Yaşam Bilimleri

Diş Problemleri


Asım DUMLU

İng. Dental problems

Kuzey kutup bölgesinde sekiz ülkenin topraklarında 30’dan fazla yerli halktan yaklaşık 4 milyon kişi yerleşik olarak yaşamaktadır. Kuzey kutup bölgesinde diş hekimliği uygulamaları için merkezler bulunmasına rağmen bu konu ile ilgili olumsuzluklar da rapor edilmektedir. Kanada’da, kutup bölgesinde özellikle genel anestezi ile diş hekimliği uygulaması gereken vakalarda problem yaşandığı, diş hekimi ve yardımcı personel yetersizliği rapor edilmiştir. Kuzey Kutup bölgesinde bulunan yerli halklarda ağız bakımının yetersiz olduğu, süt ve daimî dişlerde çürük oranının fazla olduğu, periodontal hastalıkların daha yoğun olduğu bildirilmiştir.1-4

Güney kutup bölgesinde ise 31 ülkenin kalıcı ve mevsimsel 75 istasyonunda yazları yaklaşık 4000, kışları ise 1000 kişi geçici sürelerde yaşamaktadır. Bu kişileri bilim insanları, askeri personeller ve destek personelleri oluşturmaktadır. Bölgede araştırma yapan ülkelerin çoğunluğunun bütçesi tam zamanlı diş hekimliğine yetmemektedir. Bundan dolayı araştırma istasyonlarında görevli medikal doktorlar bölgeye gelmeden önce aldıkları diş hastalıklarıyla ilgili eğitimle olası vakalara müdahale etmektedirler. Bazı ülkeler geçici sürelerle diş hekimi görevlendirerek kendi personellerine ve diğer ülkelerin çalışanlarına diş hekimliği hizmetleri sağlamaktadır. Son dönemlerde mükemmel donanımlı istasyonların oluşması, dijitalleşme, diş hekimliği hizmetlerine de yansımış, dijital diş radyografileri ve ağız içi fotoğrafları ile online olarak uzman görüşü alınır hale gelinmiştir.1,2,4-6

Antarktika’da ilk diş hekimliği uygulaması tıp eğitimini yarıda bırakan kâşif Amundsen tarafından, 1910-1912 Antarktika keşif seferinde yanına aldığı diş çekme aletiyle katılımcılardan birinin dişini çekerek gerçekleştirilmiştir. 5

Geçici görevlerle Antarktika’da bulunacak olan bireyler bölgeye gelmeden önce diş hekimliği açısından da olmak üzere çok ciddi sağlık taramalarından geçerler. Buna rağmen mevcut iklim ve yaşam koşulları diş hekimliği açısından problemler oluşturabilir. 27. Hindistan Antarktika Bilimsel Çalışmaları raporlarına göre diş hastalıkları %25 oranında en çok gözlenen hastalık grubudur. Japonya Antarktika Bilimsel Çalışmaları raporlarına göre cerrahi ve ortopedik yaralanmalar, dahiliye hastalıklarından sonra diş hastalıkları %12 görülme oranı ile üçüncü sırada yer almaktadır. Diş hekimliği ile ilgili bildirilen problemler içerisinde diş çatlak ve kırıkları, diş çürüğüne bağlı olmayan durumlar daha fazla gözlenmiştir. Bunun dışında kron ve köprü protezlerin çıkması, diş çürükleri, dişeti hastalıkları, endodontik problemler, ağız yaraları, temporomandibular eklem şikayetleri de rapor edilmiştir.7-11

Soğuk ve kuru hava, stres, beslenme ve yaşam koşulları kutuplarda diş hastalıklarının oluşmasında ana faktörlerdir. 7,8,10,11

Kutup bölgeleri ve özellikle Antarktika’da Dünya’nın en soğuk havası diş hekimliği açısından problemler yaratabilir. Soğuğun direkt olarak etkisi diş minesini büzmesi sonucu çatlaklar oluşturması şeklindedir. Bu durum hassasiyet veya ağrı şeklinde belirti verir. Daha önceden var olan ve özellikle amalgam dolgularda bu konstraksiyon dişte kırıklara sebep olabilir. Dişeti çekilmeleri, dişe iyi uyumlanmamış dolgu ve kron köprü protezleri sonucu sinir liflerinin yoğun olduğu dentinin açığa çıkması, hassasiyet veya ağrı yakınmaları doğrudan soğuğa bağlıdır. Soğuk ile kas gerginliğinin artması ve dişlerin sıkılması sonucu dişlerde çatlak veya erozyon, temporomandibular eklemde ağrı olabilir. Soğuğa bağlı olarak maksiller sinüslerde gelişebilecek bir sinüzit kendini molar dişlerde ağrı ile gösterir.8-11

Kutuplar bölgesinde soğuk ve kuru rüzgarlar tükürük miktarını azaltarak ağız kuruluğuna neden olur. Bu durum ağız hijyenini olumsuz etkiler ve oral mikrobiyal florayı değiştirebilir. Karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin fazla olduğu durumlarda endirekt olarak dişlerde çürük ve diş eti hastalıklarını insidansını arttırabilir.4,7,9-11

Antarktika, çok sert deniz ve hava koşulları dolayısıyla Dünya’nın en izole bölgesidir. Antarktika’ya ulaşım, teknolojik gelişmelere rağmen zordur. Antarktikanın doğal ortamı, aşırı düşük sıcaklık, kuru iklim, ani fırtınalar, düşük atmosferik oksijen konsantrasyonu, yaşam alanlarına uzaklık, olağan dışı aydınlık ve karanlık döngüler, fiziksel ve psikolojik zorluklar yaratır. Bu durumlar izole ortamda birkaç haftadan bir iki yıla kadar bölgede çalışanlarda ciddi strese neden olur. Teknolojik gelişmeler doğrultusunda istasyonların çağdaşlaştırılmasına rağmen bölgede uzun süre kalanlar ve kışı geçirenler için uyumsuzluk ve stres hala gözlenmektedir. 9

Stres sonucu diş sıkma gözlenebilir. Bu durum temporomandibular eklemde fonksiyon bozuklukları, miyofasiyal ağrı, mine çatlakları ve kırıkları yapabilir. Stres, anksiyete, depresyon ile ağız hijyeninin olumsuz etkilenerek periodontal hastalıklar da artmaktadır. Stres aynı zamanda ağız mukozasında görülen aftların oluşumunda önemli bir faktördür. 8,11,12

Kutuplar Bölgesinde Görülebilecek Diş Hastalıkları ve Acil Müdahale

Diş ağrısı

Diş kaynaklı ağrılar; değişik şiddetlerde pulpal veya periodontal kaynaklı olarak geri dönüşümlü veya dönüşümsüz görülebilir. Diş kaynaklı olmayan ağrılar da diş ağrısını taklit edebilir. Bunun için diş ağrısı şikâyeti ile başvuran hastanın çok iyi bir klinik ve radyolojik muayeneden geçirilmesi gerekir.

Diş kaynaklı olmayan ağrılar; miyofasiyal, kardiak, maksiller sinus, nörovasküler, nöropatik, neoplastik, psikojenik ağrı şeklinde diş ağrısını taklit edebilir.

Miyofasiyal ağrılar, diş ağrısından daha uzun süreli olan ağrılardır. Kas bölgesine yapılan baskı ağrıyı tetikleyip arttırabilir veya yok edebilir. Kas kaynaklı ağrılarda etkilenen bölgeye göre maksiller ve mandibular posterior dişler, mandibular anterior dişler, maksiller sinüs, temporomandibular eklemde ağrı hissedilebilir. Splint uygulaması, kas gevşeticiler, sıcak soğuk kompres, masaj, fizik tedavi uygulamaları ile tedavi edilmeye çalışılır.

Kardiak ağrı, çoğunlukla iskemiye bağlı anjina pektoris tablosunda gözlenir. Sol omuz ve kolda gözlenebilen ağrının yanı sıra, boyun, boğaz, kulak, diş, temporomandibular eklemde de ağrı olabilir. Dilaltı nitrogliserin tabletleri tedavide verilir.

Maksiller sinüsleri kaplayan mukozanın enfeksiyonuna sinuzitis denir. Sinuzitis sonucu sinüs basıncının artması maksiller molar dişlerde ağrı yapabilir. Bu durumda sürekli yaygın bir ağrı izlenir. Klinik ve radyolojik muayenede bu bölgede olan ağrıların sinüs enfeksiyonu kaynaklı olabileceği dikkate alınmalıdır. Nazal konjestan ve antibiyotik tedavisi uygulanır.

Nörovasküler ağrılarda baş ağrısı yaygındır, diş ağrısı gibi ortaya çıkabilir. Migren tablosunda 4-72 saat arası sürebilen tek taraflı ağrı vardır. Çok iyi anamnez ve klinik muayene yapılmalıdır.

Nöropatik diş ağrısı, trigeminal nevralji tablosunda gözlenebilir. Ağrı çok kısa sürer ve hastayı uykudan uyandırmaz. Tetik bölgesine yapılan anestezi, diş ağrısı ve paroksismal ağrıyı ortadan kaldırır.

Neoplastik ağrılar, diş ağrısı şeklinde yansıyabilir. Skuamöz hücreli karsinom ağız tabanı veya diş etinde oluştuğunda diş ağrısını taklit eder. Nasofarengial tümörlerde temporomandibular eklem ağrısı yapabilir. Lenfoma, lösemi gibi sistemik kanserler dişlerde ve diş etinde oluşan ağrılarla karıştırılabilen lokalize ağrı yapabilir. Meme, ak ciğer, prostat kanserleri orofasiyal bölgede metastaz yaparsa diş ağrısı ile karıştırılabilen ağrı yapabilir.

Psikojenik diş ağrısı, çoğunlukla birden fazla dişte keskin, yoğun, hassas ağrı olarak herhangi bir fizyolojik neden olmaksızın gözlenir. 13,14

Diş çürüğü

Ağırlıklı olarak Streptococcus mutans gibi oral bakteriler tarafından oluşturulan bir diş hastalığıdır. Çürük pulpayı etkileyinceye kadar ağrı oluşmaz ama soğuk gibi bir uyaranla kısa süreli ağrı olabilir. Antarktika’da çalışan personelin çok ciddi diş muayenelerinden geçmeleri nedeniyle çürük görülme oranı düşüktür. Antarktika gibi izole bölgelerde çalışan personel bölgeye gitmeden üç ay önce diş hekimleri tarafından klinik ve radyolojik inceleme sonucu gerekli tedavileri yapılmalıdır. Fakat mevcut iklim ve yaşam koşulları, beslenme, stres, ağız bakımına dikkat edilmemesi gibi faktörlerle özellikle mevcut restorasyonlarda sekonder çürük oluşabilir. Yüzeysel çürükler kahverengi leke şeklinde gözlenir. Çürük tespitinde diş hekimi tarafından diş dolgusu yapılmalıdır. Antarktika gibi izolasyon bölgelerinde pulpayı etkilemeyen yüzeysel çürüklerde pamukla çürük kavitesi kurutulup geçici dolgu ile kavite kapatılabilir. Esas olarak koruyucu önlemlerle ağız hijyeninin maksimum seviyeye getirilmesi amaçlanmalıdır. Bunun için günde iki defa fırçalama ve diş ipi kullanımı alışkanlığı oluşturulmalıdır. Diş fırçalarken özellikle hassasiyet giderici macunlar kullanılmalıdır.6,8,11,13-15

Pulpa İltihabı (Pulpitis)

Reversible pulpitiste çürük henüz pulpaya ulaşmamıştır. Soğuk, sıcak, tatlı, ekşi gibi uyaranlarda birkaç saniye ağrı olur, kendiliğinden geçer. Radyografik olarak mine ve dentini içine alan diş çürüğü gözlenir. Diş dolgusu yapılarak tedavi edilir. Reversible pulpitise neden olan çürük tedavi edilmezse irreversible pulpitis oluşur. Lokalize olmayan, şiddetli, spontane, kalıcı ağrı olur. Radyografik olarak pulpa odasına ulaşan derin dentin çürüğü gözlenir. Ağrı için analjezik, antienflamatuar ilaç verilebilir. Acil durumlarda ağrıyı azaltmak için diş hekimi yokluğunda çürük kavitesi pamukla kurutulup, temizlendikten sonra içerisine karanfil yağı emdirilmiş pamuk veya antibiyotik-antienflamatuar karışımı olan Ledermix patı konup üzeri geçici dolgu ile kapatılabilir. Tedavisi için kanal tedavisi veya diş çekimi yapılır.

Pulpa Nekrozu

Irreversible pulpitis tedavi edilmezse iltihaplı pulpa nekroz olup, lokalize, kalıcı ve şiddetli ağrı yapabilir. Dişte yükselme hissedilebilir. Lenfadenopati olabilir. Tedavi için kanal tedavisi veya diş çekimi yapılır.

Apikal apse

Lokalize, bakteriyel, pürülan enfeksiyondur. Damak veya yanakta şişlik, iltihap drenajı olabilir. Enfeksiyon çevre dokulara yayılmışsa antibiyotik ve analjezik kullanılmalıdır. Tedavisi için kanal tedavisi veya diş çekimi yapılır.

Selulitis

Yaygın yumuşak doku bakteriyel enfeksiyonudur. Diş veya diş eti kaynaklı enfeksiyon tedavi edilmezse baş boyun bölgesinde büyük boşluklara yayılabilir. Ağrı, şişlik, renk değişikliği, ısı artışı gözlenebilir. Antibiyotik ve analjezik kullanımı ile diş kaynaklı ise kanal tedavisi veya çekim uygulaması yapılır.8,14,15

Periodontal hastalıklar

Akut gingivitis; diş etinin iltihabıdır. Genelde ağız hijyeni kötü olan bireylerde bakteri plağının etkisiyle oluşur. Plaktaki bakteriler, lokal iltihaplanmaya ve diş etinde hasara neden olur. Özellikle diş fırçalamada diş eti kanaması ve ağız kokusu diş eti iltihabının belirtilerinden biridir. Tedavisinde etkili diş fırçalama, diş ipi kullanımı veya profesyonel mekanik diş temizliği ile plağın fiziksel olarak uzaklaştırılması, klorheksidin gargaraları ile bakteriyel plak formasyonunun kimyasal inhibisyonu yapılır. İzole bölgelerde ılık tuzlu su gargarası, hazır gargaraların olmadığı durumlarda kullanılabilir. Diş sağlığı ve ağız hijyeni eğitimi de tedavi için önemlidir (Resim 1).

Akut periodontitis; Gingivitis tedavi edilmezse periodontitis gelişir. Spontan kanama ve dişlerde sallanma, diş kaybı olabilir. Peridontitis tedavi edilmezse kalp ve solunum hastalıkları gibi sistemik rahatsızlıklara neden olabilir. Uzman hekim tarafından tedavi edilmelidir. Akut olarak antibiyotik ve analjezik verilebilir.

Akut periodontal apse; Diş eti hastalıkları veya yabancı maddeye tepki olarak ortaya çıkar. Zonklayıcı ağrı, eritemli alan, şişlik ve diş hareketi olabilir. Drenaj ve antibiyotik tedavisi yapılır.

Akut nekrotizan ülseratif gingivitis (ANUG); Genellikle interdental papillada görülen ağrılı şişlik, ülser ve nekroz ile karakterize, lokal direncin düşmesiyle ortaya çıkan diş etinin akut bakteriyel enflamasyonudur. Sistemik hastalık ve stress lokal direnci düşürebilen en önemli faktörlerdir. Ağrı şiddetli olabilir ve genellikle ateş gözlenir. Tedavisinde yüzeyel anestezik uygulaması sonrası seyreltilmiş hidrojen peroksit solüsyonu ile nekrotik dokular uzaklaştırılır. Tetrasiklin tozu lokal aplikasyonu sonrası üzeri örtülür. Sistemik tutulumun olduğu ağır vakalarda metronidazol gibi antibiyotikler verilmelidir. Metronidazol uygun değilse amoksisilin kullanılabilir.

Dental implant; Kutup bölgesinde çalışacak personelde dental implant varsa klinik ve radyolojik olarak kontrol edilmelidir. İmplantlarla ilgili çoğu enflamatuar durum, ağız hijyeni ve profesyonel temizlik dikkat edilerek düzeltilebilir. İmplantın üzerindeki kronun uyumu, yapıştırıcı siman artığı olup olmadığından emin olunması gerekir.3,7,8,11-15

20 yaş dişleri

Kısmen sürmüş 20 yaş dişlerinin kron kısmını örten, çevreleyen yumuşak dokularının altına bakteri plağı ve gıda artıklarının girmesi sonucu iltihaplanmasına perikronitis denir. Perikronitiste enfeksiyonla oluşan şişlik karşıt diş varsa okluzal temasla daha fazla ağrıya sebep olur. Ödem dışında eritem, ağrı, kötü tat, lenfadenopati gözlenir. 20 yaş dişlerinden kaynaklanan enfeksiyonlar çok çabuk çevre dokulara selulitis yaparak yayılabilir. Doku altı cep kısmının anestezi altında temizlenmesi, ılık tuzlu su gargarası, antibiyotik, ağrı kesici verilmesi ile acil tedavisi yapılıp sonrasında diş çekimi planlanmalıdır. Antarktika’da araştırma yapan birçok ülkenin bütçesi tam zamanlı diş hekimi bulundurmaya yetmemektedir. Medikal hekimler, diş hekimliği acilleri için eğitim almalarına rağmen 20 yaş dişi çekimlerini gerçekleştiremezler. Bunun için özellikle perikronitis olma ihtimali olan 20 yaş dişleri bölgeye gitmeden önce çektirilmelidir.6,8,12-15

Diş travmaları

Diş travmaları sonucu kırıklar ve diş çürüğüne bağlı olmayan problemler Antarktika’da çalışan personel içerisinde en sık rastlanan sorunlardandır. Bu kırıkların aşırı soğuk ve strese bağlı diş sıkma sonucu küçük ve daha önce tedavi edilen dişlerde mine çatlağı veya kırığı şeklinde oluştuğu bildirilmiştir. Bu durumlara yatkınlığı olan bireylerde diş sıkma sonucu diş çatlak ve kırıklarını, temporomandibular eklem ve okluzal problemleri azaltmak amacıyla bölgeye gitmeden önce splint yapılması gerekir. Ayrıca dişlere gelen direkt travma sonucunda dişler etkilenebilir. Travmaların kesin tanı, tedavi planı ve kontrolü için radyografi şarttır. Diş travmalarını kırıklar, lüksasyon, avülsiyon olarak sınıflamak mümkündür.8,11,15

Kırıklar; Mine çatlağı ve kırığı, mine-dentin kırıkları (pulpa açık veya kapalı), mine-dentin-sement kırıkları ve kök kırıkları olarak görülebilir. Mine çatlağında herhangi bir müdahale yapılmadan florlu hassasiyet giderici diş macunları kullanımı önerilir. Mine ve mine-dentin kırıklarında (pulpa kapalı) diş dolgusu yapılmalıdır. Travma sonucu pulpa açılmışsa kanal tedavisi yapılarak diş restore edilmelidir. Kökü içine alan kırıklarda kırık parça 3-4 mm kök içeriyorsa çekim önerilir. Daha küçük bir parça varsa endodontik ve protetik tedavi yapılır. Vertikal kök kırığı varsa diş çekilmelidir (Resim 2).

Lüksasyon; dişin dislokasyonudur. 4 klinik tabloda görülür; intrüzyon (dişin alveol kemiğine doğru yer değiştirmesi), ekstrüksiyon (dişin soketten dışarı doğru yer değiştirmesi), lateral lüksasyon, dişin destek dokularının anormal genişlemesi sonucu oluşan sublüksasyon. Lüksasyon olgularında splint uygulaması yapılmalıdır (Resim 2).

Avülsiyon; travma sonucu dişin soketten tamamen çıkmasıdır, en çok da maksiller kesicilerde gözlenir. Tedavisi hızlı bir şekilde reimplantasyondur ve başarısı periodontal ligamentin fibrillerinin canlılığı ile doğru orantılıdır. Antibiyotik, analjezik-antienflamatuar verilmeli ve splint uygulaması yapılmalıdır.15

KUTUPLAR BÖLGESİNDE GÖRÜLEBİLECEK ORAL MUKOZA HASTALIKLARI VE ACİL MÜDAHALE

Oral mukozada kutuplar bölgesinde enfektif (bakteriyel, viral veya fungal), enflamatuar, travmatik, çevresel, idiyopatik, dejeneratif veya konjenital nedenlerle hastalıklar gözlenebilir. Bunların başlıcaları;

Aft hastalıkları

Etiyolojisi tam olarak bilinmeyen, oral ülserlerdir. Psişik stres, parafonksiyon, lokal travma, besinler, ilaçlar, hormonal değişiklikler, vitamin eksikliği, genetik, immünolojik, mikrobiyal faktörler epitelde defekt yapıp aft oluşturabilir. Aftların nüksünü önlemek mümkün değildir, lezyonların sıklığı ve şiddeti azaltılabilir.

Asitli, baharatlı, tuzlu yiyecekler ve alkollü içeceklerden kaçınılmalıdır. Ağrıyı azaltmak için topikal anestezik kullanılabilir. Tetrasiklin ve klorheksidin gargaraları, topikal kortikosteroidli pomadlar da kullanılabilir. Proflaktik amaçlı %1 lik cloramin T gargaraları lezyonların sıklığı ve şiddeti azaltırlar (Resim 1, 3).7,12

Herpes lezyonları

Organizmada inaktif olarak bulunan herpes simpleks virüsünün spesifik olmayan uyaranlarla, yatkınlığı olan kişilerde aktif hale geçmesi sonucu ortaya çıkar. Lezyonların dudaklarda görülmesine herpes simpleks labialis (uçuk) denir. Kutuplar bölgesinde olabilecek korku, heyecan, stres, soğuk, ultraviyole, direnç düşüklüğü, mekanik travma, enfeksiyöz hastalıklar gibi faktörler oluşumu kolaylaştıran uyaranlardır. Tedavisi lezyonların antiviral pomadlarla yapılır. Herpes lezyonları ağız içinde gözlenirse herpes mukoza oris olarak isimlendirilir. Lezyonlar çok sayıda ve daha küçüktür. Lezyon genişlerse diş ağrısı veya nevraljiform ağrıya benzeyebilir. Tedavisinde semptomatik olarak yüzeyel anestezikler de kullanılır.9,12

Mantar enfeksiyonları

Oral ve perioral bölgede mantar enfeksiyonları çoğunlukla kandida albikans veya ender olaraktan kandida tropikalis ve alt grupları tarafından oluşturulur. Sistemik hastalıklar, direnç düşüklüğü, uzun süre antibiyotik, kortikosteroid, antiseptik gargara kullanımı, alkolizm, beslenme bozukluğu tablolarında ortaya çıkabilir. Yoğun beyaz, çevreden yüksek, silinince uzaklaştırılabilen (pseudo membranöz kandidiasis) veya eritemli alan şeklinde (akut-kronik atrofik kandidiasis) gözlenebilir. Dudak köşelerini tutan kronik hiperplastik tipi de vardır. Tedavisi antifungal pomat ve gargaralarla yapılabilir (Resim 4).12

Bakteri enfeksiyonları

Oral hijyenin düşük olduğu bireylerde lokal direncin azalmasıyla ortaya çıkar. Dişeti papillerinde başlayan yüzeyel derin nekroz ve ülserlerin (akut nekrozitan ülseratif gingivitis) tüm hareketli mukozaya yayılması (akut ülseröz nekrotik stomatitis) veya gingivada akut iltihaplı ödemli alanlar (streptokok gingiva stomatitis) şeklinde gözlenebilir. Tedavisinde penisilin, yüzeyel anestezikler, tetrasiklin aplikasyonu, seyreltilmiş hidrojen peroksit ile nekroze alanların temizlenmesi yapılabilir.12,14

Dudaklar ve çevresinin hastalıkları

Dudak mukozası-deri arası, dudak kırmızısında yağ ve ter folikülleri yoktur. Bu durum özellikle soğuk havalarda dudaklarda çatlak ve yarık sonrasında kanama, kabuk oluşumu yapabilir. Bu duruma fissüral cheilitis denir. Tedavisinde nemlendirici ve besleyici kremler kullanılmalıdır.

Anguler cheilitis soğukta ve rüzgârda kuruyan dudağını sürekli yalayanlarda dudak köşelerindeki iltihabi değişikliklerdir. Bazen kandida enfeksiyonuna dönebilir. Tedavisi etiyolojisine yöneliktir.

Kutuplar bölgesinde yoğun olarak bulunan ultraviyole ışınları sonucu dudak-deri sınır belirginliğinin kaybolması, erozyon, yarık ve kabuk oluşumu ile ortaya çıkan tabloya kronik aktinik cheilitis denir. Prekanseröz lezyondur. Güneşten korunma ve koruyu kremler ile tedavi edilmeye çalışılır. 12

Alerjik reaksiyonlar

Oral mukozada yağ tabakasının olmaması ve tükürüğün yıkayıcı, seyreltici etkisi, alerjen maddelerin etkisini deriye göre azaltır. Kutuplarda soğuk kuru hava, ultraviyole ışınları, gıdalar, travma sonucu anjioödem şeklinde alerjik reaksiyonlar gözlenebilir. Oluşan ödem sonucu yutkunma konuşma, solunum problemleri olabilir. Tedavisinde antihistaminik ve kortikosteroid kullanılır.12-15


Kaynakça

1 Nutall M. 2005. Encyclopedia of the Arctic. Cilt 1-3, s. 836-849. Routledge. New York-London.

2 Hunt AJ. 2014. Antarctica and The Arctic Circle; A Geographic Encyclopedia of The Earth’s Polar Region. Cilt: A-I, ABC-CLIO, Santa Barbara-California.

3 Dental health crisis affecting hundreds of children in Canada’s eastern Arctic. 2018. https://www.rcinet.ca/eye-on-the-arctic/2018/10/12/nunavut-children (01-Şubat-2021 tarihinde erişildi.)

4 Bongo AKS. ve diğerleri. 2020. Periodontal health in an indigenous Sámi population in Northern Norway: a cross-sectional study. BMC Oral Health, 20:104. DOI://doi.org/10.1186/s12903-021*01631-y

5 Steward J. 2011. Antarctica an encyclopedia: Cilt 1-2. 2nd ed. Macforland Company. North Carolina.

6 Stüwe U. A Doctor in Antarctica. https://www.sciencemag.org/careers/2002/03/doctor-antarctica. (01-Şubat-2021 tarihinde erişildi.)

7 Bahatia A, Pal R. 2012. Morbiditiy Patern of The 27th Indian Scientific Expedition to Antarctica. Wilderness and Environmental Medicine, 23:3, s. 231-238. DOI://doi.org/10.1016/j.wem.2012-04-003

8 Lloro V. ve diğerleri. March-April 2019. The Incidence of Dental Needs During Isolated Missions Compared to Non-isolated Missions: A Systematic Review and Implications for Future Prevention Strategies. Military Medicine. Cilt 184, Sayı 3-4, s. 148-155. DOI://doi.org/10.1093/milmed/usy364

9 Rothblum E. 1990. Psychological factors in the Antarctic. The Journal of Psychology Interdisciplinary and Applied.;124:3, s. 253-273. DOI://doi.org/10.1080/00223980/1990.10543221

10 Taylor DMcD, Gormly PJ. 1997. Emergency Medicine in Antarctica. Emergency Medicine;9-3, s. 234-242. DOI://doi.org/10.1111/j.1442-2026.1997.tb00394.x

11 Zaitsui T, Kawaguchi. 2017. Perspectives for tele-dental system in space and Antarctic environments. The International Journal of Oral Health; 13:13-16.

12 Özbayrak S. 2002. Ağız Hastalıkları Atlası: Tanı Kriterleri, Ayırıcı Tanı ve Tedavi Yaklaşımı. İstanbul: Quintessence.

13 Balasupramaniam R. ve diğerleri. 2011. Nonodontogenic toothache revisited. Open Journal Stomatology; 1:92-102. DOI://doi:10.4236/ojst.2011.13015

14 Landana B, Edwards M. Expedition Dentistry for Medics. 21 March 2014. https://worldextrememedicine.com/?s=expedition+dentistry+for+medics. (01-Şubat-2021 tarihinde erişildi.)

15 Douglass AB, Douglass JM. February 2003. Common Dental Emergencies. American Family Physician. 1; 67:3, s. 511-516.


Yazarlar