SOSYAL MEDYA

Mehmet Emin BABACAN views1100

Geleneksel kitle iletişim araçlarından yapısal özellikleri ve fonksiyonları açısından farklı olarak, kullanıcı merkezli ve interaktif bir karaktere sahip teknolojik platformdur. Bu anlamda sosyal medya, çoklu medya özelliklerini (yazılı, sesli, görüntülü) bir arada bulunduran, küre ölçeğinde insanlığın büyük çoğunluğunun yeni iletişim zemini olarak işlev görmektedir. Özellikle 1950’li yıllarda hayatımıza girmeye başlayan bilgisayar teknolojisi, ardından 1990’lı yıllarda bugünkü şeklini alan internet teknolojisi (World Wide Web-www) sosyal medyanın da ortaya çıkmasını sağlayan önemli teknolojik dönüm noktalarıdır. Bununla birlikte sosyal medyanın bugünkü şekliyle ortaya çıkışı, kullanıcıların da interaktif biçimde katılımına imkân tanıyan Web 2.0 teknolojisinin gelişimi sonrasındadır. Özetle bireyin etkileşim içinde bulunabildiği çevrimiçi bir platform olarak da ifade edilebilen sosyal medya araçlarına; forumlar, bloglar, wikiler, paylaşım siteleri, sosyal ağ siteleri, mikro-blog siteleri ve çevrimiçi diğer sanal dünyalar örnek olarak gösterilebilir.

Kitle iletişim araçları (radyo, TV, gazete vb.) karakteri itibarıyla daha çok monolog bir iletişim sürecine imkân verirken sosyal medya ile birlikte iletişim süreci daha interaktif bir karakter kazanmıştır. Örneğin geleneksel kitle iletişim araçlarında daha çok tek taraflı, monolog bir enformasyon akışı söz konusuyken metin, ses, video, fotoğraf gibi çoklu medya içeriklerine imkân tanıyan Facebook ve Instagram; daha çok video içeriği üretilmesine imkân tanıyan Youtube; kısa metin ağırlıklı Twitter; bireysel ve grup yazışmaları için kullanılan Whatsapp gibi sosyal medya platformları söz konusu bu karakteri değiştirmiştir. Bu anlamda iletişim sürecinin iletişim araçları bağlamında köklü ve yapısal bir dönüşüm yaşadığı ifade edilmelidir. 

İletişim süreçleri ve araçlarına ilişkin yaşanan söz konusu dönüşümün bireysel ve toplumsal hemen her alanda önemli iz düşümleri bulunmaktadır. Özellikle sosyal medyanın bireysel ve toplumsal hayatta aktif olarak kullanılmasıyla birlikte enformasyon akışında özne-nesne ilişkisi, iletişim ve bilgi ihtiyacında kullanılan araçların/kanalların farklılığı, iletişim araçlarının sermaye ve sahipliği bağlamında iktidar-rıza ilişkisi; bireyin özgürlüğü, bağımsızlığı ve sosyal sermaye geliştirme potansiyeli, toplumsal hareketlere alan açması ve hareket kabiliyeti kazandırması gibi daha birçok konuda önemli tartışmaları başlatmıştır. Bu tartışmalar sosyal medyanın bireysel, toplumsal, siyasal, iktisadî, kültürel ve diğer her alanda olumlu-olumsuz söz konusu iz düşümleri etrafında önemli bir literatür oluşturmaktadır.

Sosyal medya etrafında oluşan literatür temelde iki yaklaşım etrafında özetlenebilir. Bunlardan biri sosyal medyanın birey ve toplum hayatının her açıdan kalitesini artırdığı etrafında oluşan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım örneğin sosyal medyanın demokrasi ve özgürlükleri geliştiren, alternatif enformasyon kanalları sunan, interaktif olmayı ve bireyin iradesini önceleyen bir karaktere sahip olduğunu savunur. Diğer yaklaşım ise sosyal medya araçlarının sunduğu bütün bu imkânların büyük bir yanılsama olduğu etrafında gelişmektedir. Örneğin sosyal medyanın demokrasi, haklar, özgürlükler gibi temel hususlarda niceliksel bir artışa imkân tanımakla birlikte, niteliksel bir kaliteyi sağlamadığını iddia eder. Aynı şekilde sosyal medya araçlarının küresel finans şirketlerinin tekelinde olduğuna, her türlü manipülasyona açık olabildiğine; ırkçılığın, kin ve nefretin kolayca aracı hâline gelebildiğine işaret etmektedir. Özellikle sosyal medyanın birey kullanıcı merkezli bir karaktere sahip olması nedeniyle doğrudan birey psikolojisi etrafında gelişen “duygular”, “tüketim”, “tatmin” gibi ve en önemlisi bir gözetim/gözetleme aracı olarak “mahrem/ mahremiyet” gibi birey merkezli konularda önemli bir deformasyon oluşturduğu etrafında şekillenmektedir.

Metin, görsel, video gibi kullanıcıya çoklu medya ortamı sunan sosyal medya, her zaman ve her mekânda kullanılabilme imkânı ile birey ve toplum hayatının merkezinde yer almaktadır. Birey ve toplum hayatının merkezinde yer alan bir olgu olmasının doğal bir sonucu olarak da demokrasi, özgürlükler, kamusal-özel alan, mahremiyet, tüketim, tatmin, toplumsal hareketler, siyasal iletişim ve daha birçok alanla olan ilişkisi tartışılmaktadır. 

Mehmet Emin Babacan

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi