YESEVÎLİK

Mehmet Mahur TULUM views608

Merkezî Asya Türklüğü arasında ‘Pîr-i Türkistan’ lakabıyla da anılan Ahmed Yesevî’nin (ö. 1166) kurduğu tarikattır. Hayatı hakkındaki bilgilere daha çok menâkıb-nâmeler, tasavvuf ulularınca kaleme alınmış eserler, şifahî ve yazılı kaynaklardaki rivayetler ve bilhassa da hikmet mecmuaları (Dîvân-ı Hikmetler) yoluyla ulaştığımız Ahmed Yesevî bugünkü Kazakistan sınırları içinde 11. yüzyılın sonlarına doğru dünyaya gelmiştir. 

İlk mürşidi kabul edilen Arslan Baba’dan tasavvufla ilgili temel bilgileri alan Ahmed Yesevî, onun vefatından sonra yine onun daha önce verdiği bir işarete uyarak devrin ilim ve irfan merkezi olan Buhâra’ya gider ve muhtemelen yirmili yaşlarında o zamanın önde gelen mutasavvıf ve bilginlerinden Melâmetî-Kalenderî geleneğine bağlı olduğu söylenen Şeyh Yûsuf el-Hemedânî’nin (ö. 1140) şagirdi ve müridi olur. Yûsuf el-Hemedânî’nin vefatı üzerine şeyhlik postuna önce Hâce Abdullah-ı Berakî, onun ölümünden sonra da Şeyh Hasan-ı Endâkî geçer. Hasan-ı Endâkî’nin ölümü (ö. 1160) nün ardından Ahmed Yesevî şeyhlik makamına geçer. Bir müddet sonra, daha önce şeyhi Yûsuf el-Hemedânî’nin verdiği bir işaret üzerine makamını Şeyh Abdülhâli-ı Gucdüvânî’ye (ö. 1179) bırakır ve Yesi’ye döner; vefatına kadar da orada yaşar. 

Hoca Ahmed Yesevî’nin yaşadığı Maverâünnehir’deki Buhara ile Seyhun’un doğusundaki Sayram ve Yesi şehirleri, onun doğumundan çok önce İslâm toprakları dairesine girmişti. Bu yerleşim bölgelerinde halkın çoğunluğu Müslümanlığı kabul etmiş Türklerden oluşuyordu; Ancak yine de Türklerin önemli bir bölümü Müslüman olmuş değildi. Yesevîliğin yayıldığı Sir-i Derya, İlek ve Fergana bölgelerinde yaşayan Türkler o dönemde İslâm dışı veya heterodoks inanışlara sahiptiler. Üstelik Müslüman olan ve olmayan Türkler arasında birlik olmadığından çatışma mevcuttu. Hoca Ahmed Yesevî böyle bir ortamda dünyaya gelmişti. İşte Yesevî’nin kaleminden çıktığı farz edilen ‘Dîvân-ı Hikmet’ dağınık göçebe Türk topluluklarını birleştirmek amacını gütmüş bir kılavuz metin olarak görülmelidir. 

Aslında Yeseviyye tarikatının bir nevi prensiplerini de yansıtan ‘Hikmet’lerde genel olarak ele alınan konular şunlardır: Kur’an ve hadise dayanan İslâm esasları, Yesevî’nin propagandasını yürüttüğü tarikat yolunun Kur’an ayetleriyle buyurulmuş olan kulluk görevlerini eksiksiz yerine getirme, iyi işleri işleme, yasaklanmış kötü iş ve davranışlardan kaçınma, bunun yanında her an Allah’ı anarak dua ve niyazda bulunma, Tanrı katına yakınlaşmak (kurbet) için nefsi isteklerin esiri olmaktan kurtarıp, kalbi Hak sevgisiyle doldurma, yücelikler dünyasından gelecek görüntülerin yansımasını sağlamak üzere gönül aynasını (ruhu) arıtıp parlatma, aşkına düşülen yüce varlığın, yani Hakk’ın “dîdârını görme” mutluluğuna kavuşma, Ahmed Yesevî ile Hz. Peygamber arasında ortak noktaların öne çıkarılması, tasavvufî aşk, zikir, tarikatin şeriatle ayrılmaz bağı-semâ ve raks-, Hallâc-ı Mansur’un acıklı sonu, şeriat ve tarikat yönünden yorumu gibi, gerçek âlim/yalancı âlim, gerçek şeyh/yalancı şeyh, hamd ve şükür, nedamet, tövbe ve istiğfar, dünyanın vefasızlığı, ölümün kaçınılmazlığı karşısındaki tedirginlik ve huzursuzluk, öte dünyada hâlinin ne olacağını bilememe korkusu, ümitleri, dua ve dilekleri dile getirme. Bunların yanında yer yer heyecan ve duygu derinliği ile lirizm taşıyan, renkli teşbihlerle edebî bir renge bürünmüş şiir parçaları da vardır. 

Yeseviyye mektebi ve Orta Asya derviş nazmı, bu coğrafyada İslâm’ın yayılması, sahih akidelerinin tahrip olmadan korunması ile Türk ruh ve düşünce birliğinin sağlanmasında mühim rol oynamıştır. 

Ahmed Yesevî takipçilerince manzum menkıbeler, hikmetler ve daha başka dinî parçaların bir araya getirilmesinden oluşturulan Dîvân-ı Hikmetler, halk edebiyatının en erken ve en kıymetli temsilcilerindendir. Dîvân-ı Hikmetler, yüzyıllar boyunca Orta Asya’nın daha çok okuma yazma bilmeyen Türk ahalisine Kur’an ve Sünnet öğretileri ile İslâm mistisizminin belli başlı kavramlarını aktaran temel malzemeyi barındırır. 

Mehmet Mahur Tulum

En az 3 karakter girmelisiniz.
En az 3 karakter girmelisiniz.
2022 ©
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi