İng. Norway’s Arctic Strategy
Norveç’in ilk Arktik stratejisi 2006 yılında “Norveç Hükümeti Yüksek Kuzey Stratejisi” başlığı altında yayımlanmıştır.1 Kapsamlı bir politika vizyonu içeren belge; enerji, çevre koruma, askeri hususlar, kutup gözlemleri ve bilimsel araştırmalar, Arktik bölgesindeki doğal kaynakların kullanımı, yaşam koşulları ve yerli halkların kültürünün gelişimi, potansiyel çatışmalar, eğitim, ulaşım, turizm, ekonomik konular ve Rusya Federasyonu ile iş birliğini kapsıyordu. İkinci strateji belgesi ise 2009 yılında hükümetin “Kuzeydeki Yeni Yapı Taşları” başlığıyla yayımlanmıştır.2 Bahsi geçen belgede Arktik stratejisinin 7 önceliği; 1) Egemenliğin sağlanması, 2) Yüksek Kuzey’in topraklarındaki araştırılmaların yoğunlaştırılması, 3) Arktik bölgesinin çevre ve doğal kaynaklarının yönetimi, 4) Barents Denizi’nde petrol üretiminin geliştirilmesi; bu alanda yetkinliğin artırılması; yerel ve bölgesel düzeyde iş geliştirme, 5) Yüksek Kuzey’deki yerli halkların yaşam koşullarının, geleneklerinin ve kültürünün korunması, 6) Yüksek Kuzey’de uluslararası iş birliğinin daha da geliştirilmesi, 7) Rusya Federasyonu ile iş birliğinin güçlendirilmesi olarak belirlenmiştir.
Arktik bölgesindeki ortak çıkarları nedeniyle Norveç ve Rusya Federasyonu arasında 1975’ten beri hidrokarbon arama ve üretiminde Barents Denizi sınırlarının bölünmesi konusunda anlaşmazlık yaşanmaktaydı. Bu uyuşmazlık, Barents Denizi ve Arktik Okyanusu’nda Deniz Alanlarının Sınırlandırılması ve İş Birliği Antlaşması’nın imzalandığı 2010 yılında çözülmüştür.3 Anlaşma, Barents Denizi’ndeki petrol sahalarının geliştirilmesi için yeni fırsatlar açtığı için her iki ülkedeki birçok gözlemci, özellikle petrol ve gaz endüstrisi temsilcileri tarafından olumlu karşılanmıştır. Bu durum, sınır hattına yakın Barents Denizi’nde sismik verilerin toplanması ve değiş tokuş edilmesi de dahil olmak üzere iki ülke arasındaki sınır ötesi iş birliğinde derinleşmenin temellerini atmıştır.4 Bununla birlikte o dönemde petrol üretiminin potansiyel tartışmalı bölgede henüz başlamaması sebebiyle anlaşmadan etkilenen taraf daha çok balıkçılar olmuştur.5 Rusya Federasyonu açısından anlaşmanın sonuçları, balıkçılık sektöründeki kayıpların Norveçlilere göre daha fazla olsa da bu anlaşma sınır anlaşmazlıklarının barışçıl çözümü açısından örnek teşkil etmesi bağlamında önemlidir.
2011 yılında Arktik ile ilgili Norveç Parlamentosu’na sunulan Beyaz Kitap “Yüksek Kuzey: Vizyon ve Stratejiler” başlıklı başka bir stratejik belge onaylanmıştır.6 Bu belgeye göre Norveç’in Arktik bölgesindeki temel görevleri şunlardır: 1) doğu komşusu ile ilişkiler Yüksek Kuzey’deki Norveç politikasının ana faktörü olduğundan Rusya Federasyonu ile iş birliğini derinleştirmek ve yenilemek, 2) kaynakları geliştirmek, denizcilik faaliyetlerini artırmak, ek ulaşım yollarını ve iklim değişikliğinden kaynaklanan fırsatları kullanmak, 3) son on yılda Barents Denizi’ndeki ana balık stoklarının durumunu iyileştiren entegre deniz kaynakları yönetimi; 4) Barents Denizi’nde büyük hidrokarbon rezervlerinin mevcudiyeti ve Barents Denizi ve Arktik Okyanusu’nda Deniz Alanlarının Sınırlandırılması ve İş Birliği Anlaşması’nın yarattığı beklentiler dikkate alınarak yeni petrol ve gaz bölgesinin ana hatlarının oluşturulması, 5) sınırlandırma ile ilgili neredeyse tüm tartışmalı konuların çözümünü mümkün kılan uluslararası deniz hukuku ilkelerinin tanınması, 6) Arktik ve Kuzey Avrupa ülkeleriyle hem ikili hem de çok taraflı yapılar çerçevesinde bir iş birliği sisteminin oluşturulması (Barents Avrupa-Arktik Konseyi (BEAC), Arktik Konseyi (AC), İskandinav Bakanlar Konseyi gibi).
Norveç’in stratejik kalkınmasının temel amacı, kuzey bölgelerinin kalkınmasına yönelik koşullar yaratmaktır. Bu gelişmede çevre, iklim ve yerli halklar dikkate alınmaktadır. Kuzey bölgelerinin kalkınmasına yönelik Norveç politikasının yedi önceliği belirlenmiştir: 1) Avrupa’da yeni bir enerji bölgesi, 2) Yüksek Kuzey’de yeni endüstriyel dönem (hidrokarbon kaynaklarının kullanımı, balık stok yönetimi, ticari faaliyet), 3) denizcilik bölgelerinin entegre yönetiminde gelişmiş bir alan, 4) Arktik Okyanusu’nun çekiciliğinin artması, 5) çevre, iklim ve toplum üzerine küresel bir bilgi bankasının oluşturulması, 6) kuzeyde güçlü ve yenilikçi iş birliği, 7) NATO’nun bölgede etkisini arttırmasıdır.
2014 yılında yayımlanan Norveç’in yeni Arktik stratejisinde7 ise hükümet beş alana vurgu yapmıştır: uluslararası iş birliği, bilgiye dayalı bir iş sektörünün geliştirilmesi, bilgi geliştirme, altyapı ve acil duruma hazırlık ve çevre korumadır. Raporda, deniz hukukuna saygı ve uluslararası iş birliği, Yüksek Kuzey’de istikrar ve öngörülebilirliği teşvik etmenin öneminin altı çizilmiştir. Arktik Okyanusu’na kıyısı olan beş kıyı devleti birlikte 2014 yılında Arktik Okyanusu’nda düzensiz balıkçılıkla mücadele için geçici önlemler geliştirme ihtiyacına ilişkin ortak bir bildiri üzerinde anlaşılmıştır. Ayrıca 2014 yılı baharında hükümet, iki yeni kurtarma helikopterinin kiralanmasıyla Svalbard’daki hazırlık durumunu güçlendirmiş, Lofoten ve Vesterålen adalarında petrol sızıntısına hazırlık ve müdahale üssü kurma çalışmalarını da sürdürmeye devam etmiştir. Arktik Konseyi, Rusya ve Norveç’in eş başkanlığını yaptığı Arktik Deniz Petrol Kirliliğini Önleme Görev Gücü’nü kurmuştur. Norveç, Arktik bölgesindeki petrol çalışmaları için uluslararası standartlar geliştirme çalışmalarına da katılmaktadır.
Benzer bir strateji, 2017 yılında yayımlanan “Norveç’in Arktik Stratejisi: Jeopolitik ve Sosyal Kalkınma Arasında” belgesinde belirtilmiştir.8 Bu strateji hem dış politikayı hem de iç politikayı içeren sektörler arası bir bölgesel stratejidir ve Arktik bölgesinin barışçıl, yenilikçi ve sürdürülebilir bir bölge olması vizyonuyla hazırlanmıştır. Stratejinin hedefleri barış, istikrar ve öngörülebilirlik, entegre, ekosistem tabanlı yönetim, uluslararası iş birliği ve uluslararası hukuk düzeni ve istihdam, değer yaratma ve refah için daha güçlü bir temelin oluşturulmasıdır. Bu amaçla hükümet, Lofoten ve Vesterålen Takımadaları’nda yer alan petrol sızıntısına hazırlık ve müdahale ile denizlerdeki plastik çöpü konusunda önde gelen yetkinliğe sahip bir merkez kurmak, Arktik bölgesindeki canlı popülasyonları sürdürmek ve tehdit altındaki türlerin koruma durumunu iyileştirmek için adımlar atmak, 2020’de Barents Denizi - Lofoten bölgesi için revize edilmiş bir yönetim planı sunmak, Svalbard için iddialı çevre hedeflerini ve mevcut katı çevre mevzuatını sürdürmek, IMO ve Arktik Konseyi kapsamında, Kutup Kodu’nun dünya çapında uygulanmasını uyumlu hale getirmeye yönelik çabalara devam etmek; Svalbard çevresindeki kilit alanları araştırmak ve haritalandırma çabalarını sürdürmek, deniz trafiği gözetimini güçlendirmek ve Vardø Gemi Trafik Hizmetine ve diğer ilgili kurumlara sürekli olarak güncellenen deniz durumsal farkındalığını sağlamak için Svalbard’ın batı kıyısında yeni AIS baz istasyonları kurmak, Barents Denizi’nde petrol sızıntısına hazırlık ve müdahale konusunda Norveç’in Rusya Federasyonu ile yakın iş birliğini sürdürmek, Arktik ülkeleri arasında petrol sızıntısına hazırlık ve müdahale konusunda daha yakın iş birliği için baskı yapmaya devam etmek gibi konulara değinilmiştir.
2020 yılında yayımlanan son stratejik belgede, daha önce yayımlanan belgelerde özetlenen bölgesel ve ekonomik kalkınma için değişen önceliklerin yanı sıra ortak dış politika hedefleri inşa edilmiştir. Bu belge, yalnızca yerel ve ulusal ekonomiyi değil, aynı zamanda Norveç’in dış ve güvenlik politikalarını da desteklemektedir. Yüksek Kuzey’de değer yaratma ve bölgesel büyümeye daha açık bir şekilde odaklanılmaktadır. Hükümet ayrıca Çin’in Arktik bölgesindeki rolü ve Norveç’in Rusya Federasyonu ile ikili ilişkilerine ilişkin konulara daha fazla önem vermiştir.9
2018 yılında, Rusya Federasyonu ile Norveç arasında Barents Denizi’ndeki deniz alanlarının iş birliğine ilişkin imzalanan anlaşmanın devamı olarak yeni bir anlaşma imzalanmıştır. İki ülke arasındaki enerji diyaloğunun bir parçası olarak Norveç ve Rusya Federasyonu arasındaki deniz alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin anlaşmanın geliştirilmesi, sınır çizgisine kadar ve boyunca sismik verilerin toplanması üzerine yapılan bir anlaşmadır. Anlaşma 21 Ağustos 2019’da yürürlüğe girmiştir.10 Anlaşmanın imzalanmasının ardından, Stangnestind sahası dışındaki sularda petrol ve gaz arama faaliyetleri başlamıştır. Aker BP, Norveç’in Rusya Federasyonu sınırına sadece birkaç kilometre uzaklıktaki Barents Denizi’ndeki Stangnestind bölgesinde petrol araması yapmış ancak 20 Temmuz 2021’de Norveç Petrol Kurumu bölgede az miktarda gaz bulunduğunu ve hiçbir petrol izine rastlanmadığını bildirmiştir.
2014 yılında yaşanan Ukrayna krizi, Rusya Federasyonu’nun NATO ve Batılı ülkelerle ilişkilerinin genel olarak bozulmasında bir faktördür. Bu durum karşısında, Norveç dahil olmak üzere Batılı ülkeler, Arktik bölgesindeki sivil ve askeri altyapının genişletilmesi konusunda çalışmalara başlamıştır. Batılı ülkelerin uluslararası gündeminde Rusya Federasyonu’nun bölgede askeri gücünü artırma ve yayılmacı bir politika izleme girişimi bulunuyordu. Buna bağlı olarak son 10-15 yılda NATO’nun Kuzey Kanadı (Northern Flank) da dahil olmak üzere Arktik bölgesindeki güvenliğin geleneksel boyutları yeniden ortaya çıkmış ve NATO ile bölgedeki askeri tatbikatların sayısını artırmıştır. 17 Haziran 2016 tarihli Norveç Silahlı Kuvvetleri Uzun Vadeli Planı, Norveç’in mevcut ve gelecekteki savunma politikasını detaylandırmaktadır.11 Ayrıca Norveç Savunma Bakanlığının son belgesinde de belirtildiği gibi ülkenin jeostratejik konumu nedeniyle Norveç, ittifakın kuzey sınırlarında güvenliği sağlama konusunda önemli bir sorumluluğa sahiptir.12 Belgede, Yüksek Kuzey’deki Rus askeri faaliyetlerindeki artış ve Rus Kuzey Filosu’nun devam eden modernizasyonu ile ilgili duyulan endişeler dile getirildi. Bu nedenle Müttefik kuvvetler tarafından yürütülen askeri tatbikatların amacının Norveç’te caydırıcılık oluşturmak olduğunun altı çizilmiştir. 2018’de NATO, 31 ülkeden 50.000 askerin katıldığı Norveç’in en büyük tatbikatı olan “Trident Juncture 2018”e ev sahipliği yapmıştır. Tatbikata, Rusya Federasyonu’na NATO ve komşu ülkelerin kendilerini savunmak için önlemler almaya hazır olabileceğine dair önemli bir sinyal göndermek için İsveç ve Finlandiya gibi NATO üyesi olmayan ülkeler de katılmıştır.13 Bununla birlikte, Norveç’in tüm askeri tatbikat boyunca, yanlış anlaşılmaları önlemek ve Rusya Federasyonu’na karşı istenmeyen bir gerilim tırmanmasını önlemek amacıyla Rusya Federasyonu’nu bilgilendirmeye büyük önem vermesi de önemlidir.14
NATO, örgütün dayanıklılığını göstermek adına Mart 2022’de “Cold Response 2022” askeri tatbikatını düzenlemiştir. Norveç’e yönelik bu savunma tatbikatı, NATO şartının, saldırıya uğradığında müttefiklerin birbirlerini savunmasını gerektiren 5. maddesi ile uyumluydu. Bu tür gelişmeler, Norveç’in Rusya Federasyonu’nun 2014’te Kırım’ı ilhak etmesi, Şubat 2022 Ukrayna Savaşı ardından ittifakın “kolektif güvenlik” misyonunu güçlendirme konusundaki ısrarı ve Rusya’nın komşu bölgesinde çok daha tehlikeli olduğu algısıyla eş zamanda ilerlemiştir. Bununla birlikte, NATO’nun Arktik bölgesindeki faaliyetlerinin son zamanlardaki yoğunlaşmasının endişe verici olduğunu belirten Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Büyükelçisi ve Arktik Konseyi’nin Rusya Yetkilisi Nikolai Korchunov, bu tür faaliyetlerin istenmeyen olayların risklerini artırdığını ve güvenlik risklerinin yanı sıra kırılgan Arktik ekosistemine ciddi zarar verebileceğini belirtmiştir.15
Norveç’in coğrafi konumu ve Rusya Federasyonu ile olan bilimsel ve ekonomik iş birliğinin potansiyeli değerlendirildiğinde ikili ilişkilerin olumlu yönde ilerlemesi önemlidir. Savaş sonrası Norveç, konumunu nasıl belirleyeceği konusunda zor seçimlerle karşı karşıyadır. Her iki ülke için de devlet politikalarından ziyade sosyal politikalar göz önüne alındığında, iş birliği daha ön plandadır. Bu tür bir iş birliği örneğin Rusya Federasyonu -Norveç sınırı kıta sahanlığında kaynakların kullanımını düzenleme ihtiyacından kaynaklanan ekonomik çıkarlar gibi konular, karşılıklı çıkar konularında Rusya Federasyonu ile diyaloğu yeniden başlatma ihtiyacını her zamankinden daha fazla doğurmaktadır. Rusya Arktik bölgesini ve dünyayı etkileyen iklim değişikliği gibi konular iki ülkeyi iş birliği potansiyeline itmektedir. Norveç Krallığı’nın ABD Büyükelçisi Anniken Krutnes, Ukrayna savaşı sonrası görüşlerini şöyle belirtmiştir: “Paradoks, Rusya Federasyonu’nun hem nüfus hem de kıta sahanlığı açısından bölgedeki en büyük ülke olması ve Rusya Federasyonu olmadan, örneğin iklim krizi, metan ve sera gazı emisyonları gibi hiçbir sorunun çözüme ulaşılamamasıdır… Umarım gelecekte araştırma projeleri, konferanslar ile iş birliğine devam edebiliriz ancak şu anda bunu Rusya Federasyonu olmadan yapmamız gerekiyor ve umarım bir noktada tekrar birlikte olabiliriz.”16