışçıl bir çözümden umudun kesildiği ve birbiriyle uzlaşamayan etnik, dini, siyasî, bölgesel ve ideolojik grupların güç paylaşımı çabasında görülür. Ancak güç paylaşımının da barışçıl gerçekleşmediği ortamlar da olur. Geniş bir direniş hareketi, önce vur-kaç ve gerilla taktikleri ile şiddete başvurur. Sonrasında daha sistematik şiddet uygular ve en son aşamada kapsamlı bir isyan başlatır.

İç savaşlar dünyanın her yerinde ve farklı sebeplerle ortaya çıkabilir. Siyasî, ekonomik, etnik, vedinî gerekçelerle ortaya çıkabileceği gibi, bölgesel rekabet ve farklılıklar dolayısıyla da ortaya çıkabilir. İç savaşlar, demokratik ülkelere göre üçüncü dünya ülkelerinde daha fazla görülmektedir. Etnik iç savaşlar genelde daha sık görülür. Bir etnik grup yönetimden dışlanmışsa ve yoksulluk çekiyorsa ayrılıkçı eğilimler artabilir. Katılımına ve ayrılmaya izin verilmediği durumda ve etnik gruplar bir bölgede yoğunlaştıysa ayrılıkçı iç savaş çıkma ihtimali doğar. Bölgesel yoğunluk yoksa da isyancı/devrimci şiddet ortaya çıkabilir.

Batı ülkelerinin sömürüsü dünyanın birçok yerinde ekonomik ve sosyal yapıyı bozmuştur. Doğrudan sömürü bittikten sonra bile bu ülkelere müdahaleler bitmemiş, birçok yerde güçlü ve etkin bir devlet kurulamamıştır. Birçok üçüncü dünya ülkesinde temel hak ve özgürlükleri koruyacak devlet kurumları yoktur. Ortaya çıkan zayıf ve etkisiz devletler, gerekli refah ve özgürlüğü sağlayamadığı gibi her türlü eleştiriyi kendisine karşı isyan olarak algılayarak sert şekilde bastırmaya çalışır. Bu durumda yönetimden umudu kesen gruplar iç savaşa yol açacak şekilde şiddete başvurabilmektedir.

Kalkınma açısından geri kalmışlık ve fakirlik önemli iç savaş sebepleridir. Kaynaklar etnik veya diğer gruplar arasında farklı şekilde dağıtıldığı ve bir grup çok mahrum kaldığı zaman da çatışma çıkabilir. Böyle bir savaşta karşı taraf, düşman ve hain şeklinde görülür; hatta tarafsız kalmak isteyen kişiler bile hain görülebilir. Bazı çalışmalar, zayıf otoriter devletlerde demokratik ve despotik rejimlere göre daha fazla iç savaş görüldüğünü ortaya koymuştur. Çünkü demokratik yönetimler farklı görüşlere zaten izin verdiği ve genelde kalkındığı için tepkiyi azaltır; despotik rejimler ise ortaya çıkabilecek her türlü isyanı önceden öngörerek bastırabilir.

İç savaşlar, hükûmetin veya isyancıların zaferiyle sonuçlanabileceği gibi, nihayetinde iki taraf arasında bir tür uzlaşma ile de bitebilir. Kanlı ve şiddetli olmasıyla bilinen iç savaşlar, geleneksel savaşlardan daha uzun sürdüğü için etkileri daha yıkıcı olur. Ayrıca farklı ekonomik, sosyal ve hatta kültürel sonuçları da olabilir çünkü ekonomik ve toplumsal yapı ciddi tahribat görür. Savaşı devlet kazanırsa genelde ilk yıllarda kazanır, isyancılar başarılı olursa, genelde ilk 3 yıl içerisinde sonuç elde eder.

Uzun süre yenişemeyen iç savaş tarafları bir yerde yorularak uzlaşmaya açık hâle gelir. Ancak aracılı çözümler, bir tarafın zaferiyle sonuçlanan durumlara göre yeniden çatışmaya daha açıktır. Birleşmiş Milletler, birçok ülkede iç savaşların çözülmesine aracılık etmiştir ve bu şekilde barış daha kalıcı olmuştur. Taraflar çatışmasın diye BM kontrolünde çatışan iki taraf arasına barış gücü gönderilmektedir.

İç savaşlar komşu ülkeleri de ilgilendirdiği için çoğu zaman dış müdahaleye davetiye çıkarır. Bu müdahale bazen komşu ülkedeki krizin kendine taşmasına engel olmak için olabildiği gibi, iç savaştan zayıf düşen ülkedeki siyaseti ve ekonomiyi yönlendirmek için de müdahale gelebilir. Dış güçler de bir ülkedeki iç savaşı körükleyebilir, iç savaşı bitirmek yerine daha da uzun sürmesine yol açabilir. Dolayısıyla, günümüzde iç savaşlara devletler arasındaki savaşlardan daha sık rastlanır ve etkileri daha yıkıcıdır. Sona ermesi ve çözüme ulaşması ya bir tarafın zaferiyleya da üçüncü tarafın aracılığıyla gelir. 

Ahmet Uysal

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi