ÜMMET

Mahmut KELPETİN views3098

Sözlükte temel anlamı “kavim, grup, kendilerine peygamber gönderilen topluluk, her kabileden bir grup insan, bir din üzerinde birleşen topluluk, önder” gibi anlamlara gelmekte olup terim olarak ise ortak bir ideal, amaç veya din etrafında birleşen insan topluluğu demektir. Daha özel ve yaygın kullanımla, bir peygamberin tebliğ ettiği dine inananların veya muhatap olanların meydana getirdiği topluluktur. Bu yönüyle ümmet ifadesi İslâm kültüründe iki kısımda değerlendirilmektedir: Hz. Peygamber kıyamete kadar gelecek olan bütün insanlara gönderilmiş son peygamber olduğundan onun peygamberliğinden haberdar olan, diğer bir ifadeyle davetine muhatap olanlara ümmet-i da’vet (davete muhatap olan) veya ümmet-i belâğ (tebliğe muhatap olan), onun getirdiği dine inanıp ona tabi olanlara ise ümmet-i icâbet (daveti kabul eden, icabet eden) denilmektedir. İslâm kültüründe mutlak olarak ümmet terimi daha ziyade Müslümanları ifade etmek üzere Ümmet-i Muhammed veya İslâm ümmeti şeklinde kullanılır. 

Kur’ân-ı Kerim’de ümmet kavramı farklı manalarda kullanılmaktadır. Bunların önemli bir kısmı terim anlamında olmakla birlikte yeryüzündeki bütün insan, hayvan ve cin topluluklarının her biri (En’âm, 6/38; A’râf, 7/38), “süre, zaman, devir” (Hûd, 11/8; Yûsuf, 12/45), büyük bir gurubun belirli bir kesimi (Âl-i İmrân, 3/104, 113), millet ve soy (Bakara, 2/128; A’râf, 7/160) gibi anlamlarda da kullanılmaktadır. Ayrıca “İbrahim gerçekten Hakk’a yönelen, Allah’a itaat eden tek başına bir “ümmet” idi; müşriklerden değildi” (Nahl, 16/120) âyetinde de Hz. İbrahim’in Tevhid inancı yolunda hidayet rehberi ve bütün iyiliklere sahip bir kimse vasfıyla başlı başına bir ümmet olduğu belirtilmektedir. 

Kur’ân-ı Kerim’deki birçok âyette ümmet kelimesi terim anlamında kullanılmış ve bunlardan bazılarında Hz. Peygamber’in ümmeti (Ümmet-i Muhammed) kastedilmiştir: “İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Peygamber’in de size şahit olması için sizi mutedil bir ümmet kıldık” (Bakara, 2/143) ve “Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız” (Âl-i İmrân, 3/110) âyetleri buna örnektir. Aynı şekilde ümmet ifadesi çok sayıda hadis rivayetlerinde terim anlamıyla geçmektedir: “Ümmetimden Allah’ın emrini yerine getiren bir topluluk sürekli bulunacaktır. Onları aşağılayan veya onlara muhalefet edenler, onlara asla zarar veremeyecektir. Öyle ki, Allah’ın kıyamet emri gelinceye kadar bu topluluk insanlara karşı böyle muzaffer hâlde kalacaklardır” (Buhârî, Menâkıb”, 28) ve “Ümmetim dalalet üzere ittifak etmez” (Tirmizî, “Fiten”, 7; İbn Mâce, “Fiten”, 8) gibi hadisler buna örnek verilebilir. 

Öte yandan Hz. Peygamber Medine’ye hicretten sonra ensâr ve muhacirler arasında kardeşlik (muâhât) tesis ettiği gibi burada yaşayan ve Müslüman olmayan topluluklarla da şehrin ortak savunmasını ve din ve ibadet hürriyetini esas alan bir sözleşme (Medine Vesikası) imzalamıştır. Bu anlaşmada yer alanlar gruplar, Müslümanlarla birlikte bir bütün oluşturup “ümmet” olarak zikredilmişlerdir. 

Yaygın olarak Müslümanlar için kullanılan ümmet (ümmet-i Muhammed) ifadesi ırk, renk, dil, coğrafya, siyaset, sosyal statü vs. ayırımı gözetmeden bütün Müslümanların din kardeşi olup birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmalarını, iyiliklerde yarışıp kötülüklere karşı ortak mücadele etmelerini, aşırılıklardan kaçınıp orta yolu benimsemeyi, kısacası İslâm kardeşliğini ve birliğini canlı tutmayı hedefleyen bir kavramdır. 

Mahmut Kelepetin

Kaynakça

Abdülbâkî, Muhammed Fuad., el-Muʿcemü’l-müfehres li-elfâzi’l-Kurâni’l-Kerîm. Kahire 1950, “emm” md.

Bulut, Halil İbrahim. “Ümmet.” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi XLII içinde İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2012. 308-309.

Çetin, Nihad M., “Ümmet.” İslam Ansiklopedisi XIII içinde. MEB Basımevi, İstanbul, 1986. 102-104

Darrow W. R., “Ummah.” The Encyclopedia of Religion XV içinde. Ed. M. Eliade. New York, 1987. 123-125. 

Hamidullah, Muhammed. İslâm Peygamberi. Çev. Salih Tuğ. İstanbul: İrfan Yayınevi, 2003.

İsfahânî, Râgıb. “emm.” el-Müfredât fî garibi’l-Kur’ân içinde. thk. Muhammed Keylânî. Kahire: Mustafa el-Babi el-Halebi, 1961.

Kur’an Yolu. Türkçe Meâl ve Tefsir. Haz. Hayreddin Karaman, Mustafa Çağrıcı, İbrahim Kafi Dönmez, Sadrettin Gümüş. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2003. 

Öz, Ahmet. Kur’an’ın Önerdiği Vasat Ümmet. Doktora tezi. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008.

Uzun, Nihat. Kur’ân’da Ümmet Kavramı. Yüksek lisans tezi. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002.

Yazır, Elmalılı Muhammed Hamdi. Hak Dini Kur’an Dili. İstanbul 1979.

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi