Lat. Ovibos moschatus
İng. Musk Oxen
Misk sığırı olarak da adlandırılan misk öküzü, boynuzlugiller ailesinden, Kuzey Kutup Bölgesi’ne özgü bir toynaklı memeli türüdür. Latince adı Ovibos moschatus, yaydığı güçlü kokuya atfen “misk kokulu koyun” anlamına gelir. İnuitçe’de kullanılan umingmak sözcüğü, neredeyse yerlere kadar uzanan tüylere atfen “sakallı” anlamına gelir. Yerli halkların dillerinde “çirkin geyik” ve “çirkin bizon” anlamına gelen adlar da kullanılmaktadır.
Misk öküzünün kalın, uzun tüylü kürkü ve erkeğinde de dişisinde de görülen uzun kavisli boynuzları vardır. Kürkü genellikle kahverengi, gri ve siyah tonlarının bir karışımı görünümündedir. Omuz yüksekliği 1,1-1,5 m, vücut uzunluğu erkekte 200-250 cm, dişide 135-200 cm arasındadır. Uzun kürklerinin altında kaldığından genellikle zor fark edilen kuyrukları yalnızca 10 cm’dir. Yetişkin bir bireyin ağırlığı 180-410 kg aralığında değişebilmektedir. Ağırlığına rağmen saatte 60 km hıza ulaşabilir.
Mevsimden mevsime en verimli alanlara, sürüler hâlinde göç eder. Yaşam alanı yaz aylarında nehir vadileri gibi ıslak alanlar, kışları ise derin kar tabakalarının olmadığı yüksek ve korunaklı yerlerdir. Misk öküzü otçul bir hayvan olarak genellikle ot yer ancak kutup söğütlerini, odunsu bitkileri, likenleri ve yosunları da tüketir. Yiyeceğin bol olduğu zamanlarda taze, sulu ve besleyici yeşil otlar birinci tercihidir, kışları ise söğüt en çok yediği bitkidir. Misk öküzünün başlıca yırtıcıları kutup kurtları, boz ayılar ve kutup ayılarıdır fakat en büyük avcıları, popülasyonundaki tüm kayıpların neredeyse yarısının sebebi Arktik kurdudur (bkz. Arktik kurdu).
Misk öküzü genellikle birey sayısı 8 ile 24 arasında değişen sürüler hâlinde yaşar. Sürüde düzeni sağlamak için çeşitli davranışlar geliştirmiştir. Sürü düzeninde en basit hiyerarşik ilişki çeşidi yaşa dayalı olanıdır; yetişkin, bir yavru üzerinde baskındır. Baskın olan öküzün en iyi kaynaklara ulaşmak için önceliği vardır. Yetişkin erkekler kendi aralarında baskınlıklarını kabul ettirmek için birbirlerini boynuzlarıyla yandan güçlü bir şekilde iter.1 Bu hareketin sıklığı ve şiddeti çiftleşme dönemlerinde artarak tür içi ölümlere sebep olmaktadır. Erkekler aynı zamanda ön ayaklarıyla birbirlerini tekmelemek, başlarını saldırgan bir şekilde sallamak ve toprağı eşelemek gibi davranışlarla da baskınlık yarışına girer.2
Kızgınlık ya da diğer deyişle çiftleşme mevsimleri haziran sonları ile temmuzun ilk haftalarında başlar. Çiftleşme mevsiminde baskın erkek diğer yetişkin erkekleri ve yavruları sürüden uzaklaştırır. Genellikle 6 ya da 7 dişi birey ve onların yavrularıyla daha küçük gruplar kurulur. Çiftleşme döneminde erkekler arasında bir güç savaşı gerçekleşse ve dişiler erkeklerin baskınlığına izin verse de tüm bu roller gebelik döneminde alt üst olur. Bu sefer gebe dişiler saldırganlaşır. Ayrıca sürünün gün içinde ne kadar yol alacağına veya nerede konaklanacağına onlar karar verir.3 Misk öküzünün gebelik süresi 8-9 aydır. Yeni doğanların sağlığı ve gelişimi konusunda tüm sürü sorumlu hareket eder. Buzağılama döneminde inekler tüm sürü tarafından korunur. Sürü, yavruların emzirme döneminde, annenin yeterince beslendiğinden emin olmak için çok daha uzun mesafeleri kat eder.3 Buzağı, sürünün hareketlerine doğumdan hemen sonra ayak uydurur; iki aylık emzirme süresinden sonra bitkiyle beslenmeye başlar, sadece ara sıra emzirilir.
Misk öküzünün kendine özgü bir savunma yöntemi vardır. Sürü tehdit altındayken, boğalar ve inekler, buzağıların etrafını saracak ve yüzleri dışarı bakacak vaziyette, tam veya yarım halka oluşturur4. Genellikle erkekler, dişileri ve yavruları koruyacak şekilde öne çıkar. Savunmanın organizasyonu çiftleşme dönemlerinde erkekler, gebeliği kapsayan diğer dönemlerde dişiler tarafından yapılır.
Misk öküzünün adına esin veren, kendine has, güçlü ve keskin kokusuna ayrıca değinmek gerekir. Erkek misk öküzü, bu keskin kokusunu idrarı ile tüm tüylerine yayarak kesif bir şekilde etrafına yayar. Bu kokunun doğrudan dişileri cezbetmek veya çiftleşme çağrısında bulunmak gibi bir etkisinin olduğu kanıtlanmamıştır. Bunun da diğer davranışsal baskınlık gösterileri gibi yetişkin erkekler arasında bir güç gösterisi olduğu tahmin edilmektedir. Kokusunu tüm tüylerine başarıyla yaymış ve güçlü bir koku yayan yetişkin erkek, hiç kavga etmeye gerek kalmadan sürüde kalabilir. Çiftleşme mevsiminde sürüden atılmamanın yanında bunu kavga etmeden başarmış olması, çiftleşme etkinliği için ekstra enerjisinin olması anlamına gelir. Kendi vücudunu idrarıyla bu şekilde “yıkaması” misk öküzüne özgü eşsiz bir tekniktir.
Misk öküzünün popülasyonu Arktik dairesi boyunca hem dönemsel hem de mekânsal olarak çeşitli dalgalanmalar gösterir. Son buzul çağının son zamanlarından bu yana Alaska da dâhil olmak üzere Kuzey Amerika’da, Kuzey Avrupa’da, Asya’da ve Grönland’da yaygın olarak yaşayan misk öküzünün Avrupa ve Asya’daki popülasyonu 19. yüzyılın ortalarında ortadan kaybolmuştur. Bu tükenişler, uluslararası kamuoyunda endişelere yol açmış ve mevcut popülasyonu koruma ve arttırma çalışmalarına başlanmıştır. Günümüzdeki popülasyonun 80.000 ile 125.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Büyük bir kısmı doğa parklarında kısmi koruma altında yaşamaktadır. İnsanlar tarafından avlanmalarının büyük ölçüde yasaklanması dolayısıyla popülasyonlarında son yıllarda endişe verici bir durum söz konusu değildir. Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin Kırmızı Listesinde “asgari endişe duyulan tür” olarak sınıflandırılmaktadır.