İng. Glaciers and Ice Streams
Buz akıntıları, kıta buzulları (bkz. buz örtüleri) içindeki hızlı buz akışının gerçekleştiği alanlardır.1 Bu durum, buz akıntılarının tanımlayan özelliklerinin başında gelmektedir çünkü çok daha yavaş hareket eden buzul alanlarıyla çevrelenmektedir.2, 3 Buz akıntıları tipik olarak genişliklerinin onlarca kilometreyi, uzunluklarının ise yüzlerce kilometreyi bulduğu bir ana kanalı besleyen konverjans (yakınlaşma) bir başlangıç zonuyla karakterize olan büyük yapılardır.4, 5 Merkezdeki bu konverjans ve tabandaki artan kayma hızı nedeniyle buz akıntıları, buz örtüsünün yüzeyinde bir depresyon ekseni oluşturur. Bu da yüzey eğimlerinin çevrelerindeki buz domundan daha düşük olmasına sebep olur.5 Buzul platosundaki dışbükey buzul yüzeyi profili ile buz akıntısının içbükey profili arasındaki sınır, morfolojik olarak buz akıntılarının başlangıç bölgeleri olarak kabul edilir ve yüksek yüzey eğimine sahiptir.6 Teorik olarak bir buz akıntısının kayalık sınırı yoktur ancak buz akıntılarının çoğunun akışı, altlarındaki anakaya topoğrafyası tarafından belirlenir.1 Yatağın akmaya karşı çok az direnç gösterdiği yerlerde yanal sınırlar buz akıntılarının akış dengesinde önemli bir rol oynar.6 Tam anlamıyla bir buz akıntısı görünür hiçbir kaya sınırına çarpmaz. Buz akıntıları eğer yüzeyde kaya duvarları ile sınırlanmışsa veya yüzey topoğrafyası tarafından kontrol ediliyorlarsa çıkış buzulları (ing. outlet glaciers) olarak da adlandırılır.2, 3 Öte yandan buz akıntısı olarak başlayıp çıkış buzulu olarak devam eden örnekler de mevcuttur (Ör. Batı Grönland’daki Jakobshavns Isbrae).2 Beardmore Buzulu 200 km uzunluğu, 23 km genişliği ve günde 1 m akış hızıyla Kutup Platosu’ndan kaynaklanıp, Transantarktik Dağları’nı aşarak Ross Buz Sahanlığına ulaşan Antarktika’daki en büyük çıkış buzullarından birisidir.5
Buz akıntıları buz örtülerinin drenajından sorumlu olup buz örtüsü dinamikleri ve kütle dengelerinde kritik rol oynar.4, 5 Buz örtülerinin iç bölgelerinde biriken buzu denize doğru taşıyarak devamlı bir buz akışına neden olan buz akıntıları, Antarktika’da olduğu gibi ya buz sahanlıklarını (buz şelfi) besler, ya da Grönland’ta olduğu gibi kıyı sularına ulaşarak erir veya buzdağı şeklinde parçalanır.7 Antarktika’yı çevreleyen buz sahanlıklarına karşılık, Grönland’ta buz sahanlıkları olmadığı için buz akıntıları doğrudan denize ulaşır ve buzdağı parçalanması ve yüzey erimesi şeklinde kütle kaybeder.5 Grönland’taki buz akıntılarında erimeyle gerçekleşen kütle kayıpları, Antarktika buz akıntılarında neredeyse hiç gerçekleşmez.2 Antarktika kıyı bölgelerinin sadece % 13’ünü buz akıntıları ve çıkış buzulları oluştursa da, iç bölgelerdeki birikimin % 90’nının deşarjını sağlarlar. Başka bir deyişle Antarktika buz örtüsünün içerisine 1000 km kadar nüfuz eden çok sayıda yan kol tarafından beslenen buz akıntıları buz örtüsündeki buzun % 90’ını boşaltmaktadır.3 Benzer şekilde Grönland buz örtüsünün deşarjı yaklaşık 20 büyük buz akıntısı tarafından gerçekleştirilir. Jakobshavns Isbrae’nin drenaj havzası, terminalden yaklaşık 550 km uzaklıktaki Grönland Buz Örtüsü’nün en yüksek kısmına kadar uzanır. Bu buz akıntısı Grönland Buz Örtüsü’nün drenajının % 6’sını oluşturur.2, 6 Antarktika buz akıntılarının bazılarının hızı yıllık 800 m’ye ulaşırken, Grönland’ta bu hız yıllık 8 km’yi bulur. Buzun hızlı akışından taban kayması sorumlu olduğu için buzul yataklarında yüksek anakaya erozyonu gerçekleşir.1 Öte yandan Antarktika Buz Örtüsü’nde yapılan jeofizik çalışmaları, çözülmüş bir yatak, yüksek buzul altı su basıncı veya yeterli kalınlıkta buzul altı tortusu olduğu durumlarda buz akıntılarının gelişebileceğini göstermiştir.8 Bazı buz akıntıları deniz seviyesinin altında dahi anakaya içerisindeki derin kanallar boyunca uzanırken, bazıları buzul dili biçiminde veya bir buz sahanlığının parçası olarak denizde yüzer hâlde sona erer.2