Bir bireyin düşünce, duygu, tutum ve davranışlarında başkalarının gerçek, düşlemsel ya da örtük varlığının ya da onlarla etkileşimin yol açtığı değişim olarak tanımlanmaktadır.
Sosyal etki, ona hedef olan kişi tarafından nasıl algılandığına bağlı olarak “bilgisel sosyal etki” ve “kuralsal sosyal etki” olmak üzere ikiye ayrılır. Eğer birey başkalarının davranış, tutum ve inançlarını neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda bilgi olarak algılar ve kendi davranış, tutum ve inançlarını değiştirip onlara uyarsa bu tür bir etkinin adı “bilgisel sosyal etki”dir. Bu durumda birey, kendi düşünce ve inançlarını değiştirerek başkalarının etkisini içselleştirir. Öte yandan bireyin diğerlerinin tutum ve davranışlarını, kendisinin de öyle davranması yönünde zorlayıcı olarak algılayarak onlar gibi ya da kendisinden istenen doğrultuda davranmasına “kuralsal (normatif) sosyal etki” adı verilir. Bu durumda değişiklik kişinin yalnızca davranışında gözlenir ve bu davranış değişikliği de kısa ömürlü olmak eğilimindedir. Bireyin tutum, düşünce ve inançlarında içsel bir değişiklik olmaz.
İnsanların tutum, davranış ve düşüncelerini başkalarının tutum, davranış ve düşünceleri yönünde değiştirmelerine “uyma davranışı” adı verilir. Sosyal psikolojide üç tür uyma davranışı üzerinde durulur:1) açık bir istek olmaksızın uyma, 2) açık bir isteğe uyma, 3) boyun eğme ya da itaattir. Açık bir istek olmaksızın uyma; bir kişinin düşünce, inanç ve davranışlarını açık bir istek olmaksızın ve gönüllü olarak başkalarınınkilerle aynı çizgiye getirmek için değiştirmesi olarak tanımlanabilir. Bu; diğerlerinin etkisini benimseme, kendine mal etme ya da içselleştirme olarak da bilinir. Açık bir istek ya da baskı söz konusu değildir. Açık bir isteğe uyma; insanların başkalarından gelen açık bir isteğe, toplumsal bir norma ya da standarda istemeseler bile uymaları, istenilen yönde davranmaları olarak tanımlanabilir. Herkesin ak dediği bir şeyin kara olduğunu bile bile diğerlerine katılıp o şeyin ak olduğu söyleme gibi. İnsanlar bu tür uyma davranışlarını başkalarının davranışlarını doğru buldukları için değil; sevilmek, onaylanmak ya da kınanmaktan, dışlanmaktan, cezalandırılmaktan korktukları için gösterirler. İnsanların meşru ya da yasal bir yetkenin (otoritenin) emir ve isteklerine uymalarına ise “boyun eğme” ya da “itaat” adı verilir. Bir erin komutanının emirlerine, bir çocuğun anne ya da babasının isteklerine uyması bu tür bir uyma davranışıdır. Yalnız emir ya da isteğin uygun, yasal bir otoriteden gelmesi gerekir; yoksa insanlar herkesin emirlerine uymazlar. Boyun eğme sosyal etkinin en doğrudan biçimidir.
Sosyal psikologlar belli başlı beş uyma sağlama tekniği belirlemişlerdir. Bunlar insanların bir isteklerine bir başkasının uymasını sağlamak için kullandıkları tekniklerdir. Bu tekniklerin adları değişmekle birlikte genellikle şunlardır: ölümü göster hastalığa razı olsun ya da ayı iste yıldıza razı ol tekniği, kapıyı aralama ya da elini veren kolunu da verir tekniği, kötü tarafını sonraya sakla tekniği, hepsi bu kadar değil tekniği ve dikkatini çek tekniği.
Ali Dönmez