İng. Little Ice Age
Küçük Buzul Çağı terimi, 1939’da Matthes tarafından son 4000 yıllık iklim aralığını (Geç Holosen) tanımlamak için kullanılmıştır. Sıcak Orta Çağ İklim Anomalisini (MCA; Medieval Climate Anomaly) takiben ve 20. yüzyılda kaydedilen ısınmadan önce (Modern Dönem) daha soğuk iklim koşullarını tanımlamak için Küçük Buzul Çağı (LIA; Little Ice Age) terimi kullanılmıştır.1 Holosen’de özellikle Avrupa’nın kuzeyinde iklim salınımları dikkati çeker (Şekil 1). Bu değişimlere Güneş’teki patlamaların, volkanik aktivitenin, eriyen buzulların termohalinin su dolaşımına olan etkisinin sebep olduğu düşünülmektedir.1, 2, 3, 4
Holosen’de gözlenen Küçük Buzul Çağı, Orta Çağ Ilık Dönem veya Bond Döngüleri tarihsel dönemde dünya ikliminde saptanan önemli değişimlerdir. Son yıllarda sera gazı salınımları ile küresel ısınmada insan etkisinin varlığı tartışma konusu olmuştur. Küçük Buzul Çağı’nın (Little Ice Age) farklı yerlerde farklı zamanlarda gözlenmesiyle beraber bu konudaki en yaygın görüş, MS 1450-1850 yılları arasında meydana geldiği görüşüdür (Şekil 1). 5, 6, Bu dönem, genellikle MS 800-1200’deki sıcaklıklarla ilişkilendirilen Orta Çağ İklim Anomalisi (MCA) olarak da bilinen Orta Çağ Sıcak Dönemi’yle tezat oluşturur.3 Küçük Buzul Çağı ilk olarak Kuzey Yarım Küre’nin dağlık bölgelerinde gözlenmiştir. Sıcaklığın 1950 yılı ortalamasından sadece 0, 5-0, 7 ºC düşük olmasına karşın Avrupa’da göl, kanal ve nehirlerin donduğu, buzulların alt enlemlere doğru ilerlediği ve bunun sonucu olarak da açlık, toplumsal karmaşa ve savaşların baş gösterdiği bilinmektedir.7 Ancak bunun küresel bir soğuma olabileceği ve sebepleri hâlâ tartışılmaktadır.8, 9, 10, 11
Bu çağın en soğuk dönemi olan ve MS1650-1750 yılları arasında yaşanmış olan Geç Maunder Minimum’un çok belirgin kayıtları Karadeniz çökellerinde bulunmuştur Küçük Buzul Çağı’nın hemen öncesinde Orta Çağ Ilık Dönemi (Medieval Warm Period), MS 800-1200 yılları arasında gözlenmiştir. Bu dönemde Avrupa’da sıcaklıklar 1950 yılı ortalama sıcaklığından 0, 5-0, 8 ºC daha yüksektir. Avrupa’da refah ve üretim artmış, “Karanlık Dönem”den çıkış gerçekleşmiştir. Bu olumlu dönem; ani olarak, fırtınalar ve sellerin görüldüğü bir iklim süreci ile son bulmuştur.10, 11, 12, 13 Küçük Buzul Çağı terimi, dağ buzullarının genişlemesinin en kapsamlı son dönemi için kullanılmıştır ve geleneksel olarak Avrupa ikliminin en güçlü şekilde etkilendiği 15-19. yüzyıl arası dönem için kullanılmaktadır. Daha soğuk koşulların en görünür sonuçlarından biri, özellikle Alpler gibi orta enlem dağ ortamlarında buzulların genişlemesiyle ilişkili olarak gözlenmiştir. Sert kışlar ve serin yazlar, Avrupa’daki buzul ilerlemelerini desteklemiştir. Bu dönem, Orta Çağ Sıcak Dönemi ya da Avrupa’nın Ortaçağ İklimsel Optimum’u olarak adlandırılan sıcak koşulları takiben Avrupa’da gelişmiş buzul koşullarına doğru bir eğilimle başlar ve buzulların hızlı geri çekilmesi ile ifade olunan sıcak modern dönemde 20. yüzyılda son bulur.14, 15, 16
Küçük Buzul Çağı, Avrupa toplumlarında aşırı olayların tetiklediği doğal tehlikeleri ve sosyo-ekonomik etkileriyle birlikte değerlendirilmektedir.17, 18 Büyük volkanik patlamaların artışının19, 20 ve güneş enerjisindeki azalmaların (Solar Minimum’lar)21 Kuzey Yarım Küre’de yaz sıcaklığının düşmesine neden olduğu düşünülmektedir. Bu da Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzunun büyüklüğünün artması gibi dolaylı etkilerin güçlenmesine neden olmuştur. Yüksek enlemlerde başlayan sıcaklık düşüşü daha sonra Avrupa’da daha düşük enlemlere doğru genişlemiştir, özellikle güneş enerjisinin minimum olduğu dönemlerde, bu dönemlerin bilinen en soğuk dönemi olan Maunder Minimum’unda önemli ölçüde daha düşük sıcaklıklar gözlenmiştir (Maunder Minimum, 1650-1750).22 Küçük Buzul Çağı, Holosen Dönem’in en soğuk ve aynı zamanda uzun süreli soğuk dönemlerinden biri olarak tanımlanmış olsa da günümüz yıllık sıcaklık değerlerine göre Maunder Minimum sırasında kaydedilen en soğuk aşamada sadece 0, 5-1 ºC daha düşüktür.3, 23
Küçük Buzul Çağı, ortalama iklimin kendisindeki değişikliklerden ziyade iklimin değişkenliğinin artması açısından daha önemli olmasıyla ilişkili düşünülmektedir. İklimin değişkenliğinin artması, alışılmadık derecede soğuk kışlar ile serin geçen yazlar arasında değişimlere yol açmış olabilir. İklimin, geçmişte toplumlar üzerinde günümüzdekine kıyasla daha etkili olduğu ve günlük yaşam aktivitelerini güçlü bir şekilde değiştirdiği düşünülmektedir.23
Son yirmi yılda Küçük Buzul Çağı ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalar, Avrupa Kıtası’ndaki Küçük Buzl Çağı ikliminin mekansal-zamansal kalıplarını daha iyi anlamak amacıyla tarihsel belgeler ve çok çeşitli çoklu vekil kayıtlar da dâhil olmak üzere farklı veri kaynaklarını birleştiren çalışmalarla yürütülmektedir.23 Küçük Buzul Çağı’ndaki iklim ve çevre sistemleri üzerine yapılan araştırmalarda, aşağıdaki birkaç temel konuya odaklanılmaktadır:
Farklı kuvvetlerin mekansal-zamansal kalıplarını (volkanik patlamalar, güneş ışınımı vb.) ortaya çıkarmak; Küçük Buzul Çağı sırasında iklim değişkenliğinin anlaşılması
İklim modellerinin iyileştirilmesi için tarihsel iklim gözlemleri, erken enstrümental (direkt ölçüm/aletsel) veriler ve çoklu vekil (multiproxy) rekonstrüksiyonları (örneğin ağaç halkaları, göl çökelleri, mağara sarkıt-dikitleri) arasındaki bağlantıyı daha yüksek bir doğrulukla çoğaltmak
Küçük Buzul Çağı gibi değişen bir iklim senaryosunda büyük tehlikeleri tetikleyen aşırı (ekstrem) olayların sıklığını ve büyüklüğünü anlamak
Küçük Buzul Çağı sonrası ısınmanın karasal ekosistemlerdeki arazi kullanım değişiklikleri, insan etkileri, demografik baskı konularının anlaşılması23
Anadolu topraklarında Küçük Buzul Çağı, kıtlık, veba ve çeşitli ayaklanmalar ile tarih kitaplarında yer almıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği süresince yaşanan en kurak dönem olarak tanımlanan Küçük Buzul Çağı, özellikle sert kışlar, kurak ilkbaharlar ve serin yazlar şeklinde gözlenmiştir. 1560’ların sonlarından 1580’lere kadar her yıl gıda sıkıntıları yaşanmış ve bu gıda sıkıntıları bazen yerel ölçekte kalırken bazen ise geniş bölgeleri kapsayan büyük kıtlıklara dönüşmüştür. Anadolu’daki bu kötü hasat ve kıtlığın sebebi ise kurak koşullara bağlanmıştır27 Büyük Britanya ve Hollanda’daki kanallar ve nehirlerin, buz pateni ve kış festivallerinin yapılabileceği ölçüde donduğu belgelenmiştir.28