İng. Dinosaurs (Antarctic - Arctic)
Dinozor (latince Dinosauria), Dinosauria kladı altında toplanan ve ilk fosil kayıtları günümüzden yaklaşık 230 milyon sene öncesine uzanan monofiletik bir fosil sürüngen grubudur. Dinosauria terimi 1842’de İngiliz paleontolog Richard Owen (1804-1892) tarafından Yunanca “korkunç” anlamına gelen “deinos” ve “kertenkele” veya “sürüngen” anlamına gelen “sauros” köklerinden türetilmiş ve ilk olarak Megalosaurus, Iguanodon ve Hylaeosaurus cinsleri bu gruba dahil etmiştir. Diğer bir İngiliz paleontolog Harry Seeley’nin (1839?1909) 1888’de Dinosauria kladını kalça kemiğinin yapısına göre iki takım altında (“Saurischia” (sürüngen kalçalı dinozorlar) ve “Ornithischia” (kuş kalçalı dinozorlar)) toplanmasını önermiştir. Bu yaklaşım günümüzde de büyük ölçüde kabul görmektedir.1
Mesozoyik zamanın baskın omurgalı grubunu oluşturan dinozorların günümüzde tüm kıtalarda fosil kayıtlarına rastlanmaktadır. Bu grubun en eski kaydını 230 milyon yıl öncesine tarihlenen Arjantin’deki Ischigualasto lokalitesinde bulunmuş olan Herrerasaurus, Eoraptor ve Eodromaeus cinsleri oluşturur.2 Ortaya çıktıkları 230 milyon sene ile yok oldukları 66 milyon sene arasında yaklaşık 900 cins ve 1000’in üzerinde tür sistematik açıdan tanımlanmıştır. Ancak bu bulguların, bir zamanlar yaşamış tüm dinozorların çok küçük bir kısmını (muhtemelen yüzde 0.0001’den az) temsil ettiği düşünülmektedir.2
Günümüz kutup bölgelerinde bulunmuş dinozor kayıtları diğer kıtalara oranla daha yeni olup sayıca çok daha azdır. Yaşadıkları bölgenin iklim koşulları nedeniyle bulunacağı tahmin edilmeyen Kutup bölgesi dinozorlarının ilk kaydı 1960 yılında verilmiştir. Iguanodon türü dinozorun ayak izleri, aynı yıl yapılan Uluslararası Jeoloji Kongresi gezisi sırasında Arktik Okyanusu’nda Norveç’e bağlı bir takımada olan “Spitsbergen, Svalbard”da keşfedilmiştir.3
1960’lardan günümüze kadar gerçekleştirilen arazi çalışmaları neticesinde Jura kutup dinozorlarını kayıtları Antarktika, Avustralya, Sibirya ve Alaska’da; Kretase kutup dinozorlarının kayıtları ise Antarktika, Yeni Zelanda, Avustralya, Sibirya, Svalbard, Kanada ve Alaska’dan bilinmektedir. Tüm bu kayıtlar büyük ve küçük theropod, prosauropod, hypsilophodontid, iguanodontid, hadrosaur, ankylosaur ve ceratopsianlar dahil olmak üzere çeşitli taksonlara aittir.4, 5
Güney Kutup bölgesinden dinozor faunası ve ilgili fosil bulguları Arktik bölgeye oranla çok daha nadirdir. Günümüzde bilinen Antarktika dinozorlarının çeşitliliği hem Saurischia hem de Ornithischia takımlarına ait türleri içermektedir. Bu bulguların çoğunluğu genellikle üst taksonomik seviyelerde teşhis edilebilen fosiller ile temsil edilmektedir. Ancak yine de Ornithischia bulgularının Saurischia bulgularına oranla daha baskın olduğu söylenebilir.5 Antarktika’da tür seviyesinde tanımlanabilmiş dinozor faunası yalnızca dört türle sınırlıdır.4, 5 Bunlardan ilki 1986 yılında Antartika’nın KD ucunda yer alan “James Ross Ada’sında bulunmuş olan ve aynı zamanda ilk Antarktika dinozor fosili olarak da bilinen Ankylosauria alt takımına ait Geç Kretase yaşlı Antarctopelta oliveroi’dir.6 Diğer bir dinozor ise Antarctopelta ile aynı lokalitede 2008 yılında bulunmuş olan yeni bir ornithopod türü olan Trinisaura santamartaensis’dir.7 Bu bölgenin dışında diğer dinozor bulgusu 1990’da Antarktika’nın merkezinde yer alan ve dünyanın en büyük vadi buzullarından biri olan “Beardmore Buzulu”nda bulunmuş olan Cryolophosaurus ellioti’dir. Bu Erken Jura yaşlı theropod türü aynı zamanda Antartika’da bulunmuş olan en iri yırtıcı dinozor olarak da kayıtlara geçmiştir.8 Son olarak aynı bölgede 2007 yılında diğer bir yeni tür olan Glacialisaurus hammeri tanımlanmış olup bu tür aynı zamanda Antarktika’da bulunmuş ilk prosauropod’dur.9
Arktik bölgede en yoğun dinozor bulguları Kuzey Alaska’da yer alan Geç Kretase ile yaşlandırılmış olan “Prince Creek Formasyonu”nundan gelmekte olup, Kuzey Kutbu’ndan keşfedilen ilk dinozor kayıtları olan Hadrosaurid fosilleri de ilk kez bu formasyonda tespit edilmiştir. “Paa?aqtat faunası” olarak da adlandırılan ve ortalama sıcaklığın soğuk aylarda 2 ila 4°C, sıcak aylarda 10 ila 12°C olduğu bu bölgede tahminen 120 günlük kış karanlığı yaşayan dinozor faunasının büyük bir çoğunluğu endemik karakter gösteren, küçük ve iri boyutlarda Tyrannosaurid (Nanuqsaurus hoglundi), Dromaeosaurid (Dromaeosaurus cf. albertensis, Saurornitholestes cf. langstoni), Ankylosaur, Pachycephalosaur (Alaskacephale gangloffi), Ceratopsia (Pachyrhinosaurus perotorum) ve Hadrosaur (Ugrunaaluk kuukpikensis) taksonlarından oluşur. Bu verilerin ışığında Arktik bölgenin dinozor faunasının, Antarktika’ya oranla bulgu ve tür sayısı açısından çok daha zengin olduğu söylenebilir.10
Dinozorlar Alaska dışında KD Rusya’nın Kretase çökellerinden izole kemik, diş ve yumurta fosillerinden de bilinmektedir. Kuzey Alaska ile benzer bir şekilde bu bölge de yoğun hadrosaur bulguları kayıtlanmıştır. Bunlara ilave olarak Ankylosaur, Neoceratopsian, Troodont, Dromeosaur ve Tyrannosaur fosilleri de keşfedilmiştir.4, 5
Kutup bölgelerinde bulunan dinozor kayıtları beraberinde birçok tartışmayı getirmiştir. Bunlar arasında en önemli başlık soğuk iklim koşullarında soğuk kanlı oldukları genel kabul gören dinozorların hayatta kalma stratejilerinin ne olduğudur. Paanaqtat faunası dinozorların olası kışlama stratejileri üzerine yürütülen son paleontolojik çalışmalar, Hadrosauridler ve Ceratopsidler gibi, muhtemelen kış uykusuna yatmayan iri otobur taksonların perhiz yaptıklarını, küçük boyutlu taksonların ise kış aylarını barınaklarda kış uykusuna yatarak geçirdiklerini ileri sürmektedir.10