Kelime anlamı “olduğundan başka türlü görünme”, “gösteriş”, “ikiyüzlülük” olan riyâ dini bir terim olarak Allah rızasını kazanmak için yapılması gereken ibadetleri/davranışları insanların takdirini ve beğenisini kazanmak için yapmak demektir. İçi dışı bir olmayan, iki yüzlü kimseler riyâkar ya da mürâî şeklinde adlandırılır.

Riyâ ile ilgili olarak psikoloji biliminde yapılan açıklamalara göre birey, toplumun içine gerçek kişiliğinden çok toplumun beklentilerine ve değer yargılarına uygun bir maskeyle çıkar. Bu maskeli kişilik, kişinin bireysel özelliklerini korumasına imkân tanır. Ayrıca toplumda saygın ve meşru bir yer edinmesine zemin hazırlar. Fakat kişiyi aynı zamanda değişik sosyal maskelerin arkasında yapay roller oynamaya sevk eder. Nitekim modern dönemin tercihleri ve iletişim araçlarının kullanım şekli birey ve toplumu daha yoğun bir şekilde maskelerle yaşamaya yönlendirmektedir. Bunun sonucunda da modern birey farklı kişilik bozukluklarının ıstırabını çekmektedir. 

İslâmî kaynaklarda riyâ, Kur’ân-ı Kerim ayetleri ve Hz. Peygamber’in hadislerine dayanılarak gizli şirk, kendini beğenme ve kibirle, dolayısıyla da münafıklıkla ilişkilendirilmiştir. Kur’ân’da, kalplerinde riyâ bulunan ve mallarını gösteriş için harcayan kimselerin durumunun şeytanla arkadaşlık etmek olduğu ve riyâ ile namaz kılanların, aslında namazlarından gâfil oldukları için onların asıl amaçlarının gösteriş olduğu bildirilmektedir (Bakara 2/264; Nisâ 4/38; Enfâl 8/47; Müsned, II, 301, 435; Müslim, “Zühd”, 46)

İslâm alimleri her türlü davranışın, Yaratıcı’nın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla yapılması gerektiğini vurgular ve bu çerçevede dürüstlüğün ve doğruluğun önemini hatırlatır. Övülme arzusu, kınanma korkusu ve insanlardan menfaat beklentisi içinde olmanın kişiyi riyâkarlığa sürükleyen sebepler olduğu belirtilir. Esas olan insanın Allah katındaki değeri olduğu, bunun bilincinde olan kişinin başkalarının övmesine veya kınamasına değer vermeyerek riyâdan korunmuş olacağı ifade edilir.

İslâmî kaynaklarda riyâ duygusunun beden, dış görünüş, söz, davranış ve sosyal çevreyle ilişkilere dindarlık süsü verme şeklinde dışa yansıdığı ifade edilir. Bu husustaki örnekler arasında bir kimsenin âhiret endişesi taşıdığını göstermek için yüzüne kederli bir görüntü vermesi; oruçlu olduğu bilinsin diye sesi kısılmış, gözlerinin feri sönmüş bir hâl takınması; âbidler ve zâhidler gibi saçı başı dağınık görünmesi; konuşmalarında hikmet sahibi, âlim ve zikir ehli bir kimse olduğu izlenimi uyandırmaya çalışması; rükû ve secde gibi rükünlerde uzun süre durarak namazı uzatması, kezâ oruç ve hac gibi ibadetlerinde titiz bir dindar görüntüsü sergilemesi; ilim ve din ehlinden olduğunu, ilimde ve dinde yüksek bir mertebede bulunduğunu hissettirmek amacıyla âlimler ve âbidlerle düşüp kalkması yer almaktadır. 

Muhammed Kızılgeçit

Kaynakça

Çağrıcı, Mustafa. “Riyâ.” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi XXXV içinde. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2008. 137-138.

Gazzâlî. İhyâ’u ulûmi’d-din. Çev. Ahmed Serdaroğlu. İstanbul: Bedir Yayınevi, 1987.

Goffman, Erving. Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu. İstanbul: Metis Yayınları, 2009.

Hökelekli, Hayati. Din Psikolojisi. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1996.

Kızılgeçit, Muhammed. Hâris El Muhâsibî’de Dinî Davranışın Psikolojik Temelleri. Ankara: Gece Kitaplığı, 2015.

Muhâsibî, Hâris. er-Riâye li hukûkillah. nşr. Abdulkadir Ahmet Ata. Beyrut: Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, ts.

Sambur, Bilal. Bireyselleşme Yolu Jung’un Psikoloji Teorisi. Ankara: Elis Yayınları, 2005. 

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi