Lat. Cystophora cristata
İng. Hooded Seal
Arktik ve kuzey Atlantik sularında görülen, kafasında şişik, büyük bir kese olan orta boy, siyahımsı gri bir fok türüdür. Yunanca “kese taşıyıcısı” anlamına gelen “Cystophora” adı yetişkin erkeğin başındaki şişirilebilir bir keseye atfen verilmiştir. Balonlu foklar da belirgin şekilde eşeysel dimorfizm sergiler. Erkekler dişilerden biraz daha uzundur ve 2,5 m uzunluğa ulaşır; dişiler ise ortalama 2,2 metredir. Cinsiyetler arasındaki en önemli fark ağırlıktır. Erkekler 300 kg kadar olabilirken dişiler sadece 160 kg’a kadar ulaşır.1,2
Balonlu fokların gövdesi üzerinde siyah noktalar bulunan mavi-gri tüyler vardır. Yüzün önü siyahtır ve bu renklenme arkada gözlerin hemen arkasına kadar uzanır. Balonlu fok yavrularının kürk renklenmesi sırtlarında mavi-gri, karınlarında beyazımsıdır. Bu güzel kürk sebebiyle “mavi sırtlılar” olarak adlandırılır ve bu özelliği onları geçmişte avlanmak için bir hedef haline getirmiştir. Yavrular 14 aylık olduklarında mavi-gri tüylerini döker. Balonlu foklarda türe özgü şişirilebilir başlık erkekler yaklaşık 4 yaşına gelene kadar mevcut değildir. Uzuvları genel olarak vücutlarına oranla oldukça küçüktür ancak yine de güçlüdür ve bu fokları mükemmel yüzücüler ve dalgıçlar yapar.
Bu türün burunlarında esnek bir boşluk veya başlık bulunur. Bu boşluğun iki bölümü veya lobu vardır. Yetişkin erkekler bu başlığı şişirebilir ve yüzlerinin uzunluğu boyunca uzanacak şekilde uzatabilir. Bu kese, sönük durumdayken gözler arasında ve üst dudağın üzerinde aşağı doğru sarkar. Cinsel olarak olgun erkeklerin burunlarında şişirildiğinde pembemsi kırmızı bir balona benzeyen benzersiz bir bölme vardır. Bunu çiftleşme mevsiminde dişilerin dikkatini çekmek ve diğer erkeklere karşı saldırganlık göstermek için kullanır. Karada rahatlıkla duyulabilecek kükreme benzeri sesler çıkarabilir ancak iletişim için en önemli sesleri septumları yardımıyla üretir. Karada ve suda duyulabilen 500-6 Hz arasında değişen şiddette sesler çıkarabilir. Sıklıkla şişirilmiş başlıklarını ve nazal septumlarını yukarı ve aşağı hareket ettirirken görülür, bu da “çınlamalar” ve “fısıltılar” olarak tanımlanan sesler oluşturabilir. Bu iletişim yöntemi, dişileri etkilemeye ve aynı zamanda rakip ve tehdit olabilecek diğer türleri korkutmak için kullanılabilir. Balonlu foklar onları diğer gerçek foklardan ayıran birçok özelliğe sahiptir. Ailedeki en büyük burun açıklığına sahiptir. Geniş kafatasları ve kısa burunları vardır. Ayrıca diğer foklardan daha ileriye doğru çıkıntı yapan bir damakları vardır. Dişler küçüktür ve diş sırası dardır.
Balonlu foklar genellikle 47-80° K enlemlerinde bulunur. Maine’in kuzeyinde Kuzey Amerika’nın doğu kıyısı boyunca dağılım gösterir. Tür ayrıca Norveç kıyıları boyunca Avrupa’nın batı ucuna da ulaşır. Esas olarak Bear Island, Norveç, İzlanda ve kuzeydoğu Grönland çevresinde yoğunlaşmışlardır. Nadir de olsa Sibirya’da da gözlenmişlerdir.
Dişiler 2 ile 9 yaşları arasında cinsel olgunluğa erişir ve çoğu dişinin ilk yavrularını yaklaşık 5 yaşında doğurduğu tahmin edilmektedir. Erkekler 4 ila 6 yaşlarında biraz daha geç cinsel olgunluğa ulaşır ancak çoğu zaman rekabet ve baskınlık dolayısı ile çok daha sonrasında çiftleşir. Anne yavrusunu doğurduğu ve emzirdiği kısa süre boyunca, çiftleşebilmek için birkaç erkek ona yakın durur. Bu sırada birçok erkek, şişirilmiş burun keselerini kullanarak agresif bir şekilde birbirlerini tehdit eder ve hatta birbirlerini üreme alanından dışarı iter. Erkekler tipik olarak bölge savunmaz; sadece çiftleşebilecekleri potansiyel dişinin olduğu bölgeyi korur. Çiftleşme suda olur ve erkek karaya döndüğünde başka bir dişi arar. Çiftleşme tipik olarak nisan ve haziran aylarında gerçekleşir. Gebelik süresi 240-250 gündür. Dişiler bu sürenin sonunda mart ve nisan ayları arasında tek bir yavru doğurur. Gebelik süresince fetüs diğer foklarınkinden farklı olarak doğum kürkünü rahimde döker. Doğduklarında kolaylıkla hareket edebilir ve yüzebilir. Bu tür 5-12 gün olan süt ile besleme süresi ile memelilerdeki en kısa emzirme süresine sahiptir.
Balonlu foklar özellikle ringa balığı, kutup morina balığı ve pisi balığı gibi çeşitli balık türleri ile beslenir. Bunun dışında ahtapot ve karides de tüketir. Yavrular önce kıyıdan beslenmeye başlar ve çoğunlukla kalamar ve kabukluları yer. Bu türün doğal yırtıcıları arasında köpekbalıkları, kutup ayıları ve katil balinalar bulunur. Kutup ayıları esas olarak arp ve sakallı foklarla beslenir ancak balonlu foklar buz üzerinde ürerken daha görünür ve savunmasız hedefler olduklarından avlanabilir.
Maksimum yaşam süreleri 35 yıldır. Bu eşeysel dimorfik türde, erkekler ve dişiler arasındaki vücut ölçülerindeki farklılıklar, yaşam süresinde de farklılıklara neden olur. Erkeklerin vücut büyüklüğüne karşın, yaşam süreleri dişilere göre daha kısadır. Ölüm nedenlerinden birinin parazitik kalp kurdundan kaynaklanan enfeksiyonlar olduğu bilinmektedir. Avlanmada kısıtlamalar olmadan önce, bu türün başlıca avcıları insanlar olmuştur. Balonlu foklar, bu fokları besin kaynağı olarak avlayan yerli halkların geçimini sağlamada önemli role sahip olmuştur. Fok avcılığı endüstrisi 18. yüzyılda başlamış ve bu memeliler 150 yıl boyunca hiçbir kısıtlayıcı yasa olmaksızın avlanmıştır. 1820 ve 1860 yılları arasında yılda 500.000’den fazla fok (balonlu ve arp fokları) yakalanmıştır. Fok yağı ve derisine aşırı talep sebebiyle ilk dönemlerde fok avcılığı oldukça popülerdi. 1940’lardan sonra, foklar kürkleri için avlanmaya başlandı ve en değerli türlerden biri haline geldi. 1971’de avlanmayı sınırlayan bir kota getirildi ve kota 30.000 olarak belirlendi. Kuzeybatı Atlantik Balıkçılık Örgütü’nün (NAFO) getirdiği koruma uygulamaları, başlıklı fok popülasyonunun artmasına neden oldu. Günümüzde uluslararası sularda balonlu fok avcılığı ruhsat gerektirmekte ve kotalı şekilde yapılmaktadır. Bu önlemlere rağmen, türün popülasyonları bilinmeyen nedenlerle hala düşüştedir. Balonlu foklar 1972’den beri Deniz Memelilerini Koruma Yasası kapsamında korunmaktadır. Ayrıca IUCN Tehdit Altındaki Türler Kırmızı Listesi’ne göre bu tür “hassas tür” kategorisindedir.