İŞLETME / TİCARÎ İŞLETME HUKUKU

Ramazan DURGUT views538

Ticarî faaliyetlerin düzenlendiği hukuk dalı olan ticaret hukukunun alt dallarından biridir. Ancak ticaret hukuku bakımından işletme değil, ticarî işletme önem arz etmektedir. 20. yüzyılda sanayileşmeyle birlikte birçok kişinin çalıştığı mal ve hizmet üretimi yapan işletmelerin ortaya çıkması, hukukî düzenlemelere de etki etmiş ve ticarî işletmenin esas alındığı kanunların yapılmasına yol açmıştır. Örneğin 1957 tarihli 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu, 2007 tarihli Avusturya Ticari İşletmeler Kanunu ve 2011 tarihli 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ticarî işletme esasına göre hazırlanmıştır.

TTK’da ticarî işletme kavramı merkez olarak kabul edilmiş ve altı kitaptan oluşan söz konusu kanunun ilk kitabı ticarî işletmeye ayrılmıştır (bkz. TTK m. 11–123). Ayrıca kanunda ticarî iş, ticarî dava, ticarî hükümler, tacir, acente gibi birçok konu ticarî işletme kavramıyla bağlantılı olarak tanımlanıp düzenlenmiştir. Bu sebeple hukukî sahada “işletme hukuku” yerine, “ticarî işletme hukuku” terimi seçilip kullanılmaktadır.

TTK m. 11’de ticarî işletme, “esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme” şeklinde tanımlamıştır. Buna göre ticarî işletmeden bahsedebilmek için dört temel unsurun varlığı şarttır. Bunlar a) Gelir sağlamayı hedef tutmak, b) Devamlılık, c) Bağımsızlık, d) Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşmaktır. İlk üç unsur hem ticarî işletme hem de esnaf işletmesi için ortak olup bir işletmenin ticarî işletme mi esnaf işletmesi mi olduğu Cumhurbaşkanlığınca çıkarılacak kararnamede belirtilen parasal sınırlara göre belirlenmektedir. Söz konusu kararnamede belirtilen parasal sınırların altında kalan işletmeler ticarî işletme değil, esnaf işletmesi olarak kabul edilmektedir. Bu ayrımın en önemli sonucu ise ticarî işletme ve işletme sahibi tacir hakkında TTK ve diğer özel kanunlardaki ticarî hükümlerin öncelikle uygulanacak olmasıdır. Buna karşılık esnaf işletmeleri ve esnaflar hakkında, istisnai kurallar hariç, TTK ve özel kanunlardaki ticarî hükümler uygulanmaz.

Bir işletmenin ana amacı gelir sağlamak olduğundan bu gelirin sağlanması hiç şüphesiz ticarî iş ve işlemlerin yapılmasıyla olacaktır. TTK m. 3’te “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” ve TTK m. 18’de “ (1) Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. / (2) Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.” denilerek nelerin ticari iş sayılacağı belirtilmiştir.

İşletme faaliyetleri kapsamında tacirler, belirli haklara ve borçlara sahiptir. Temel beklenti, ticaret yapan kişilerin haklarını kullanırken ve borçlarını ifa ederken hukuka uygun davranmalarıdır. Ancak tacir kişiler çeşitli nedenlerden dolayı bazen yasal hudutların dışına çıkarak hukuka aykırı davranabilmektedir. Bu noktada ticarî uyuşmazlıklar meydana gelmektedir. İşte bu ticarî uyuşmazlıkların doğması hâlinde bu uyuşmazlıkların özel uzmanlık gerektirmesi ve hızlı bir şekilde çözülmesi amacıyla özel mahkemeler kurulmuş ve yargılamayla ilgili özel kurallar getirilmiş durumdadır.

TTK m. 12’ye göre “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir.” Tanımdan anlaşılacağı üzere, gerçek veya tüzel kişilerin (dernek, vakıf gibi) tacir olması için ticarî işletme açması ve kendi adlarına işletmeleri şarttır. Buna karşılık ticaret şirketleri (kolektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketi), ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik ve tacir sıfatını kazanırlar. Kollektif ve adi komandit şirket haricindeki ticaret şirketleri bakımından ‘ticarî işletme işletme’ şartı da bulunmamaktadır. Ayrıca kendi kuruluş kanunları gereği özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticarî şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da ticarî işletme açma ve işletme şartı olmaksızın tacir sayılırlar.

Ticaret sicili ise TTK m. 40 vd’de düzenlenen, ticarî işletme ve ticaret şirketleriyle ilgili önemli bilgileri açıklamaya veya oluşturmaya yarayan ve böylelikle hukukî güvenliği temin eden resmî nitelikli hukukî bir müessesedir. Gerçek ve tüzel kişi tacirler bir ticarî işletme açtıklarında işletmelerini ve ticaret unvanlarını işletmenin açıldığı günden itibaren on beş gün içinde ticaret siciline tescil ve ilân ettirmek zorundadırlar.

Her tacir kanuna uygun bir ticaret unvanı seçmek ve bunu tescil ettirip kullanmak zorundadır. Ticaret unvanı, tacirin ticarî işletmesine ilişkin iş ve işlemlerinde kullandığı adıdır; tacirin diğer tacirlerden ayırt edilmesini sağlar. İşletmeyi tanıtan, diğer işletmelerden ayırt edilmesini sağlayan ticarî ad ise işletme adıdır. Tescil ve ilân edilmiş ticaret unvanı ile işletme adı tüm Türkiye’de korunur. Ticaret unvanı ve işletme adı dışında, işletmelerin ürettiği ürün ve hizmetleri tanıtmaya yarayan markalar da işletme hukukunun konusunu oluşturmaktadır.

Ticarî defter tutmak ticarî işletmenin malî durumunun tespiti ve tacirin ticarî işlerinin sıhhatinin öğrenilmesi ile ticarî davalarda sahibi lehine ve aleyhine delil olarak kullanılabilmesi bakımından, hayati öneme haiz olduğundan ticarî işletme hukukunun inceleme alanına girmiştir.

Yukarıda sayılan konular dışında haksız rekabet, cari hesap gibi pek çok konu da ticarî işletme hukukunun inceleme alanına girmektedir. Son olarak belirtmek gerekir ki mal ve hizmet üretimi yapan işletmeler var oldukça, ticarî işletmelerin konu veya taraf olduğu birçok hukukî tartışma ve uyuşmazlık oluşmaya devam edecektir. İşte bu nedenle ticari işletme hukuku, yaşayan ticaret hukukunun en önemli bölümlerden biridir.

Ramazan Durgut

Kaynakça

Arkan, Sabih. Ticari İşletme Hukuku. Ankara: Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, 2019.

Bilgili, Fatih ve Ertan Demirkapı. Ticari İşletme Hukuku. Bursa: Dora Yayıncılık, 2016.

Poroy, Reha ve Hamdi Yasaman. Ticari İşletme Hukuku. İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2019.

Şener, Oruç Hami. Ticari İşletme Hukuku. Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2016.

Ülgen, Hüseyin, Mehmet Helvacı, Abuzer Kendigelen, Arslan Kaya, Arslan ve Füsun Nomer Ertan. Ticari İşletme Hukuku. İstanbul: Oniki Levha Yayınları, 2019.

TDK. Türkçe Sözlük. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2011.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi