OTİZM (OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU)

Emel ERDOĞAN BAKAR views727

Doğuştan ya da erken çocukluk döneminde başlayan, içinde bulunduğu dönemi ve daha sonraki gelişim dönemlerini birçok yönü ile ve önemli derecede olumsuz etkileyen, yani gelişimsel boyutu olan nöropsikiyatrik bir bozukluktur. Genel toplumda yaklaşık olarak elli dokuz çocuktan biri otizm spektrum bozukluğu tanısı almaktadır. Erkek çocuklarda kızlara oranla 5 kat daha fazla görülmektedir. Otizm spektrum bozukluğunun nedenlerine ilişkin yapılan birçok çalışma sonucunda, bozuklukta psikososyal, biyolojik, genetik ve ailesel etkenlerin önemli rol oynadığı belirlenmiştir. Günümüzde yaygın olan görüş, otizm spektrum bozukluğunun genetik ve çevresel etkenlerle belirlenen, biyolojik temele dayanan bir işlevsel bozukluk olduğu yolundadır.

Otizm spektrum bozukluğunda iki temel sorun alanı bulunmaktadır. Bunlardan ilki şimdi veya geçmişte toplumsal iletişim ve etkileşim alanından görülen sürekli var olan yetersizliklerdir. Bu yetersizlikler üç şekilde karşımıza çıkabilir. Bunlardan ilki toplumsal-duygusal karşılık vermede yaşanan güçlüklerdir. Adına tepki vermeme, zaman zaman kendisiyle konuşan bireyleri duymuyor gibi görünme, komutları yerine getirmeme, kendiliğinden diyalog başlatamama veya diyaloğu sürdürmeme, yalnızca bir istek belirtmek ya da bir şeyi tanımlamak için diyalog başlatma, duyguları veya hisleri ifade edememe ve başkalarının duygularının farkına varamama, karşılıklı sosyal etkileşime pasif, saldırgan veya yıkıcı tarzda ve duruma uygunsuz bir şekilde yaklaşma eğilimi bu duruma örnek olarak verilebilir. İkinci yetersizlik alanı toplumsal etkileşim için kullanılan sözel veya sözel olmayan iletişim alanında yaşanan güçlüklerdir. Bu alanda yaşanan güçlüklere göz temasından kaçınma, yüz ifadesi, beden dili veya ses tonu gibi kelimelerle ifade edilmeyen iletişim yöntemlerini kullanmada ve tanımada zorluk yaşama, mizah ve imayı anlamakta güçlük çekme örnek verilebilir. Üçüncü yetersizlik alanı ilişkileri geliştirme, devam ettirme ve anlama güçlükleridir. Bu durum sıklıkla hayali oyun paylaşamama, arkadaş edinememe, arkadaşa ilgi duymama, tek başına oynama ve kendi dünyasına geri çekilmeyi tercih etme şeklinde gözlenmektedir.

Otizm spektrum bozukluğunda gözlenen ikinci temel sorun alanı ilgi, etkinlik ve davranışlarda sınırlı, yineleyici davranış örüntülerinin varlığıdır. Bu yetersizlikler dört şekilde karşımıza çıkabilir. Bunlardan ilki basmakalıp veya tekrarlayıcı motor hareketler, nesne kullanımları veya konuşmalardır. Öne arkaya sallama, kendi çevresinde dönme veya el çırpma gibi kendini tekrarlayan hareketler (stereotipik davranışlar), duyduğu sesleri anlık veya gecikmeli olarak tekrar etme [ekolali], kendini ısırma veya başına vurma gibi kendine zarar verebilecek faaliyetler, oyuncakları dizme veya çevirme bu duruma örnek olarak verilebilir. İkinci yetersizlik alanı aynı olmakta ısrar, rutine sıkı sıkıya bağlı olma veya ritüelleşmiş sözel ve sözel olmayan davranışlardır. Bu durum her gün aynı yolu veya aynı yemeği tercih etme gibi belirli rutinleri veya ritüelleri geliştirme ve bunlarda meydana gelecek en ufak bir değişiklikten büyük rahatsızlık duyma şeklinde gözlenebilir. Üçüncü yetersizlik alanı konu veya yoğunluk açısından anormal olan sınırlı, sabitlenmiş ilgilerdir ve bu duruma örnek olarak bir oyuncak arabanın dönen tekerlekleri gibi herhangi bir nesnenin detaylarından aşırı etkilenme, ancak bu nesnenin genel amacı veya işlevini anlayamama, bir şeyleri düşürme, sürekli takılma gibi hareket kalıplarını aşırı tekrarlama ve bu sırada garip, sert veya abartılı bir vücut dili kullanma verilebilir. Dördüncü yetersizlik alanı duyusal olarak aşırı ya da az duyarlılık veya çevrenin duyusal boyutuna aşırı ilgidir. Bu alanda yaşanan güçlüklere acıya/sıcağa aşırı duyarsızlık, belirli ses veya dokunuşlara karşı beklenmeyen tepki, ışık veya hareketle görsel olarak çok meşgul olma, nesneleri aşırı koklama veya onlara aşırı dokunma örnek verilebilir.

OSB’de en etkin tedavi yöntemi bireyin ihtiyaçlarına göre planlanmış özel tedavi programlardır. Bu programlar davranış değiştirme, özel eğitim, ilaç tedavisi olmak üzere üç temel tedavi yöntemini kapsar. Davranış değiştirme programları ile bireyin problemli davranışları değiştirmesine yardımcı olabilmek amaçlarken; özel eğitim programları ile bireyin bilişsel becerileri, motor becerileri, konuşma, dil, kişiler arası ilişkileri ve öz bakım becerileri gibi alanlarda yaşadıkları güçlüklere odaklanılır. İlaç tedavileri, gerekli olduğu takdirde OSB’de görülebilen davranış bozuklukları, aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve uyku problemi gibi belirtileri kontrol edebilmek amacıyla uygulanmaktadır. Bu tedavi yöntemlerinin başarısında erken tanılama ve ebeveyninin tedavi sürecine aktif katılımı çok büyük rol oynamaktadır.

Emel Erdoğan Bakar

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi