ŞEYTAN (İslâm’da)

Kamil GÜNEŞ views16816

Allah’ın emrine karşı gelerek Hz. Âdem’e secde etmediği için ilâhî rahmetten kovulan; isyanın, küfrün, kötülüğün, fesadın, kısacası bütün olumsuzlukların ilişkilendirildiği, gözle görülmeyen, insanları saptırmaya çalışan inkârcı, azgın ve kibirli (bkz. Kehf 18/50), ruhanî varlığın adıdır.

Sözlükte; uzaklaşan, haktan ve hayırdan ayrılan, muhalefet eden gibi anlamlara gelen “şeytan” kelimesi, kötülükte türünün diğerlerine göre ileri giden, önde gelen her şey için kullanılmış, bu anlamda insan ve hayvanların haylaz, zararlı, itaatsiz olanlarına da şeytan denilmiştir. 

Ateşten yaratılan cinlerin küfre düşüp doğru yoldan sapan grubunu teşkil eden olan şeytan taifesinin lideri ve atası olan ilk şeytandan Kur’ân-ı Kerîm’de İblîs diye söz edilir (Kehf 18/50; Hicr 15/27; A’râf 7/12; Müslim, “Zühd”, 60). 

Allah yeryüzüne imtihan için gönderdiği insana, hem onu yüksek ve ruhanî hayata yükselten ulvî duygular hem de alçaltan süflî duygular vermiş; bunlara karşılık melekler ve şeytan olmak üzere iki çeşit varlık yaratmıştır. Şeytan, insanın içindeki süflî arzuları uyandırmayı kendine vazife edinmiş; bu özelliğiyle de bir imtihan aracı olarak insanoğlunun hidayet ve dalaleti, ceza ve mükâfatı hak etmesi açısından merkezî bir konuma sahip olmuştur. (A’râf 7/17; Nur 4/21; Mâide 5/91)

Kur’ân âyetlerinde (A’râf 7/11-22) şeytanın birçok yönüne dikkat çekilmektedir: Gurur ve kibre kapılarak ve kendisinin ateşten yaratıldığını gerekçe göstererek Hz. Âdem’e secde etmediği, bunun üzerine ilâhî huzurdan kovulduğu, Allah’tan insanları saptırmak için izin istediği, Hz. Âdem ile eşine vesvese verip hile ve tuzak kurduğu, kıyamete kadar Allah’ın ve inananların düşmanı olduğu bildirilmektedir. Onun, insanlara kötülükleri güzel gösterdiği, boş kuruntular ve yalancı vaatlerde bulunduğu, Allah’ın emirlerini çiğnemeye, haram işlemeye teşvik ettiği, insanları birbirine düşürdüğü, vesvese verdiği, hile ve tuzaklar kurduğu haber verilmektedir. Yine Kur’ân, onun vesvese ve tuzaklarından Allah’a sığınmayı tavsiye etmektedir.

Allah, insanı, melek ve şeytanın her ikisine de eğilimi bulunan bir tabiatta yaratmıştır. Bununla birlikte ona iyi ile kötüyü ayırt edecek akıl vermiş, iyiler ile kötülerden örnekler göstermiş, mesajlarını iletecek peygamberler göndermiş, iyi ile kötü davranışların dünya ve ahiret çapında doğuracağı sonuçları da haber vermiştir. İslâm dini, şeytanın insanlar üzerinde mutlak manada hâkimiyeti bulunduğu ve onlara istediğini yaptırdığı şeklindeki bir anlayışı reddeder; çünkü Kur’ân-ı Kerîm’de şeytanın hile ve tuzaklarının zayıf olduğu, bütün maharetinin kendi yoluna çağrı yapmasından ibaret olduğu da beyan edilmiştir. Ona uyup uymamak, kişinin elinde bulunan bir husustur.

Şeytandan, insan ve cin dostlarından korunmanın en temel yolu öncelikle Allah’a sığınmak (A’raf 7/200-201) ve hem kalbî hem fiilî olarak olarak ondan uzak durma iradesi göstermektir. Şeytanın Allah’ın ihlaslı ve dosdoğru yolda kalmak isteyen kullarını yoldan çıkaramayacağı açıktır (Hicr 15/39-41).

Kamil Güneş

Kaynakça

Ateş, Süleyman. İnsan ve İnsanüstü. İstanbul: Yeni Ufuklar Neşriyat, 1995.

Çelebi, İlyas. “Şeytan.”Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi XXXIX içinde. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. 2010. 99-101.

Erbaş, Ali. “İfrit.” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi XXI içinde. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2000. 516-517.

İbn Kesir, İsmail b. Ömer. el-Bidâye ve’n-nihâye. Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1986.

İbn Kayyim el-Cevziyye, İğâsetü›l-lehfân fî mesâidi›ş-şeytan. thk. Beşir Muhammed Uyun. Dımaşk: Mektebetu Dâri’l-Beyân, 1414/1994.

İbn Manzur. Lisanü’l-Arab. Beyrut: Daru’s Sadr Yayınevi, 1994.

Mâtürîdî, Muhammed b. Muhammed. Te’vîlâtü Ehli’s-Sünne. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2005.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi