Lat. Canis lupus arctos
İng. Arctic Wolf
Arktik kurdu, Kanada’nın ve Grönland’ın en kuzey bölgelerinde yaşayan, kutup kurdu veya beyaz kurt olarak da bilinen, Arktik ekosistemine özgü bir gri kurt alt türüdür. Coğrafik olarak bulundukları bölgeler Kanada’ya bağlı Queen Elizabeth Adaları’ndan Melville ve Ellesmere adlı adalarıdır. Boyları 100-180 cm arasında, ortalama ağırlıkları 32-70 kg arasında değişir. Ortalama yaşam süreleri 7 ile 10 yıl arasındadır. Kendi doğal yaşam alanlarına en yakın akrabaları olan kuzeybatı kurtları ile kıyaslandıklarında daha küçük vücut ölçülerine, daha beyaz kürklere, daha küçük kafataslarına ve daha büyük köpek dişlerine sahiptirler. 1930’dan beri yapılan çalışmalar, kafataslarında düzenli bir küçülme olduğunu göstermektedir. Bu durumun kurtlar ile köpeklerin melez çiftleşmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir.1
Arktik ekosisteminde hayatta kalmalarını sağlayan fiziksel ve davranışsal adaptasyonlara bakıldığında ilk dikkat çeken özellik, diğer akrabalarındakilere göre küçük kulaklardır. Bu adaptasyon, daha güney enlemlerde yaşayan kurtlar dikkate alındığında, vücut yüzey alanının küçülerek ısı kaybının azalmasını akla getirmektedir. Soğuk Arktik ikliminde vücut sıcaklıklarını iki katmanlı, kalın ve çok iyi yalıtım sağlayan kürkleri ile korurlar. Kürklerinin iç katmanlarında daha kısa ve yumuşak tüyler bulunurken dış katmandaki tüyler daha uzundur ve havalar soğudukça kalınlaşır. Arktik hayvanlarının diğer pek çoğunda olduğu gibi ayak içlerinde onları soğuk kar ve buz tabakasından koruyan ve kaymalarını engelleyen tüyler bulunur. Ayrıca penguenler ve bazı diğer kuş türlerinde de bulunan ayaklardaki ısı değişim mekanizması, soğuk kanın ayaklardan üst kısımlara ulaşmasını engeller. Bu mekanizma ile vücudun üst kısmından ayaklara gelen sıcak kan, ayaklardan dönen soğuk kanı ısıtır, böylece vücut sıcaklığı korunmuş olur.
Arktik kurtları, güçlü yırtıcılar olarak birçok avlanma seçeneğine sahiptir. Birincil besin kaynakları konusunda literatürde ciddi tartışmalar olsa da en önemli iki besin kaynağı Arktik tavşanı ve misk öküzüdür. Hangi av popülasyonunun fazla olduğuna, kurt sürüsündeki yavruların sayısına, mevsime ve konuma göre birincil avları misk öküzü veya arktik tavşanı olmaktadır.2 Bunların yanı sıra kuzey fareleri, ren geyikleri, Arktik tilkileri, kuşlar ve böcekler ile de beslenirler. Sık gözlenmemekle birlikte iki kurt sürüsünün yavru kutup ayılarına da saldırdıkları ve onları öldürdükleri raporlanmıştır.3 Mevcut avlarının türüne ve sayısına göre sürü hâlinde veya yalnız avlanabilmeleri, Arktik kurtlarına büyük bir avantaj sağlar. Misk öküzleri ve ren geyikleri gibi kendilerinden çok daha büyük hayvanları sürü hâlinde kolayca avlayabilir. Arktik kurdu, Arktik tavşanı ve kuzey fareleri gibi avının küçük olduğu durumlarda ise yalnız avlanmayı tercih edebilir.
Arktik kurtları çok sosyal hayvanlardır ve hayatta kalma başarıları ile psikolojik esenlikleri, sürülerinde kurdukları sosyal etkileşimlerle doğrudan ilişkilidir. Sayıları genellikle 4 ile 7 birey arasında değişen sürüler hâlinde hareket eder ve avlanır. Av popülasyonunun yüksek olduğu durumlarda bu sayı 20’ye kadar ulaşabilir. Her sürüde sadece bir alfa erkek bir de alfa dişi bulunur. Sürü, yer değiştirirken ve avlanırken alfaların yönlendirmelerini takip eder. Normalde küçük sürülerde sadece alfa erkek ile alfa dişi çiftleşir ve doğan yavruların bakımı tüm sürü tarafından üstlenilir. Büyük sürülerde ise diğer kurtların da çiftleştikleri görülmüştür. Yavrularını korumak amacıyla Arktik bölgedeki donmuş toprağı kazamadıklarından in olarak kayalıklar arasındaki küçük güvenli bölgeleri veya mağara benzeri yapıları kullanır. Dişi Arktik kurtları, boz kurtlardan yaklaşık bir ay sonra, mayıs sonları ile haziran başlarında 2 veya 3 yavru doğururlar. Bozkurtlardaki 4 veya 5 olan ortalama yavru sayısı ile kıyaslandığında Arktik kurtlarının yavru sayısındaki bu farkın kuzey kutup bölgesinde av bulma zorluklarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Arktik kurtların gebelik süresi yaklaşık 63 gündür ve yavru kurtlar 2 yıl boyunca anneleriyle hareket eder.
Arktik kurtları, Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin Kırmızı Listesinde “asgari endişe duyulan tür” olarak sınıflandırılsa da popülasyonları iklimsel değişikliklere fazlasıyla duyarlıdır. Bunun en iyi örneği, 1997 yılına kadarki son dört yaz mevsimi boyunca görülen olağan dışı hava durumları sonucunda hem kendi popülasyonlarında hem de avlarının popülasyonlarında büyük düşüş görülmesidir.4 Popülasyonları yaz sıcaklıklarının normale dönmesiyle sonraki yıllarda toparlanma göstermiştir.