İng. Coastline
Kıyı çizgisi deniz ile karanın ilk buluştuğu noktadır ve gelgit süreçlerine bağlı olarak bu çizgi ileri geri hareket eder. Kıyı, düşük gelgitte suyun kenarı ile genellikle falezin tabanına kadar uzanan aktif dalga hareketinin olduğu alan olarak tanımlanır. Düşük gelgit seviyesinde açığa çıkan ancak yüksek gelgit seviyesinde ya da fırtına döneminde sular altında kalan alan, kıyı gerisi olarak tanımlanır. Yakın kıyı tanımı, dalgaların kırılma zonu ile aynı anlama gelir ve gelgit seviyesine göre değişim gösterir (Şekil 1).1
Eski kıyı şeritleri mevcut deniz seviyesinin üstünde (yükselmiş) veya altında (gömülmüş) bulunmaktadır. Kıyı ana hatları jeoloji ve erozyon-çökelme süreçleri ile ilgilidir. Dünyanın kıyı çizgisi, yaklaşık bir milyon km uzunluğundadır. Kıyı evrimi jeoloji, iklim, organizmalar, kara ve deniz seviyesindeki değişimler ve kıyı sularındaki süreçler açısından ele alınmaktadır.1
Çeşitli ve karmaşık doğal süreçler, kıyıları fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak mikroskobik (kum taneleri) ile küresel (deniz seviyesindeki değişiklikler) arasında değişen ölçeklerde sürekli olarak değiştirir. Kıyıların bölgesel ve yerel özellikleri, bu doğal süreçlerin farklı etkileşimlerini ve göreli önemini kontrol eder. İnsan faaliyetleri, kıyıyı ve doğal değişim süreçlerini hem doğrudan hem de dolaylı olarak değiştirerek ve bozarak kıyı değişimine başka bir boyut katar.2 Erozyon veya depolanmanın neden olduğu kıyı çizgisi değişiklikleri, bir dizi zaman ölçeğinde meydana gelen doğal süreçlerdir. Fırtınalar, düzenli dalga hareketleri, gelgitler ve rüzgârlar gibi daha küçük ölçekli (kısa vadeli) olaylara yanıt olarak veya buzullaşma, orojenik döngüler gibi büyük ölçekli (uzun vadeli) olaylara yanıt olarak meydana gelebilirler. Bu nedenle, çoğu kıyı, doğal olarak dinamiktir ve erozyon döngüleri genellikle karakterlerinin önemli bir özelliğidir.2
Kendine özgü özellikleri ile bir kıyı alanını tanımlamak ve sınıflandırmak için; kıyıyı etkileyen kayaç türleri, dalgaların yönü ve boyutu, fırtına frekansı, gelgitlerin etki alanındaki mesafe ve kıyı topoğrafyasını etkileyen her türlü özelliği göz önünde bulundurmak gerekir. Buzul çağlarında yaşanan önemli deniz seviyesi değişiklikleri, önce ciddi bir düşüşe neden oldu, ardından buzulların erimesiyle deniz seviyesi yükseldi; bu değişimler Dünya’nın bütün kıyılarını etkileyen küresel olaylar oldu. Tektonik hareketler, karanın yükselmesini veya çökmesini kontrol eder. Aynı zamanda tektonik hareketler okyanus havzalarının hacmindeki değişikliklerin de sebebidir. Kıyılar pek çok özelliğine göre farklı şekillerde sınıflandırılmaktadır. Örneğin kıyılar enerjisine göre; depolanmalı, aşınmalı olarak sınıflandırılır. Tektonik hareketlere göre ise; yükselen ve çöken kıyılar olarak sınıflandırılır (Şekil 2).2
Dünya kıyılarının yaklaşık %20’si kumludur ve plaj sırtları, kum tepeleri veya diğer kumlu kıyı ortamlarını kapsar. Bu kıyıların %70’inden fazlasında son birkaç on yılda erozyon gözlenmektedir. Kumlu kıyıların %10’undan daha azı ilerleme gösterirken, kalan %20-30’u stabildir veya ölçülebilir bir değişiklik göstermez.3
Dünya kıyılarının %80’i kaya veya kohezyonlu killi falezlerden oluşur.4 Bir falezin topografyası; hinterlandın morfolojisi, mevcut ve geçmiş iklim koşulları, dalga, gelgit durumları, göreceli deniz seviyesi değişimleri, kayaların yapısı, eğimi, litolojisi gibi bir dizi faktörün ürünüdür. Kutup bölgelerinde deniz buzu sebebiyle dalga hareketleri görece daha zayıftır. Yüksek enlem kıyılarındaki dik kıyı yamaçlarının çoğu buzul erozyonu ürünüdür. Bu bölgelerde çok az sayıda falez vardır.3, 4
Arktik Bölge genel olarak Arktik çember (Arctic Circle) içindeki buzla kaplı olan Kuzey Kutbu ve Arktik Okyanusu’nu da içine alan bölge olarak tanımlanmaktadır.6 Yaklaşık 30 milyon km²’lik bir alana sahip olan Arktik çember, Rusya’dan yaklaşık bir buçuk kat ve Avrupa’dan da üç kat daha büyüktür. Kuzey Kutbu’nu çevreleyen söz konusu bölge buz ve karlarla kaplı deniz ve kara parçalarını barındırmaktadır (Şekil 3). Amerika, Avrupa ve Asya kıtalarının kuzey uçları Arktik alanına girer6. Arktik Yunanca arktos “ayı” ve arktikos “ayının yanında, Kuzey’de bulunan” anlamına gelen kelimelerden türetilmiştir. Bu nedenle adlandırmanın, Küçük Ayı takımyıldızına atıfta bulunduğu tahmin edilmektedir. Adı geçen takımyıldızında yer alan Kutup Yıldızı, Dünya’nın kuzeyini işaret eder.7, 8
Kıyı değişimi, çok genel olarak kademeli ve hızlı olmak üzere iki yaklaşımla incelenebilir. Kademeli değişiklikler; farklı ölçeklerde kıyı yer şekillerini üretmek için milyonlarca yıl süren çökelme ve erozyon olaylarını içerebileceği gibi fırtınalardan sonra plajlara yavaş bir şekilde gelen çökelin birikme sürecini de içerisine alır. Zamansal ölçekte; jeolojik, mühendislik, olay ve ani olay ölçeklerini kapsayan geniş kapsamlı bir zaman dilimi kullanılabilir.1
Hızlı kıyı değişimlerine sebep olan olaylar çok genel bir sınıflandırma ile: İklimsel olaylar (fırtına, küresel ısınma), sismik olaylar (depremler, tsunamiler) ve sedimantasyon/erozyon olayları (doğal değişimler, insan faaliyetleri kaynaklı değişimler) olarak sıralanabilir.3