KAPİTALİZM

İsmail AYDOĞUŞ views58956

Kapitalizm kıt kaynakların özel sahipliğe tabi olduğu, çağdaş iki büyük iktisadî sistemden birisi ve en eskisidir. “Sermaye” anlamına gelen Latince “capitale” kelimesinden türetilmiştir. Kapitalizm üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bunların kâr amacıyla işletilmesine dayanan ticaret ve endüstrinin; bireyler, şirketler veya özel girişimlerin kontrolünde bulunduğu ve devlet müdahalesinin sınırlı olduğu bir ekonomik sistemdir. Kapitalizm, her türlü kısıtlamadan ve yasal yükümlülükten uzak bir bireysel girişim sistemi olması nedeniyle serbest rekabet rejimi olarak da adlandırılır. Marx’a (ö. 1883) göre kapitalizm, üretim araçlarının, toplumda ayrı bir sınıf meydana getiren kapitalistlerin mülkiyetinde bulunduğu bir üretim biçimidir.

Beş temel kurum, kapitalist sistemin işleyişi açısından özel bir öneme sahiptir. Bu kurumlardan biri üretim araçlarının sahipliğini elde tutma ve bunların üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunma hakkını ifade eden özel mülkiyettir. Kapitalist sistemde özel mülkiyetin sınırları devlet otoritesi tarafından belirlense bile üretimde kullanılan her türlü aracın özel mülkiyete konu olması, üretimin bireylerin özgür iradeleriyle gerçekleşmesini sağlar. Özel mülkiyet hakkı kapitalist sistemde tasarrufları ve sermaye birikimini teşvik ederek ekonomik gelişmeye katkı sağlar.

Özel mülkiyet kurumunun sürekliliğinin sağlanmasında etkili olan bir diğer kurum da veraset kurumudur. Mülk sahipleri veraset hakkı ile birikimlerini, kendi soyundan gelenlere bırakarak sermayenin büyümesini devam ettirirler. Kapitalist sistemde özel teşebbüsün varlığı, iyi işleyen mülkiyet ve miras kurumuyla mümkündür.

Kapitalist sistemde bireyler girişim özgürlüğüne sahiptir. Girişim özgürlüğü kişilerin sahip olduğu üretim faktörlerini (emek, sermaye, doğal kaynaklar) istedikleri üretim alanında kullanabilmelerini ifade eder. Girişim özgürlüğü üretim faktörlerinin en uygun alanlarda kullanımını sağlayarak iktisadî etkinliğin ve tam istihdamın da gerçekleşmesine katkı sağlar.

Kapitalist sistemde temel kurumlardan biri de rekabet kurumudur. Rekabet, sistem içerisinde yer alan ekonomik birimlerin kendi amaç ve çıkarlarını gerçekleştirmek, mevcut kârdan pay alabilmek için birbirleri ile olan yarış ve karşıtlık mücadelesidir. Üreticiler arasında gerçekleşen rekabette amaç üretilen gelirden en fazla payı alabilmektir. Rekabet, bir ekonomideki üretim faktörlerinin, akılcı ve etkin kullanılmasını sağlar.

Kapitalist sistemin bir diğer kurumu da fiyat mekanizmasıdır. Ekonomik faaliyetlerin devletin müdahalesinden arındırılarak piyasaları düzenleyici görevin fiyat mekanizmasına bırakılmasıdır. Adam Smith’e (ö. 1790) göre fiyat mekanizması ‘görünmeyen bir el’ olarak, üretim ve bölüşüm aşamalarında yaşanan bütün sorunları çözüme kavuşturur.

15-18. yüzyıl Avrupası’nda feodalizmin çöküşünden sonra ortaya çıkan ve iktisat politikalarının başlangıcı olarak kabul edilen dönem merkantilizm (ticari kapitalizm) dönemi olarak bilinir. Merkantilistlere göre artı değerin kaynağı ödemeler bilançosu fazlası ile elde edilen altın ve gümüş gibi kıymetli madenlerdir. Bu nedenle merkantilizme ticari kapitalizm denilmiştir. İlke olarak özel girişimciliğe ve özel mülkiyete karşı olmayan merkantilizm müdahaleci bir doktrindir.

Fizyokratlara göre artı değerin kaynağı tarımsal üretim olduğu için fizyokrasi de zirai kapitalizmi temsil etmektedir. Fizyokratlara göre toplumun temelini oluşturan ana unsur doğal hukuk ve doğal düzendir. Doğal düzeni belirleyen etken ise mülkiyettir.

Sanayi kapitalizmini temsil eden Klasiklere göre iktisadî artı değerin kaynağı başta sanayi üretimi olmak üzere her türlü üretimdir. Sermaye ve emeğin ayrı ellerde toplandığı bu dönemde bir tarafta üretim araçlarının ve sermayenin sahibi kapitalistler, diğer tarafta da emeğinden başka geliri olmayan işçi sınıfı ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılın sonlarına doğru, emek faktörünün yerine buhar gücünün kullanılmaya başlaması ulaşımda ve sanayide bir devrim yaratmıştır. Sanayi Devrimi ile Klasik iktisat Okulu doğmuş ve bu okulun düşünceleri 50 yıl boyunca politik ve akademik çevrelerde kabul görmüştür. Görüşleri ile liberal kapitalizmin ilkelerini savunan Adam Smith’in 1776 yılında yayınladığı “Ulusların Zenginliğinin Yapısı ve Nedenleri Üzerine Bir Araştırma” adlı eser, ekonominin bir bilim olarak doğuşuna ve kapitalizmin teorik yapısının oluşmasına büyük katkı sağlamıştır. Sanayi devrimi ile üretimde teknolojinin gelişmeye başlaması, insan gücüne olan ihtiyacın azalması, sağlık alanındaki gelişmeler ve nüfusun beklenilmeyen derecede artması sebebiyle ülkelerde işsizlik sorunu başlamıştır. Bu sorunlarla karşılaşan devletlerin çözüm yolları aramaya başlaması, liberal kapitalist sisteme müdahaleleri de beraberinde getirmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile yaşanan gelişmeler ve Fransa, ABD ve Almanya gibi ülkelerde korumacı politikaların yaygınlaşması ile kapitalist sistem, liberalizmin ilkelerinden koparak müdahaleci kapitalizm aşamasına geçmiştir. Savaşın etkisi atlatılmadan 24 Ekim 1929’da ABD’de ortaya çıkan ve daha sonrada diğer ülkelere hızla yayılan bunalım, kapitalizmin Klasik kuramın ilkeleriyle soruna çözüm getirememesi, ABD’de devletin “New Deal” uygulaması ile ekonomiye müdahalesini gündeme getirmiştir. Keynes 1936 yılında yayımlanan “İstihdam Faiz ve Paranın Genel Kuramı” adlı kitabında 1929 yılında uygulanan müdahaleci politikalara teorik bir yaklaşım getirmiş ve “bırakınız yapsınlar” felsefesini reddederek kapitalizmin toplam talebe yapılan müdahalelerle ayakta kalabileceğini göstermiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde kapitalist ülkelerde Keynezyen İktisada dayanan, devletin ekonomide varlığı ve müdahaleci politikalarının kabul görmesi, giderek artan toplumsal taleplerle de birleşerek “Sosyal Devlet”, Refah Devleti” ve “Sosyal Piyasa Ekonomisi “ gibi yeni iktisadî anlayışların ortaya çıkmasına yol açmıştır.

İsmail Aydoğuş

Kaynakça

Bocutoğlu, Ersan. İktisadi Düşünceler Tarihi. Trabzon: Murathan Yayınevi. 2012

Ersoy, Arif. İktisadi Teoriler ve Düşünceler Tarihi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, 2008

Hamitoğulları, Beşir. Çağdaş İktisadi Sistemler Strüktürel ve Doktrinal Bir Yaklaşım. Ankara: Savaş Yayınları. 1986

Marx, Karl. Kapital, Çev. Erkin Özalp, Mehmet Selik, Nail Satlıgan. İstanbul: Yordam Kitap, 2015.

Kazgan, Gülten. İktisadi Düşünce ve Politik İktisadın Evrimi. İstanbul: Remzi Kitapevi. 1980.

Küçükalay, A. Mesud. İktisadi Düşünce Tarihi, İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., 2010

Maurice Dobb. Kapitalizmin Gelişimi Üzerine İncelemeler, Geçiş Tartışmaları, Çev. F.Akar. İstanbul: Belge Uluslararası Yayıncılık, 2007.

Dobb, Maurice. Kapitalizm Sosyalizm Az Gelişmiş Ülkeler ve İktisadi Kalkınma. Çev M.Selik. Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1981.

Ölmezoğulları, Nalan. Ekonomik Sistemler ve Küreselleşen Kapitalizm, Bursa: Ezgi Kitapevi. 2008.

Smith, Adam. Ulusların Zenginliği. Çev. Ayşe Yunus ve Mehmet Bakırcı. İstanbul: Alan Yayınları, 2004.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi