Yaşam Bilimleri

İrtifa Hastalığı


(ADH-Akut Dağ Hastalığı, YİAÖ-Yüksek İrtifa İlişkili Akciğer Ödemi, YİBÖ- Yüksek İrtifa İlişkili Beyin Ödemi)


İng. Altitude sickness

Birçok insan iş, gezi, eğlence veya sportif faaliyetler gibi çeşitli amaçlarla yüksek irtifalara çıkmaktadır. Düşünülenin aksine kutuplarda da yüksek irtifaya maruz kalmak mümkündür. Kuzey kutbunda kara yoktur, sadece kalın bir buz kütlesi bulunur. Güney kutbunda ise 12,4 milyon km2’lik gerçek bir kıta vardır. Güney kutbunun irtifası 2835 metredir (9300 feet). Ancak Antarktika’nın en yüksek noktasında buzul kalınlığı deniz seviyesinden 4093 metreye ulaşmaktadır.

Yüksek irtifanın sağlık üzerine birtakım olumsuz etkileri vardır. Bunun temel sebebi yüksek irtifada atmosfer basıncının azalmasıdır. Atmosfer basıncı azaldığında oksijen basıncı da azalmış olur. Böylece dokulara taşınan oksijen de azalır. Örneğin deniz seviyesinde oksijenin kısmi basıncı 159 mmHg iken 15.000 metre yükseklikte sadece 18 mmHg olur. İrtifayla ilişkili hastalıkların temelinde bu durum yatar.

Yüksek irtifa tanımı hakkında bir fikir birliği yoktur ancak tipik olarak 2000 metrenin (yaklaşık 6500 feet) üzeri yüksek irtifa olarak kabul edilmektedir. İrtifa hastalığı için genel olarak 2500 metrenin üzerine çıkıldığı zaman riskin arttığı düşünülmektedir.

Güney kutbundaki ilk gezileri gerçekleştirenler tarafından yüksek irtifa hastalığına dair şikayetler tanımlanmıştır. Robert Scott, günlüğünde Güney Kutbu’nda bulunduğu zamanda yaşadığı bazı fiziksel şikayetlerini not almıştır. Roald Amundsen aşırı yorgunluk ve uyku problemlerinden bahsetmiştir. Ernest Shackelton ise baş ağrıları ve burun kanamalarından şikâyet etmiştir. Ayın yüzeyinde ikinci defa yürüyen insan olan Buzz Aldrin ise Antarktika ziyaretinde yüksek irtifa hastalığı nedeniyle tedavi edilmiştir.

Yüksek İrtifada İnsan Vücudunda Görülen Değişiklikler

Alışık olunmayan yüksek irtifaya maruz kalındığında, bu duruma uyum sağlamak için “Yüksek İrtifa Uyumu (Aklimatizasyonu)” olarak adlandırılan bazı fizyolojik cevaplar gelişir. Antarktika’daki ortalama irtifanın 2000 metre civarı olduğu düşünüldüğünde Antarktika’ya seyahat eden insanlarda yüksek irtifa aklimatizasyonu beklenen bir cevaptır. Öte yandan Antarktika’da çalışan bilim insanları çeşitli sebeplerle daha yüksek irtifalara da maruz kalabilmektedir. Bu nedenle Antarktika’daki bu bilim insanlarında yüksek irtifa maruziyeti arttıkça tedavi gerektirebilen veya yüksek irtifaya çıkışın durdurulmasını gerektiren hastalıklar da gelişebilir. Yüksek irtifa hastalıkları, akut dağ hastalığı (ADH), yüksek irtifa ilişkili akciğer ödemi (YİAÖ) ve yüksek irtifa ilişkili beyin ödemi (YİBÖ) olarak tanımlanmıştır.

1. Yüksek İrtifa Aklimatizasyonu

Yüksek irtifa aklimatizasyonu, düşük irtifada yaşayan insanların yüksek irtifaya çıktıklarında solunan havadaki kısmi oksijen basıncındaki düşüşe verdikleri uyum cevabıdır. Aklimatizasyon fizyolojik bir durumdur. Aklimatizasyon en iyi düzeyde bile gerçekleştiğinde, vücutta deniz seviyesindeki doku oksijen basıncı sağlanamamaktadır. Örneğin bir kişi aniden yüksek irtifaya maruz kalırsa, kan oksijen saturasyonu birkaç dakika içinde yaklaşık %75’e kadar düşer. Kişi ilerleyen günlerde bu yükseklikte durmaya devam ederse, kan oksijen saturasyonu %85’e kadar tekrar yükselir. Bu durum başarılı aklimatizasyon sayesinde gerçekleşir.

Aklimatizasyon için oksijen saturasyonundaki düşüşün ardından nefes alıp verme hızı artar; böylece akciğerlerdeki karbondioksit (CO2) konsantrasyonu düşer ve oksijen seviyesi artar. Azalan CO2 konsantrasyonu asit baz dengesini alkaloz yönünde bozar. Alkaloz nedeniyle ilerleyen günlerde kan pH’ını normale döndürebilmek için böbreklerden artmış bikarbonat atılımı tetiklenir. Ayrıca nefes alıp verme hızının artışı kalp hızında, kan basıncında ve kırmızı kan hücresi yapımında artışa sebep olur. Kırmızı kan hücreleri arttığında kanda oksijen taşıma kapasitesi de artar.1

2. Akut Dağ Hastalığı (ADH)

ADH, hızla yüksek irtifaya çıkanlarda görülebilen bir hastalıktır. ADH gelişimi, yüksek irtifaya çıkış hızına ve çıkılan irtifaya bağlıdır. ADH gelişen bu kişilerde baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma, yorgunluk, baş dönmesi, uyumada zorluk görülebilir. Genellikle hafif ve kendini sınırlayan bir hastalık olmasına rağmen, kutuplarda uzun süre kalmak zorunda kalan bilim insanlarının hayat kalitesini düşürebilir ve sürdürmeleri gereken bilimsel faaliyetlerinde aksamalara sebep olabilir. Özellikle yaz aylarında periyodik olarak kutuplarda çalışmak zorunda olan bu bilim insanlarında daha önceki irtifa maruziyeti ve aklimatizasyon döneminde aşırı egzersizin bu hastalığı kötüleştirebildiği akılda bulundurulmalıdır.

ADH şikayetleri genellikle yüksek irtifaya çıkışın ardından birkaç saat içerisinde görülmeye başlar. İkinci ve üçüncü günde şikayetler çok şiddetlenir. Genellikle beşinci günde kendiliğinden kaybolur. ADH, kişilerde uyumun oluşması ile aynı yükseklikte tekrarlamaz; ancak daha yüksek irtifalara çıkıldığında tekrarlayabilir. Diğer yandan ADH gelişen bireylerin küçük bir kısmında hastalığın daha ağır formları olan “akut beyin ödemi” ya da “akut akciğer ödemi” gelişebilir. Eğer bu iki formda ilerleme durumu var ise hemen müdahale edilmelidir.

Bu hastalığın gelişmesini önlemek için her 1000 metre çıkış için istirahat ile günde 300 metreden daha yavaş bir çıkış hızı sağlanması ve ADH ilişkili şikayetler görülmesi halinde yüksek irtifaya çıkışın sonlandırılması gereklidir. Semptomlar şiddetlenirse daha aşağı irtifalara inilmesi önerilmektedir.1

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Antarktika Programı katılımcıları üzerinde birçok yüksek irtifa çalışması gerçekleştirilmiştir. Bir çalışmada katılımcılar McMurdo İstasyonundan 2835 metre yükseklikteki Amundzen-Scott Güney Kutbu İstasyonuna pasif olarak taşınmıştır. Çalışmaya dâhil edilen 38 kişiden 21’inde ilk 3 günde ADH gelişmiştir. Daha öncesinde ADH öyküsü varlığı ve düşük irtifada yaşamanın ADH gelişimi için risk faktörü olduğu sonucuna varılmıştır. Başka bir çalışmada ise güney kutbunda görülen ADH vakalarının diğer coğrafi bölgelerdeki benzer irtifalarda bildirilen ADH vakalarına göre daha fazla sayıda görüldüğüne dikkat çekilmiştir.2

Diğer yandan ani ağır yorgunluğun yanı sıra Antarktika’nın oldukça düşük nem oranına sahip olması ve kutup bölgelerinde çok düşük hava sıcaklıklarında yaşama zorunluluğunun YİAÖ için risk faktörü olabileceği düşünülmekte ancak kesin mekanizma bilinmemektedir. Bu nedenle genellikle yüksek irtifaya alışkın olmayan ve Antarktika’da bilimsel araştırmalarını sürdüren bilim insanlarında bu hastalıkların diğer coğrafi bölgelere kıyasla daha yüksek oranda görülebildiği unutulmamalıdır.

3. Yüksek İrtifa İlişkili Akciğer Ödemi (YİAÖ)

YİAÖ, ADH gelişen vakaların yaklaşık %20’sinde hafif düzeyde gelişebilir. Ağır formu 3500 metre üzerindeki yüksekliklere çıkan erişkinlerin %5’inde veya daha azında bildirilmiştir. Hızlı çıkış, pulmoner hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, aşırı fiziksel yorulma, soğuk, üst solunum yolu enfeksiyonları YİAÖ için risk faktörleridir. Kutup bölgeleri özelinde düşünüldüğünde alışkın olunmayan aşırı soğuk şartlarda çalışma ve buna bağlı sık üst solunum yolu enfeksiyonu görülmesinin YİAÖ riskine katkıda bulunduğu unutulmamalıdır.

Bu hastalarda yorgunluk, göğüs ağrısı, merkezi siyanoz (morarma), hızlı nefes alıp verme, kalp hızında artış, istirahatte nefes darlığı ve öksürük, azalmış egzersiz toleransı veya aşırı yorgunluk, göğüste sıkışma hissi görülebilir. Hastalık ilerledikçe pembe renkli balgam görülebilir. Hasta hemen daha alçak irtifaya indirilmeli ve oksijen verilmelidir. Eğer alçak irtifaya indirilemiyorsa taşınabilir basınç odalarında tedavi uygulanabilir. Tedavi edilmediği takdirde ölüm oranı %44 olarak bildirilmiştir.

Kutup bölgelerinde diğer coğrafi bölgelere göre tıbbı yardım imkânlarının kısıtlı olduğu düşünüldüğünde irtifa hastalıklarına karşı önlemler daha büyük önem taşımaktadır. YİAÖ gelişmesini önlemek için egzersizden kaçınmak, günde 300 metreden daha yavaş olacak bir hızda çıkış ve her 1000 metrede istirahat önerilmektedir.

4. Yüksek İrtifa İlişkili Beyin Ödemi (YİBÖ)

YİBÖ, YİAÖ’e göre daha nadir gelişir; fakat birçok hastada iki tablo da bir arada görülebilir. YİBÖ gelişiminin altında yatan sebepler henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Hızlı çıkış, daha önce yüksek irtifa hastalığı geçirmiş olmak, erken aklimatizasyon döneminde ağır egzersiz yapmak YİBÖ için risk faktörleridir. Kutup bölgelerinde çalışan ve yüksek irtifa hastalığı geçirmiş olan bilim insanlarının periyodik olarak kutup bölgelerinde tekrarlı çalışma planları bu açıdan riski arttırabilir. Öte yandan soğuk hava koşulları nedeniyle sosyal faaliyetlerin kısıtlı olması sonucunda kapalı alanlarda ağır egzersizin tercih edilmesi de YİBÖ ve YİBA açısından risk oluşturabilir.

YİBÖ gelişen kişilerde bilinç durumunda değişiklik, halüsinasyonlar, konfüzyon (kafa karışıklığı), denge bozuklukları, kalp hızında artış, nefes alıp verme hızında artış ve siyanoz (morarma) görülür. En önemli tedavi hastayı daha aşağı irtifaya indirmek ve bu esnada oksijen solutmaktır. Eğer alçak irtifaya indirilemiyorsa taşınabilir basınç odalarında tedavi uygulanabilir. Diğer yandan, ADH gelişen hastalarda erken tanı ve şikayetlere yönelik hızla tedaviye başlamak YİBÖ gelişimini önlemek için oldukça önemlidir. Diğer yüksek irtifa hastalıklarında uygulanan önlemler YİBÖ gelişimini önlemek için de faydalıdır.

Sonuç

Sonuç olarak, daha önce yüksek irtifada yaşamamış olmak, kutup bölgelerine özel aşırı soğuk hava şartlarında çalışma, alışkın olunmayan hava şartları sonucunda üst solunum yolu enfeksiyonlarına yatkınlık ve aşırı soğuk sonucunda sosyal aktivitelerin kısıtlı olması sebebiyle ağır egzersiz tercihinin kutuplarda çalışan bilim insanları için yüksek irtifa hastalıkları için riski arttırdığı unutulmamalıdır. Alışkın olmadıkları şartlarda periyodik olarak yaz aylarında çalışan bu bilim insanlarının bilimsel faaliyetlerinin yanı sıra hayat kalitelerini bozacak derecede etkileri olan yüksek irtifa hastalıkları özellikle seyahatlerinin ilk günlerinde erken tanı açısından mutlaka akılda bulundurulmalıdır. Son olarak, Antarktika’da daha sık görülebilen bu hastalıklara karşı alınabilecek önlemler benzerdir ve bu önlemler Antarktika’da çalışan yüksek irtifaya alışkın olmayan bilim insanlarında titizlikle uygulanmalıdır.


Kaynakça

1 Hall JE. 2017. Guyton ve Hall Tıbbi Fizyoloji. Editör: Hall JE. 13. Basım, Elsevier, Güneş Tıp Kitabevi, İstanbul, Türkiye.

2 Mishra KP ve Singh SB. 2019. Altitude Sickness and Polar plateau: a review. Insights in Clinical and Cellular Immunology. 3, 16-18. DOI: 10.29328/journal.icci.1001009


Yazarlar