SABİİLİK/MANDEİZM

Şinasi GÜNDÜZ views11863

Müntesipleri genellikle güney Irak’ta ve İran’da Karun nehri boyunca yer alan yerleşim birimlerinde yaşayan, gnostik inanç ve öğretileriyle tanınan bir dindir.

Irak ve İran dışında dünyanın değişik yerlerinde de irili ufaklı cemaatler hâlinde diaspora yaşantısı sürdüren Sabiilerin, dünya genelindeki nüfuslarının 100 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Arap komşularınca Sabii (Subbî ya da Subbâ) olarak adlandırılan bu inanç grubundan, Kur’ân’da da üç yerde (Bakara 62, Maide 69, Hac 17) bu isimle bahsedilir. Bununla birlikte onlar kendilerini Mandayye (arifler, bilenler) ve Nasurayye (kutsal öğretileri koruyup gözetenler) olarak adlandırırlar. Sabiilerce kutsal metin ve ibadet dili olarak kullanılan ve Aramicenin diyalektlerinden biri olan Mandence’de bilgi, hikmet anlamına gelen “manda” teriminden türetilen Mandayuta, Sabiiliği ifade eden ve Sabiiler arasında yaygın olarak kullanılan bir terimdir. Bu terimden hareketle Batılı araştırıcılar Sabiiliği Mandeizm olarak isimlendirirler.

Sabiiler, kendi dinlerinin Hz. Adem’le birlikte başlayan “ilk din” olduğunu iddia etseler de Sabiiliğin tarihçesi gerçekte günümüzden yaklaşık iki bin yıl önce başlar. Sabiilik MÖ son iki yüzyıl içerisinde Filistin-Ürdün bölgesinde mevcut olan heterodoks Yahudi akımları içerisinde filizlenmiştir. Kutsal kitaplarında Sabiiler, Filistin’deki atalarından Nasuralar olarak bahsederler ve onların Yahudilerle olan mücadelelerini anlatırlar. 

Oldukça zengin bir dinî literatüre sahip olan Sabiilerin kutsal metinleri arasında en önemli yeri oluşturan temel kitaplar Ginza, Draşya d Yahya ve Kolasta’dır. Sabii literatürü üzerinde yapılan çalışmalar, bu literatürden en azından bir kısmının MS 2. ya da 3. yüzyılda derlendiğini ortaya koymaktadır. Bunun dışında ezoterik metinler içeren birçok metnin de kutsiyetine inanırlar.

Sabii teolojisi, Tanrı, evren ve insan anlayışları ile hakikat ve kurtuluş öğretileri açısından gnostik bakış açısını esas almaktadır. Sabii öğretilerinde gnostik düalizm egemendir. Yalnızca ahlakî düzlemde bir düalizmden ibaret olmayan, kozmolojik düzlemde de bir düalizm öngören bu anlayışa göre bir tarafta ışık ve nur âlemi, diğer tarafta ise karanlık âlemi bulunur. Buna göre ışık ve karanlık ya da iyilik ve kötülük şeklindeki iki asli ilke/prensip ezelden ebede mevcuttur ve aralarında bitip tükenmek bilmeyen bir karşıtlık ve mücadele söz konusudur. Sabiilerin tanrı tasavvurlarının temelinde de bu gnostik düalizm mevcuttur. Sabii ilâhiyatına göre ışık tanrısı Malka d Nhura gibi karanlık tanrısı Malka d Hşuka da ezeli ve ebedidir. Dünyanın sonunda bütün kötü varlıklar yok edilecek, ancak karanlık ve kaos prensibiyle karanlık tanrısı Malka d Hşuka varlığını ebediyen sürdürecektir. Bununla birlikte bunlar Malka d Nhura tarafından kendi kabukları (âlemleri) içine hapsedilecektir. Sabiilerin kâinatın ve yeryüzünün oluşumu ile ilgili tasavvurları baştan sona mitolojiyle iç içedir. Gerek kâinat ve yeryüzünün gerekse insanın yaratılışı, ışık ve karanlık ya da iyilik ve kötülük arasındaki kaçınılmaz mücadeleyle ilgili ilâhî kaderin bir tecellisi olarak görülür. 

Sabiilere göre insan madde ve ruhtan oluşan iki farklı unsurdan meydana gelir. İnsan bedeni de dâhil maddi olan her şey kötülük ve karanlık âleminin bir parçasıdır. İnsanın asıl varlığını oluşturan ruh, maddi âlemle bedene atılmış/düşmüş bir ışık varlığı olarak kabul edilir. Beden maddi varlığı itibarıyla kötülük ve karanlığı, ruh ise iyilik ve nuru temsil eder. Sabiilere göre kurtuluş yalnızca ruh için geçerlidir; zira beden bu süfli dünyaya aittir. Ruhun kurtuluşu ise beden hapishanesinden ve dünyadan kurtulmasına bağlıdır. Kurtuluş için ruhun gerekli olan şeyleri yapması, yani doğru inanç ve ibadetlere bağlanması gerekir. Ancak bu bile kurtuluş için yeterli değildir. Zira Sabii düşüncesine göre kurtuluşun tek yolu ilâhî kurtarıcı bilgiye sahip olmaktır. Manda (hikmet, gnosis) olarak adlandırılan bu bilgi, yüce ışık âleminden kişiye iletilen bir bilgidir.

Sabii ritüelleri arasında en önemli olanı boy abdesti ya da vaftizdir. Masbuta, tamaşa ve rişama şeklinde üç çeşit dinî yıkanma/temizlenme ayini vardır. Sabiilikte ayin yemekleri törenleri de önemli yer tutar. Bunlardan en önemli olanı masiqta adı verilen törendir. Ayrıca Sabiiler günün belirli saatlerinde (Ginza’ya göre 3 kez gündüz, 2 kez gece) yüce Işık Kralı’na dua ederler. Ayin yemeklerine hazırlık aşamasında güvercin ve koç kurban ederler. Sabiiler ibadetlerini evlerinde, akarsularda ve belirli durumlarda Mandi adı verilen bir yapının önünde bulunan havuzda ve havuz kenarında yaparlar.

Sabiilik misyonerliğe yer veren bir din değildir; zira bir kişinin Sabii olabilmesi ancak Sabii bir anne ile babadan doğması ile mümkündür. Sabiilikte atama/kutsama töreni ile gerçekleşen bir din adamları sınıfı vardır. Rahiplikteki en üst tabakaya “Riş’ama” adı verilir. Bu görev yalnızca dinî anlamda değil siyasal anlamda da Sabii toplumunun liderliğini ifade etmektedir. Ganzibra’lık ise yöresel başrahiplik görevine tekabül etmektedir. Normal rahiplere Tarmida, yardımcı rahiplere ise Aşganda adı verilmektedir.

Şinasi Gündüz

Kaynakça

Drower, E.Stevens. The Mandaeans of Iraq and Iran. Their Cults, Customs, Magic Legends and Folklore. London: Oxford University Press, 1937. 

Gündüz, Şinasi. The Knowledge of Life: The Origins and Early History of the Mandaeans and Their Relation to the Sabians of the Qur’an and to the Harranians. Oxford: Oxford University Press, 1994. 

Gündüz, Şinasi. Sabiiler Son Gnostikler. Ankara: Vadi, 1995. 

Gündüz, Şinasi. İslam ve Sabiîlik. İstanbul: Hikav Yayınları, 2018. 

Lidzbarski, Mark. Ginza der schatz oder das grosse Buch der Mandäer übersetzt und erklärt. Göttingen: Vandenhoeck & Ruprecht ١٩٢٥. 

Rudolph, Kurt. Mandaeism. Leiden: Brill, 1978. 

Yamauchi, Edwin M. Gnostic Ethics and Mandaean Origins. Cambridge: Harvard University Press, 1970.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi