Sosyal ve Beşerî Bilimler


İng. Inuit

Bir zamanlar Eskimolar olarak bilinen Inuitler, Arktik bölgesinde yaşamaktadır. Sibirya’nın bazı bölgelerinden, Alaska kıyıları, Kanada ve Grönland’a kadar yaklaşık 20.000 km boyunca uzanan topraklarda yaşamlarını sürdürmektedirler. En geniş alana yayılmış halklardan biri olmalarına rağmen nüfusları yaklaşık 150.000’dir. Genellikle Grönland, Alaska, Kanada ve Doğu Rusya’da yaşayan Inuitler, Arktik bölgesinin yerli halkıdır. Arktik bölgesinin sert iklim koşullarında hayatta kalmalarını sağlayan önemli faktörlerden biri kıyafetleridir. Tüm kıyafetlerini çeşitli hayvanların derilerinden ve postlarından yapan Inuitler, kışın iki kat ren geyiği derisi, dış giysi olarak kürklü ve kapüşonlu parka kullanmaktadır.1

Balina avcılarının soyundan gelen Inuitler için farklı isimler kullanılmaktadır. Örneğin “çiğ et yiyenler” anlamına gelen Eskimo kelimesi, bu cesur ve becerikli avcılara, komşuları olan Doğu Kanada’nın Algonquin Kızılderilileri tarafından verilmiştir. Ancak onlar kendilerini, “gerçek insanlar” anlamına gelen “Inuit” olarak adlandırmayı tercih etmiştir.2 Inuit dili, Inyupik ve Yupik olmak üzere iki ana lehçeye ayrılmaktadır. Inyupik lehçesini konuşanlar çoğunluktadır. Bu lehçeyi konuşanlar Grönland’dan Batı Alaska’ya kadar uzanan bölgede, Yupik lehçesini konuşanlar ise Güneybatı Alaska ve Sibirya’dan oluşan bölgede yaşamaktadır.

Inuitlerin yaşamında ve kültüründe, anavatanlarının daha da soğuduğu Küçük Buz Çağı’nda (1600-1850) büyük değişiklikler meydana gelmiştir. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında gelen Avrupalı balina avcıları, Inuitleri güçlü bir şekilde etkilemiştir. Öte yandan bu avcılar, bazı bölgelerde Inuitlerin nüfusunu önemli ölçüde azaltan bulaşıcı hastalıkları da bölgeye taşımışlardır.

Arkeolojik, dilsel, kültürel ve fiziksel antropolojik kanıtlar, Inuitlerin kökenlerinin Sibirya ve Orta Asya’ya dayandığını göstermektedir. Arkeologlar, Baykal Gölü bölgesindeki antik Sibirya yerleşimlerinde bulunan, yaklaşık 125.000 yıl öncesine ait eserleri kullanarak, ren geyiği, yünlü gergedan, misk öküzü ve mamut gibi büyük hayvanları avlayarak hayatta kalan geniş kapsamlı bir yarı göçebe kültürün resmini oluşturmuşlardır.3 Bu halkın kışın ot, taş, geyik boynuzu, hayvan kemikleri ve hayvan derilerinden yapılmış yarısı yer altında bulunan evlerde, yazın ise deri çadırlarda yaşadıkları sonucuna varılmıştır. Bazı grupların kademeli olarak kuzeye ve Kuzeydoğu Asya kıyılarına göç ettikleri düşünülmektedir. Buna ek olarak, en az 18.000 yıl önce Bering Denizi kıyılarında yaşamış benzer avcı kültürlere ait kanıtlar da bulunmaktadır.

Günümüzde Inuitler; Grönland Inuitleri, Kanadalı Inuitler, Iñupiaq, Yupik ve Alutiiq/Sugpiaq halklarına bölünmüş ve Alaska Inuitleri ile Chukotka’nın Sibirya Yupik’i olarak farklı coğrafi ve kültürel gruplara ayrılmış durumdadır.

Grönland Inuitleri

Grönland’da, Inuit nüfusu kültür ve dil bakımından farklı üç gruptan oluşmaktadır. Birinci grup Batı Grönland Inuitleri olarak bilinen ve Nanortalik ilçesinden, Upernavik ilçesine kadar batı kıyısında yaşayan Kalaallitler; ikinci grup Kuzey Grönland Inuitleri olarak bilinen ve Avanersuaq/ Thule çevresinde yaşayan Inughuitler; üçüncü grup ise Doğu Grönland Inuitleri olarak bilinen ve doğu kıyısında yaşayan Tunumiitlerdir.3

Inuit grupları yaklaşık 4.500 yıldır Grönland’ın kıyı bölgelerinde yaşamaktadır. İlk Paleo-Eskimo göçmenleri, adanın en kuzeyine MÖ 2.500 ile 2.000 yılları arasında gelmiştir. Avrupalıların Grönland’daki varlığı, İzlandalı Kızıl Erik’in anavatanından sürüldükten sonra Grönland’a giderek güney ve güneybatıda iki koloni kurduğu MS 985’e kadar uzanmaktadır. İskandinavlar ise -sığır, koyun ve keçi besleyen çiftçiler ve deniz memelisi avcıları olarak- yaklaşık 500 yıldır bölgede varlığını sürdürmektedir. Buna ek olarak İzlanda destanları, Grönland’daki İskandinav topluluklarının Skraelings adını verdikleri bir halktan haberdar olduklarından ve büyük olasılıkla onlarla temasa geçtiklerinden bahsetmektedir.

Grönland Inuitleri 16-17. yüzyıllarda Avrupalı balina avcılarıyla ve kâşiflerle, 1721’den itibaren de Danimarka sömürge faaliyetleriyle tanışmışlardır. O dönemde ticaret Danimarkalıların kontrolündeydi. Ayrıca Danimarkalılar, 200 yılı aşkın bir süre boyunca Grönland’a ve yerli Inuitlere karşı yalnızlaştırma politikası izlemiştir. Ancak Danimarka İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tecrit politikasına son vermiş ve hem ülkenin hem de Inuit toplumunun modernleşme sürecinin bir parçası olarak sosyal refah ve altyapı değişikliğine vurgu yapmaya başlamıştır. Ticari balıkçılık, ekonomik kalkınma politikalarının merkezine alınmış ve insanlar avcılığın yoğun olduğu küçük yerleşim yerlerinden, batı kıyısındaki daha büyük kasabalara yerleştirilmiştir. Fakat Inuitlerin çoğunluğunun hızla büyüyen batı sahil kasabalarında yaşamaya başlamasıbazı sorunları da beraberinde getirmiştir. Inuit siyasi partilerinin ortaya çıkması ve Inuit kimliği bilincinin gelişmesi, sosyal değişimlere ve karışıklıklara yol açmıştır. Grönlandlı politikacılar ve siyasi aktivistler, 1970’lerin başında özerk yönetim için kampanya yürütmeye başlamışlar ve 1979’da amaçlarına ulaşmışlardır. Böylece Grönlandlılar, özerk yönetim elde eden Inuit kökenli ilk nüfus olmuştur.

Kanada Inuitleri

Kanadalı Inuitler, Alaska sınırına yakın Mackenzie Deltasından Baffin Adası’na ve daha güneydeki Québec ve Labrador’a kadar, Kanada’nın kuzeyi boyunca uzanan bölgede yaşamaktadır. Mackenzie Deltası Inuitleri kendilerini Inuvialuit olarak adlandırmaktadır. Buna ek olarak Nunavut Inuitleri ve Labrador Inuitleri sırasıyla Nunavummiut ve Sikumiut olarak da isimlendirilmektedir.4

20. yüzyılın ortalarına kadar, Kanada’daki birçok Inuit grubu, fok ve ren geyiği avına dayalı yarı göçebe bir yaşam tarzını benimsemiştir. Hudson’s Bay Şirketi’nin, 20. yüzyılın başlarına kadar Kanada’nın kürk ticaretine egemen olduğu dönemde Kanada Inuitleri, bu şirketin ticaret yerlerine bağımlı hâle gelmiştir. Ayrıca hükümetin yeniden yerleştirme politikaları sonucunda Inuitler, Kanada hükümetine ve kurumlarına daha fazla bağımlı konuma gelmiştir.

Küçük Inuit yerleşimlerine çok sayıda Güney Kanadalının gelmesi, Inuitler arasında fikir ayrılıklarına yol açmış ve iki grup arasında etnik çatışmalar başlamıştır. 1950’lerden itibaren Kanada hükümetlerinin amacı, Inuitleri Kanada’nın ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamına dahil etmek olmuştur. Eğitim ve öğretim yoluyla, Arktik’in yerli sakinleri modern Kanadalılar hâline gelmiş, daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmış ve Kanada’nın Arktik sınırındaki ekonomik gelişme döneminde yerini almıştır. Sosyal değişimin ve büyük ölçekli ekonomik kalkınmanın sonucu olarak Kanadalı Inuitler, kendi kaderini tayin hakkına bir ölçüde ulaşmıştır. Mackenzie Deltası’nda petrol ve gaz alanında yaşanan gelişmelerle, Kanada’nın kuzeyindeki Inuitlerin sesi olarak Ottawa’da 1969’da Committee of Original People’s Entitlement (COPE) ve 1971’de Inuit Tapirisat of Canada (ITC) kurulmuştur. 1984 yılında, Inuvialuit Nihai Antlaşması ile Inuvialuit’e yaklaşık 91.000 km2 toprak verilmiş, daha fazla toprak talebinden vazgeçmeleri karşılığında mali tazminat gibi haklar tanınmıştır.

Alaska Inuitleri

Alaska’da, Iñupiatlar, Kuzey Yamacı’nın Arktik tundra ovalarında, kuzeybatıdaki boreal ormanlarda ve Bering Denizi’nin kıyı ovalarında yaşamaktadır. Diğer büyük grup olan Yupikler, Güneybatı Alaska’nın kıyıları ve nehirleri boyunca yerleşmiştir. Güneyde ise Cook Inlet çevresinde, Kenai Yarımadası, Kodiak Adası ve Alaska Yarımadası’nda Pasifik Inuitleri olarak anılan Supikçe konuşan halklar yaşamaktadır. Kıyıdaki Iñupiat grupları, balina, deniz aygırı, fok ve kutup ayısı avlama konusunda uzmandır. Yupikler ise fok avcılarıdır. Ayrıca, binlerce kilometrelik nehirlerde bulunan farklı balık türlerinin bolluğundan da yararlanmışlardır.4

Alaska’nın Avrupalılar tarafından keşfi, 1741’de bir Rus keşif gezisine kâşif olarak katılan Vitus Bering’e uzanmaktadır. Bering’in seferden deniz samuru kürkleriyle dönmesi, Alaska’nın doğal kaynaklarının sömürülmeye başlamasına neden olmuştur. 1880’lerden itibaren, altın madenciliği Alaska ekonomisinin genişlemesinin ve ardından yerli olmayan halkların Alaska’ya yerleşmesinin temelini oluşturmuştur. 1968’de Kuzey Yamaç’taki Prudhoe Körfezi’nde geniş petrol ve gaz rezervleri keşfedilmiştir.3

Balina avcılarının, tüccarların, misyonerlerin ve yöneticilerin bu bölgeye gelmesi, hastalıklara, sömürüye, hızlı sosyal ve kültürel değişimlere, ayrıca ekonomik ve sosyal bağımlılığa neden olmuştur. İlk Presbiteryen misyonerler 19. yüzyılın sonunda Kuzey Yamacı’na vardıklarında yerel inanç sistemi balina avcıları ve tüccarlar tarafından kısmen bozulmuş durumdaydı. Hem Iñupiat hem de Yupik bölgelerinde misyonerler kısa sürede yatılı okullar kurmuştur. Bu okullar, 20. yüzyılın ilk yarısında federal okullar kurulana kadar eğitimin sorumluluğunu üstlenmiştir.

Alaska’nın Kuzey Yamacı’ndaki Prudhoe Körfezi’nde petrol keşfedilmesinden sonra, 1967’de Alaska Yerliler Federasyonu (AFN) kurulmuştur. AFN, Alaska Yerlileri için arazi taleplerinin uygun şekilde çözülmesini talep etmiş ve 1971’de ABD Kongresi, Alaska Yerli Arazi Talepleri Uzlaşma Yasasını (ANCSA) kabul etmiştir. ANCSA 12 bölgesel yerli şirketin kurulmasını sağlamıştır. Aslında, ANCSA, Alaska’nın yerli halkını şirkete ait arazilerde hissedar yapmıştır.

20. yüzyılda, Alaska Inuitlerinin nüfusu istikrarlı bir şekilde artmıştır. Geleneksel geçim faaliyetleri azalmış ve hem köylerde hem de Alaska’nın diğer bölgelerinde alternatif istihdam olanakları ortaya çıkmıştır. Avcılık, köy ekonomilerinin önemli ve ayrılmaz bir parçası olmaya devam etse de birçok insan artık ticari balıkçılıkta, petrol endüstrisinde ve Anchorage ve Fairbanks gibi şehir merkezlerinde kalıcı ve mevsimlik iş bulmaya başlamıştır.3

Sibirya Yupikleri

Toplam nüfusları yaklaşık 2.000 kişi olan Sibirya Yupik toplulukları, Kuzeybatı Sibirya’daki Chukotka’nın izole kıyıları boyunca yaşamaktadır. Sibirya’nın Yupik ekonomisi geleneksel olarak Grönland balinası, gri balina, fok, deniz aygırı, karibu ve kutup ayısı avına bağlıdır. Diğer Inuit grupları gibi, Sibirya Yupiklerinin de toplumsal hayatı, kültürü, dini uygulamaları ve mitolojisi, hayatta kalmak için bağımlı oldukları hayvanlarla yakından ilişkilidir.

Sibirya Yupikleri ile Avrupalılar arasında ilk temas 10. yüzyılda gerçekleşmiştir. Ruslarla düzenli, kapsamlı ve uzun süreli temas ise 18. yüzyılda başlamıştır. Bu ilişkiler kurulduktan sonra, Sibirya Yupik topluluklarında, Kuzeydoğu Sibirya’nın nüfus yapısını önemli ölçüde etkileyen çiçek, kabakulak, grip ve su çiçeği salgınları yaşanmıştır. Ayrıca Sibirya Yupikleri, 20. yüzyıl boyunca Sovyet ekonomi politikalarının yoğun etkisine maruz kalmıştır. Sovyetler, 1928’de Kuzey Komitesi’ni kurmuş ve Yupiklerin ekonomik hayatlarını, tekne ekiplerinin mevsimlik avcılık kooperatifleri hâlinde örgütlemesi yoluyla kolektifleştirmiştir. 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından, birçok Yupik köyü Sovyet yetkilileri tarafından kapatılmış ve sakinleri Çukçi köylerine yerleştirilmiştir. Buna ek olarak, hükümetin girişimleriyle Yupik çocukları, diğer yerli topluluklardan gelen çocuklar gibi, Ruslaştırma politikası nedeniyle köy okullarına veya yatılı okullara gönderilmiştir. Yupik çocukları devlete bağımlı hâle gelmiş ve kendi dillerini konuşma imkânını da kaybetmişlerdir. Yupik avcıları ve balıkçıları da geleneksel geçim kaynaklarından mahrum bırakılmış, çoğunlukla köylerde, Sovyet inşaat projelerinde ya da çiftliklerde gündelik işçi olmaktan başka seçenek bulamamışlardır.1

Sibirya Yupikleri, geleneksel yaşamlarındaki değişikliklere rağmen, Rusya Federasyonu içinde etnik kimliklerini korumuşlardır. Bu kimlik, 1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana pek çok yönden güçlenmiştir. Sibirya Yupikleri, Big Diomede Adası ve Naukan köyüne yeniden yerleşmiş ve 1990’lardan itibaren Alaska’daki Inuitlerle ekonomik, kültürel ve politik bağlar kurulmuştur. Bununla birlikte, Sovyetler Birliği’nin çöküşü ve ardından Rusya Federasyonu’nu etkileyen ekonomik kriz, Sibirya Yupik köyleri ile Rusya Federasyonu’nun geri kalanı arasındaki bağlantıları giderek daha zayıf hâle getirmiştir.

Bugün, diğer Arktik halkları gibi Inuitler de kirlilik, iklim değişikliği, büyük ölçekli endüstriyel faaliyetler, hızlı sosyal ve kültürel değişim ve benzeri sorunlardan kaynaklanan tehditlerle karşı karşıyadır. Bu nedenle Grönland, Kanada ve Alaska’da, Inuit grupları, Inuit kaynak kullanımının geleceğini korumak için kendi çevresel stratejilerini ve politikalarını uygulamaya başlamışlardır.


Kaynakça

1 Nuttall M. (Editör) (2005), Encyclopedia of the Arctic, New York.

2 Williamson, Karla Jessen and Council, Inuit Circumpolar. “Inuit”. Encyclopedia Britannica, 10 Kasım 2022, https://www.britannica.com/topic/Inuit-people, 1 Ocak 2022 tarihinde erişildi.

3 Polarpod, https://www.polarpod.fr/en/encyclopaedia/arctic/6-history-and-geography/5-the-inuit-people, 1 Ocak 2022 tarihinde erişildi.

4 Freeman, Minnie Aodla. “Inuit.” The Canadian Encyclopedia. Historica Canada. Article published 08 Haziran 2010; 01 Ocak 2022 tarihinde erişildi.

5 Inuit Culture, https://www.canadanorthoutfitting.com/inuit-culture/, 1 Ocak 2022 tarihinde erişildi.


Yazarlar