İng. Greenland’s Aggregate Sands
Dünya’nın en büyük adası olan Grönland, Danimarka Krallığı’na bağlı özerk bir ülkedir. Adanın kuzeyinde Arktik Okyanusu, güneydoğusunda İzlanda ve Danimarka Boğazı, batısında Baffin Koyu yer alır (Şekil 1a).Grönland yüzölçümü bakımından dünyanın on ikinci büyük ülkesi olmasına rağmen, yaklaşık 56.000 kişilik küçük bir nüfusa sahiptir.1 Özerklik yasası ile birlikte 2009 yılından itibaren Grönland, yeraltı maden kaynakları da dahil olmak üzere tüm doğal kaynaklarını yönetme hakkına sahip olmuştur.2 Grönland’da doğal kaynaklar, nüfusun büyük bir kısmı için çok önemli bir geçim kaynağı sağlar. Grönland, ekonomik özerkliğini artırma ve yaşlanan nüfusun getirdiği yüksek sosyal maliyetleri karşılamak adına yeni gelir yolları bulma gereksinimindedir.2 Balık ve kabuklu deniz ürünleri, Grönland’ın mevcut gelirinin %90’ını oluşturmaktadır. Grönland, endüstrisini çeşitlendirmek, kendi kendini idame ettiren bir ekonomi yaratmak, gelirleri artırmak ve refahın devamını sağlamak için yeni fırsatlar arayışındadır2. Grönland; madencilik, petrol ve doğal gaz üretimi ve turizme odaklanarak ekonomisini on yıllardır çeşitlendirmeye çalışmaktadır.1
Grönland, jeolojisine, jeolojik ve Jeofizik verilerin mevcudiyetine, coğrafi büyüklüğüne ve iklim politikasına bağlı olarak madencilik şirketleri için yatırım çekiciliği yüksek bir ülkedir.3 Grönland’da nadir toprak elementleri, uranyum, altın, demir ve çinko cevherleri gibi maden kaynakları bulgulanmıştır, ancak bu kaynakların madenciliğinin yapılmasına yönelik uluslararası ölçekli projeler henüz gerçekleşmemiştir.4
Grönland çökelleri, Grönland buz tabakasının önünde ve Grönland kıyılarında yaklaşık 11.700 yıl önce (Holosen’in başlangıcı) mevcut buzullar arası dönemin başlangıcından bu yana birikmiştir. Bu çökeller, genellikle fiyortların kenarlarında büyük miktarda çakıl, kum ve siltten oluşur.5 Fiyortların belirgin çökel tuzakları olduğu bilinmektedir.6
Grönland nehirleri küresel çökel taşınmasına %8 katkıda bulunur (Şekil 1b). Grönland’daki eriyen buzulların oluşturduğu bu yüzey akışı, Dünya tatlı su akışının yaklaşık %1’ine eşittir. Grönland’da taşınan çökel, tatlı su varlığı ile kıyaslandığında oldukça fazladır.7 Grönland’ın bu yüksek miktardaki çökel taşıma kapasitesi büyük oranda günümüzdeki değişen iklim koşulları ile ilişkilidir. Küresel ısınma ile buzullar erir, Grönland nehirleri bu çökelleri kıyılara taşır. Deltalar, karadaki havza alanı ile deniz kıyısındaki alıcı havza arasındaki geçiş bölgesini oluşturur ve nehir çökellerinin doğal tuzakları olarak işlev görür.
Grönland’daki birçok delta, sınırlı dalga enerjisi olan fiyort alanlarındadır. Buzul erime suyu girişinin yüksek olduğu yerlerde, yeni eklenen tortuların çökelmesi nedeniyle deltaların kapsamları artmaktadır.8 Devam eden ısınma iklimi, özellikle Kuzey Kutbu bölgelerinde belirgindir.9 Sonuç olarak, Grönland buz tabakası kütlesini kaybetmeye devam etmektedir.10 Böylelikle nehir akışında ve tortunun okyanusa taşınmasında bir artış meydana gelir6. Isınmanın devam edeceği tahmin edildiğinde, Grönland buz tabakasında kütle kaybı ve buna bağlı nehirlerin taşıdığı çökel miktarındaki artış devam edecektir.11
Grönland’daki bazı nehirler çökel taşımada baskın durumdadır. Grönland nehirlerinin %15’i toplam Grönland nehir çökel yükünün %80’ini taşır. Örneğin, Sermeq Nehri Grönland’daki toplam askıya alınmış yükün dörtte birini sağlar. Grönland buz tabakasının batı kenarından (Davis Boğazı, Baffin Koyu) gelen tortu yükü doğu ve kuzey kenarlarından çok daha fazladır (Şekil 1c). Bu farklılık buzul erime suyunun akarsulara ulaşması ve batı bölgesindeki delta varlığı ile ilgilidir. 1961-1990 dönemine göre, Grönland’dan okyanusa doğru olan çökel akışının günümüzde yaklaşık %56 artış gösterdiği tespit edilmiştir.7
Kum ve çakıldan oluşan nehir çökelleri dünyada önemli bir yapı malzemesi olma özelliğindedir. Bu yapı malzemesine yönelik elde edilen son veriler talebin katlanarak arttığını göstermektedir.12 Son yirmi yılda, nüfus artışı, kentleşmenin yoğunlaşması ve altyapının gelişmesi sebebiyle tüketim üç katına çıkmıştır; bu durum mevcut medeniyetin talepleriyle bağlantılıdır. Bugün dünyada yıllık kum ihtiyacının 50 milyar ton olduğu tahmin edilmektedir, bu da kişi başına günlük ortalama 18 kg kum tüketildiğini göstermektedir. Bu varsayım, kum ve çakılın sudan sonra çıkarılan ve işlem gören hacimce ikinci en büyük kaynak olduğunu göstermektedir12, 13. Bugün medeniyetin ihtiyaç duyduğu kum ve çakıl, Dünya’nın tüm nehir ve buzullarının taşıdığı çökelin 3 katıdır.12
Grönland’ın dikkat çeken kum-çakıl varlığının işletilmesi ülkenin kaçınılmaz olarak karşı karşıya olduğu iklim değişikliğinin sonuçlarından faydalanması için bir fırsat sunuyor olabilir ancak özellikle nehir ve delta ortamlarında yapılan kum ve çakıl madenciliğinin çok çeşitli direkt ve dolaylı etkileri söz konusudur. Özellikle Grönland kalıntı Holosen ovaları buzul erime suyu ile oluşur ve bunların madencilik amaçlı çıkarılması, sürdürülebilirliği açısından aktif deltalardakilerden farklı olacaktır.1