İng. Polar Science Diplomacy
Bilim diplomasisi, bilimsel gelişmeler ve uluslararası bilimsel iş birliklerinin uluslararası politikaların merkezinde daha sık yer almasıyla birlikte uluslararası ilişkiler alanında bir alt disiplin olarak ortaya çıkmıştır. Uluslararası bilimsel iş birliklerini yorumlamak için farklı bir bakış açısı sunan kavram, bilim, müzakere, temsil ve diyaloğu bir arada içermesi bakımından önemlidir. Bu minvalde bilim diplomasisi, tüm insanlığı etkileyen küresel sorunları ele almak ve yapıcı, bilgiye dayalı uluslararası ortaklıklar kurmak için devletler arasındaki bilimsel etkileşimlerin tesis edilmesi olarak tanımlanabilir.1
Bilim diplomasisi genellikle üç boyutta ele alınır: diplomaside bilim (dış politika yapıcılarını bilgilendiren bilim), bilim için diplomasi (bilim iş birliğini kolaylaştıran dış politika) ve diplomasi için bilim (diplomatik ilişkileri amaçlı olarak geliştirmek için bilim iş birliği).2
Soğuk Savaş yılları, büyük siyasi gerilimlerin varlığına rağmen bilim diplomasisinin köprüler ve bağlantılar kurmak için oldukça etkili bir şekilde kullanıldığı bir dönem olarak öne çıkar.3 ABD ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) arasındaki etkileşimler, bilim ve diplomasiyi birbirine bağlamanın en iyi bilinen tarihsel örneğini sunsa da tek örnek değildir. Yirminci yüzyılın ikinci yarısı boyunca bilim, diplomaside başka önemli roller de oynamıştır.4
Örneğin, bilim diplomasi kavramını kuvvetlendirme gayretinde olan Birleşik Krallık, 2001 yılında Bilim ve İnovasyon Ağı (Science and Innovation Network)5 kurmuştur. Kuruluş, dünya genelinde 70’ten fazla konumda yaklaşık 145 personelden oluşmaktadır ve bilim, teknoloji ve inovasyon alanlarında ortaklıklar ve iş birlikleri oluşturmaktadır.6 Bu bağlamda, bilim diplomasisi, kanıta dayalı öğrenme, açıklık ve paylaşım gibi temel değerlerin etkili bir temsilcisidir. Kanıta dayalı ve objektif bir bilgi edinme şekli olan bilim, deneysel yöntem ve sonuçların sürekli doğrulanması üzerine kurulmuştur. Devletlerin ortak paydada, tarafsız, adil ve eşitlikçi iş birliğini teşvik etmek ve çatışmayı önlemek adına ortak faaliyetler yürütülmesinin elzem olduğu Antarktika ve Arktik bölgeleri için bilim diplomasisinin yürütülmesi büyük önem arz etmektedir.
Kutup bilim diplomasisi, kutup bölgelerinde birçok alanda uluslararası düzeyde iş birlikleri ve ortaklıklar yürütülmesi anlamına gelir. Tarafsız ve politik çıkarların hedeflenmediği, bilimsel iş birliklerinin tesis edilmesinin kaçınılmaz olduğu kutup bölgeleriyle ilgili uluslararası iş birliğinin önemli bir örneği olan Antarktika Antlaşması,7 1959 yılında Arjantin, Avustralya, Belçika, Şili, Fransa Cumhuriyeti, Japonya, Yeni Zelanda, Norveç, Güney Afrika Birliği, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı ve Amerika Birleşik Devletleri hükümetleri arasında imzalanmıştır. Bölge, birçok uluslararası kurum ve kuruluşun, araştırmacıların ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalıştığı, uluslararası alanda kabul gören küresel ortak meselelerin de bir parçası olarak barışa, bilime ve çevrenin korunmasına adanmış bir kıta olarak kabul edilmiştir. Kutup bölgelerinde çok uluslu ortak ve barışçıl çalışmaların devamı ve geliştirilmesi için dış ilişkileri teşvik etmek amacıyla ve bilim kanalı vasıtasıyla yürütülen Arktik bilim diplomasisi, 1991’de Finlandiya’nın girişimiyle kabul edilen Arktik Çevre Koruma Stratejisi ve 1996 yılında Ottawa Bildirisi ile Arktik Konseyi’nin kurulmasıyla ivme kazanmıştır.8
Bilim insanlarının yoğun çabalarının sonucu olarak imzalanan Antarktika Antlaşması, bilimsel iş birliğini koordine etmek amacıyla 1990 yılında Uluslararası Arktik Bilim Komitesi’nin (IASC) kurulmasının da önünü açmıştır. Bir sivil toplum kuruluşu olan IASC’nin misyonu, Arktik bölgedeki bilimsel iş birliğini kolaylaştırmak ve desteklemek olarak belirlenmiştir.9 Kutup bölgelerinde hali hazırda birçok devletin, uluslararası örgütün, üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin ortak çalışmaları her iki bölgenin tarafsızlığı göz önüne bulundurularak devam etmektedir. Yürütülen iş birlikleri ve projeler yoluyla kutup bilim diplomasisinin tatbiki mümkün olmaktadır. Birçok ülkenin yakından ilgilendiği bölgelerde Türkiye’nin kutup bilim diplomasisi faaliyetleri de son yıllarda önemli ölçüde hız kazanmıştır. Türkiye’nin kutuplara yönelik ilgisinin izleri Osmanlı Devleti’nin son yıllarına kadar dayanmaktadır. 1912 ve 1913 yıllarında Mebuslar Meclisi’nde görevli olan Milletvekili Celal Nuri İleri, bireysel olarak Arktik bölgesini ziyaret etmiş ve konu hakkında eserler vermiştir. İlerleyen yıllarda düzenlenen uluslararası kutup yılı etkinliklerine Türkiye de aktif katılım sağlamıştır. Türkiye Antarktika’da bulunmak için ilk resmi girişimini 1995 yılında Antarktika Anlaşması’na dâhil olarak yapmıştır. 2013 yılında Genç Kutup Bilim İnsanları Birliği (APECS)10 Türkiye temsilciliğinin kurulmasıyla ve 2014 yılında TÜBİTAK’ın destek verdiği, Türkiye Almanya iş birliğinde gerçekleşen Antarktika Bilim Programı Çalıştayı ile süreç devam etmiştir. 2017 yılında Antarktika Program Yöneticileri Konseyi’ne ilk kez katılan Türkiye 2018 yılında gözlemci statüsüne yükselmiştir. 2022 yılında Altıncı Ulusal Antarktika Bilim Seferi TÜBİTAK Kutup Araştırmaları Enstitüsü (TÜBİTAK KARE)11 tarafından başarıyla gerçekleştirilmiştir.