Toplumsal açıdan incelendiğinde kuşak olarak da ifade edilen nesil aynı yıllarda doğmuş bulunan kişilerin bütününü ifade etmek için kullanılır. Neslin başka bir anlamı ise aileye atıfla bir kimsenin evlâtları, torunları, soyu, sülâlesi demektir. Nesil sıklıkla 25-30 yıllık devirler ile değişir. Bu süre genel olarak bir ebeveyn ile çocuğu arasındaki yaş farkıdır. Zaman içinde aile ve nüfustaki dinamiklerden de etkilenen nesil, toplumsal sürekliliğin ve değişimin kilit unsurlarından birisidir. Neslin değişimi, nesiller arası aktarımlar, nesiller arası dayanışma, nesiller arası çatışmalar son yıllarda sosyal bilimleri sıklıkla meşgul eden nesil ile ilgili temel tartışmaları oluşturur.

Aynı nesle mensup bireyler cinsiyet, sınıf, inanç, sosyo-ekonomik durumlarına göre farklılaşsalar bile aynı neslin üyesi olmalarından ötürü kendi nesillerindeki insanlar gibi benzer tecrübeleri yaşamakta, benzer fırsat ve zorluklar ile karşılaşmaktadırlar. Örneğin ABD’de İkinci Dünya Savaşı sonrasından 1960’ların ikinci yarısına kadar doğan nesle “Bebek Patlaması” nesli denir. 1965’lerden 1980’lere kadar doğan nesle X nesli, 1980-2000 yılı arasında doğanlara ise Y nesli denir. Son olarak 2000 yılından sonra doğanlara ise Milenyum veya Z nesli denilmektedir. Bu dört ayrı nesil incelendiğinde her bir grubun farklı ekonomik, sosyal ve siyasi atmosferlerde yetiştikleri, onlardan beklentilerin de bunlara göre şekillendiği bundan ötürü birbirinden çok daha farklı şekilde sosyalleşen, eğitim gören, normlara ve ekonomik imkanlara sahip nesiller oldukları söylenebilir. Nesiller arasındaki farklılıkların zaman içinde boylamsal olarak analizi toplumsal değişimi anlamaya çalışan sosyologlar kadar ekonomik dönüşümleri anlamaya çalışan iktisatçıları ve tüketim kalıplarını inceleyen işletme ve pazarlama üzerine çalışan araştırmacıların da ilgisini çekmektedir.

Nesiller arası ilişkileri inceleyen çalışmaların geçmişi dayanışma ile bağlantılı olarak değerlendirildiğinde Emile Durkheim’a (ö. 1917) kadar götürebilir. Nesiller üzerine sosyolojik bir yaklaşım geliştiren ilk modern teorisyen ise Karl Mannheim (ö. 1947) olmuştur. Nesli, tarihin belirli bir döneminde yaşayan ve bu dönemdeki sosyal, siyasi ve ekonomik gelişmelere birlikte tanıklık eden yaşıt topluluklar olarak tanımlayan Mannheim, bu çalışmasında toplumsal değişim hakkındaki geleneksel yaklaşımlara alternatif bir yorum getirmeyi amaçlamıştır. Ona göre mensup olunan nesil, tarihî olay ve gelişmelerin etkisiyle şekillenerek dünyaya dair yaklaşımımızı belirler. Mannheim’ın yaklaşımı, daha sonraki yıllarda birçok araştırmacıyı etkilemiş, ardından gelenler nesil tanımını geliştirerek sosyal bilimlerin farklı alanlarına uyarlamışlardır. Bu araştırmacılar içinde Glen Elder’in yaşam seyri kavramı çerçevesinde nesiller üzerine yaptığı çalışmalar ile öne çıkmaktadır. 

Nesiller arası ilişkiler günümüzde sadece dayanışma olgusu ile değil; toplumsal hareketlilik, toplumsal çatışma, eşitsizlik ve adalet gibi çok farklı kavramlarla birlikte farklı sosyal bilimlerde tartışılmaktadır. Nesiller arası çatışmalar gençler ve yaşlılar arasındaki norm ve geleneklere dair çatışmalar antik dönemden beri sıklıkla tartışılan konuların başında gelir. Son yıllarda yaşlanma ile birlikte istihdam yapısı, sağlık sistemi ve ekonomik yapıdaki dalgalanmalar nesiller arası çatışmaları artırmakta, özellikle refahın nesiller arasında adil bir biçimde dağıtılmadığına dair genç nesillerin kaygıları artmaktadır. 

Nesiller arası aktarımlar altta, üste veya üstten alta üç farklı şekilde yapılabilir. Bunlardan ilki ekonomik veya parasal aktarımlardır. Aile arasında verilen borç, hibe veya hediye şeklinde ayni veya nakdi doğrudan destekler de bunlara örnektir. İkinci olarak yapılan aktarım türü ise zaman aktarımıdır ki, bu da emeğin bedelsiz olarak bakım, ev işi, duygusal destek gibi farklı yollar ile bir nesil için harcanmasıdır. Barınma desteği de üçüncü tür nesiller arası aktarım olarak kabul edilir. Çocukların evlenene kadar ebeveynlerinin yanında kalmaları veya kendine bakamayacak durumda olan yaşlıların çocuklarının yanına taşınması bu aktarım türüne örnek olarak verilebilir. 

Türkiye Aile Yapısı veri setleri incelendiğinde 2006-2016 yılları arasında Türkiye’de genel olarak nesiller arası aktarımlarda bir düşüş olduğu görülmektedir. Özellikle nesiller arası ekonomik transferler ile barınma desteğinde hızlı bir düşüş yaşanmaktadır. Bu değişim, aile yapısındaki hızlı değişimler kadar toplumsal ve ekonomik dönüşümlerin, nesiller ve nesiller arasındaki dayanışma üzerindeki önemli etkisini göstermektedir.

Ümmügülsüm Aysan

Kaynakça

Albertini, Marco., Martin, Kohli ve Claudia, Vogel. “Intergenerational Transfers of Time and Money in European families: Common Patterns—Different Regimes?.” Journal of European Social Policy 17, Sayı :4 (2007): 319-334.

Aysan, M. Fatih. “Nesiller Arası Transferin Değişimi ve Mutluluğa Etkisi.” Türkiye Aile Yapısı İleri İstatistik Analizi içinde. Ankara: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2018. 314-333.

Durkheim, Emile. The Division of Labour in Society. Glencoe Ill. New York: The Free Press, 1960.

Elder, Glen. H. Age differentiation and the Life Course. Annual Review of Sociology 1 (1975): 165-190.

Inglehart, Ronad. The Silent Revolution. Princeton: Princeton University Press, 1977.

Kohli, Martin. Intergenerational Transfers and Inheritance: a Comparative View. Annual Review of Gerontology and Geriatrics 24, Sayı: 1 (2004): 266-289.

Lowenstein, Ariela., Ruth, Katz ve Simon, Biggs. Rethinking Theoretical and Methodological Issues in İntergenerational Family Relations Research. Ageing & Society 31, Sayı: 7 (2011): 1077-1083.

Mannheim, Karl. The Problem of Generations. Ed. P. Kecskemeti. Essays on the Sociology of Knowledge. London: Routledge and Kegan Paul, 1952. 276-320.

Özmete, Emine. Türkiye’de Kuşaklararası Dayanışmanın Değerlendirilmesi. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları, 2017.

Solon, Gary. “Intergenerational Mobility in the Labor Market.” Handbook of Labor Economics 3 içinde. Amsterdam: Elsevier. 1999. 1761-1800.

Walker, Alan. “The Economic ‘Burden’ of Ageing and the Prospect of İntergenerational Conflict.” Ageing & Society 10, Sayı:4 (1990): 377-396.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi