Yaşam Bilimleri

Hareket Hastalığı


İng. Motion sickness

Hareket hastalığı hava, deniz, kara ve uzay yolcularının tümünde gelişebilen, belli hareketler ile vücudun uzaydaki konumu hakkında beyine iletilen duyuların çelişkili olması sonucunda oluşabilen fizyolojik bir baş dönmesi olarak düşünülür. Hastalık kelimesi tam olarak doğru bir kelime değildir; bu daha çok anormal bir duruma vücudun normal bir yanıtıdır.1

A. Mekanizma

Vücudumuzun duruşu hakkında beynimize giden tek bilgi görsel uyaranlar değildir. İç kulaktan denge uyaranları alınır; baş ve vücut pozisyonumuzla ilgili bilgileri beynimize iletir. Öte yandan, gözlerimiz kapalı olduğunda bile ellerimizin konumunu biliriz. Bunu algılamamızı sağlayan duyu ise “propriyoseptif duyu” veya “vücut farkındalığı” olarak adlandırdığımız duyudur. Vücudumuzun her yerinde bulunan alıcılar (reseptörler) kaslardaki esneme ve eklemlerin pozisyonu ile ilgili bilgileri beyine aktarır. Böylece beynimiz vücudumuzun herhangi bir anda uzaydaki yerini ve pozisyonunu bilir. Görüldüğü üzere vücudumuzun uzaydaki duruşu üç farklı duyu ile beynimize iletilir; görsel, denge ve propsiyoseptif duyu. Bu bilgilerin tamamı beyinde bütünleşerek işlenir; bunun sonucunda vücudumuzun duruşu, dengesi ve hareketi hakkında beynimiz bilgi sahibi olur. Bu duyu bütünleme esnasında tüm duyular birbiriyle uyumludur. Eğer bu üç duyusal uyaranın taşıdığı bilgiler arasında çelişki varsa duyular bütünlenemez ve vücudumuz baş dönmesi gibi fizyolojik tepkiler verir. Bu tepkiler “hareket hastalığı” olarak adlandırılmaktadır.

Hareket hastalığı, kutuplardaki bilim insanlarında da sıklıkla karşılaşılabilir. Kutuplara gemi ile seyahat esnasında güvertede ayakta duran bir kişinin sürekli dalgalara bakması görsel uyaranlar ile denge ve propriyoseptif uyaranlar arasında çelişki yaratacaktır. Öte yandan dalgalı bir denizdeki seyahat esnasında camı olmayan kapalı bir odada bulunmak, benzer şekilde görsel olarak hareketin olmadığı yönünde bilgiyi beyine iletirken, hareketin varlığı yönünde bilgi taşıyan denge ve propriyoseptif uyaranlar arasında karışıklık oluşturacaktır. Benzer şekilde kutup buz aracı içerisinde hareket esnasında camdan dışarı bakan bir kişide görsel hız algısı ile diğer uyaranların taşıdığı hız algısı çelişkili olacaktır.

B. Yatkınlık

Neredeyse herkes hareket hastalığına yatkındır; ancak yatkınlık bireyler arasında değişmektedir.1,2 Kadınlar erkeklere göre daha çok etkilenir. İki yaşın altındaki bebekler genellikle hareket hastalığına dirençlidir. Yatkınlık 2-12 yaş arasında en yüksek seviyede iken 50 yaşından sonra hareket hastalığı daha düşük seviyededir. Artan yaş ile kişiler daha dirençli hâle gelir. Migreni olan kişiler harekete daha duyarlıdır. İç kulak rahatsızlıkları yaşayan kişiler özellikle yakın zamanda yaşamışlarsa genel olarak hareketlere toleranslı değildir.3

C. Şikâyetler

Hareket hastalığı tipik olarak ilerleyici şikâyetlerle seyreder. Kişi önce karnında belirsiz bir rahatsızlık hisseder; bu rahatsızlık “mide farkındalığı” olarak adlandırılır. Daha sonra keyifsizlik ve bulantı, kusma ile devam eder. Bunlara ek olarak, vücutta sıcaklık artışı, sersemlik, hızlı nefes alıp verme, iç çekme, esneme, baş ağrısı, baş dönmesi, artan tükürük ve sık yutkunma görülebilir. Solukluk ve terleme de sıkça gözlenir. Bazı hastalarda mide ilişkili şikâyetler düzeldikten sonra devam eden uyku hâli, yorgunluk ve mental yavaşlama “Sopite Sendromu” olarak adlandırılır3. Öte yandan bu şikâyetler sürekli devam etmez. Vücudumuz bir süre sonra bu çelişkili duruma alışır. Özellikle kutuplara gemi seyahati gibi hareketin sürekli olduğu durumlarda çoğunlukla 3-4 günde alışkanlık gelişir. Ancak bu tolerans benzer zaman süresinde hareket durduğunda ya da değiştiğinde kaybolur. Bu şikayetlere tolerans gelişse bile hareket hastalığı kutuplarda çalışmak zorunda olan bilim insanlarının hayat kalitelerini düşürür, motivasyonlarını bozar ve sürdürmeleri gereken bilimsel faaliyetleri bu süreçte sekteye uğratır. Bu nedenle kutuplarda çalışan bilim insanlarında sık görülebilen hareket hastalığı için alınabilecek önlemler ve tedavilerin uygulanması oldukça önemlidir.

D. Önlemler ve Tedavi Seçenekleri

Hareket hastalığında tedavinin amacı, baş dönmesi ile eşlik eden şikâyetleri yaratan görsel ve denge uyaranları arasındaki çatışmayı ortadan kaldırmaktır. Bu amaca merkezi baskılama mekanizmalarının kuvvetlendirilmesi ya da denge fonksiyonların düzeltilmesi yoluyla ulaşılabilir.

Hareket hastalığı için en iyi tedavi hareketten kaçınmaktır ancak kutuplara ulaşımda gemi seyahati tercih edildiği için aşağıdaki seçeneklerin önlem ya da tedavide kullanılması gerekebilir. Bu seçenekler;

1. Davranışsal yaklaşımlar

2. Adaptasyon

3. İlaç tedavileri

1. Davranışsal Yaklaşımlar

Baş ve üst beden abartılı hareketleri önemlidir. Kişi üst bedenini sabit tutarsa, hareket duyarlılığı azalır ya da önlenir. Seyahat esnasında başı koltuğa dayayıp sabitleyerek baş hareketlerinden kaçınılmalıdır. Kişiyi aracın en sabit kısmında tutmak tavsiye edilir; ancak ciddi durumlarda faydalı değildir.

Çelişkili görsel uyaranları en aza indirmek başka bir yararlı stratejidir. Bunun için yakın objelere odaklanmaktan kaçınılmalı ve uzağa odaklanılmalıdır. Yatkınlığı olan kişiler gemi seyahati sırasında güvertede oturmalı ve ufuk çizgisine odaklanmalıdır. Kutup buz araçlarında ise sürücü gibi ileriye bakmaya odaklanılmalı; arkaya ya da yanlara bakılmamalıdır.

Aşırı yemek yemek ya da belli yiyecekler, alkol, kötü solunum ya da zararlı kokular hareket hastalığı riskini artırabilir. Sigaranın da olumsuz etkisi vardır. Kısa bir dönem sigarayı bırakmak, hareket hastalığına olan toleransı artırılabilir. Kutuplara seyahat edecek bilim insanlarının bu unsurlara dikkat etmesi önerilmelidir.

Uykunun ise olumlu etkisi vardır çünkü uyku denge sisteminin uyarılabilirliğini azaltır ve böylece duyusal çelişkileri en aza indirir. Hafif veya orta bulantı ile seyreden hareket hastalığında etkili gibi görünen başka basit bir yöntem de solunum kontrolüdür. Burundan doğal rahat hızda ve derinlikte nefes alıp verilir. Bu konuda kişisel deneyimler de kişiler için güvenilir bir rehber olabilir. Tablo 1’de davranışsal stratejiler özetlenmiştir.

Öte yandan akupunktur da hareket hastalığı tedavisinde yıllardır Çin’de uygulanmaktadır. Yakın zamanda, “acupressure” tedavisinin hareket hastalığı ve diğer bulantı ile seyreden durumlar için etkili bir tedavi olduğu bildirilmiştir. Bu bağlamda, el bileğinin iç kısmındaki özel bir noktaya baskı sağlaması için tasarlanmış özel bilek bantları bulantı şikâyetini azaltmaktadır.3

2. Uyum sağlama

Uyum sağlama, bir alıcı (reseptör) sisteminin sürekli uyarılmasını takiben azalmış cevap anlamına gelir. Birçok bireyde tekrarlı ya da sürekli harekete maruz kalmak, hareket hastalığı şikâyetlerinde azalma sağlar.

Yavaş yavaş olan başlangıçlar daha az şikâyet ve daha hızlı adaptasyon sağlar. Özel uyaran daha uzun ve sık verildikçe adaptasyon devam eder. Hareket hastalığı olan insanların %5’inde adaptasyon olmaz.

Adaptasyon etkisi duyusal çelişki teorisiyle de açıklanabilir. Sıklıkla duyusal çelişkiler yaratan durumlarda ve hareket hastalığında, beyin uygun izleri kaydeder ve duyusal çelişkiyi konunun parçası hâline getirir. Bir defa bu oluştuğunda, beklentilerimiz ve alınan duyusal bilgi arasında çelişki kalmaz; böylece belli bir zaman sonra hareket hastalığı oluşmaz.1

Bütünleşen çelişkili durum ortadan kalktığında, hareket hastalığı semptomları bir defa daha gelişebilir. Bu etki “kara hastalığı” olarak adlandırılır. Semptomlar tipik olarak saatler ya da günler sonra yok olur ancak haftalarca hafif seyredebilir. Örneğin kutuplara uzun süreli gemi seyahati sonrasında karaya inildiğinde hareket hastalığı benzeri şikâyetler gelişebilir.1

Hareket hastalığında denge sisteminin adaptasyon tedavisi, hava ve uzay tıbbında uzun süredir kullanılmakta olup, bu amaçla Barany sandalyesi, dezoryantasyon simülatörü ve santrifüj aleti gibi farklı aygıtlardan yararlanılmıştır.

3. İlaç Tedavisi

İlaçların çoğu benzer merkezi etkilere sahiptir. Kullanılan temel ilaçlar antihistaminikler (H1), antimuskarinikler ve antidopaminerjiklerdir. Benzodiazepinler de etkilidir.

İlaçlar arasındaki farmakolojik farklar, değişken etkinliğe, değişken etki başlangıç zamanına, değişken etki süresine ve değişken yan etkilere sebep olmaktadır. Bu nedenle ilaç seçimi hareket hastalığının ciddiyeti ve olasılığının değerlendirilmesine, tahmin edilen başlangıcına, maruz kalma tipine, büyüklüğüne, süresine, kişinin yaşına ve sağlık durumunun değerlendirilmesine dayanır. Kişinin ilacın yan etkilerini (psikomotor performansın etkilenmesi, uyku hali, vb.) ne kadar tolere edebileceği önemlidir; örneğin kişi askeri bir görevli olabilir ve tüm seyir boyunca dikkatle görevini yapması gerekebilir. Diğer yandan mesleki olarak kutuplara seyahat zorunluluğu olan bir kişide, kullanılan ilacın etkinliği kişinin mesleki performansına olan yan etkileri ile dengelenmelidir.

Amfetaminlerin de hareket hastalığında direkt etkileri vardır; skopolamin ya da prometazin gibi ilaçlarla kullanıldığında daha yüksek etki gösterebilir. Zencefil tozu ise merkezi etkilerden çok gastrointestinal etkilere daha yararlıdır.


Kaynakça

1 Schmal F. (2013) Neuronal Mechanisms and the Treatment of Motion Sickness. Pharmacology, 91, 229-241. DOI: https://doi.org/10.1159/000350185.

2 Pennefeather J. (2005) Diving and Subaquatic Medicine. Editörler: Edmonds C., Lowry C., Pennefather J., Walker R. 4th Edition. Hodder Arnold, London.

3 Kuhn S.M., Lange B. (2013) Travel Medicine. Editörler: Keystone JS, Freedman DO, Kozarsky PH, Connor BA, Nothdurft HD. 3rd Edition. Elsevier. DOI: https://doi.org/10.1016/B978-1-4557-1076-8.00043-0.


Yazarlar