İng. Cirques
Fransızca’dan gelen sirk (cirque, corrie, cwm vb.) terimi, Latince daire anlamına gelen circus kelimesinden türemiştir.1 Sirkler dağ yamaçlarındaki yarısı açık, yarım daire biçimli, amfitiyatro (veya koltuk) şeklindeki oyuklardır. Dağ buzullarının kaynak bölümlerinde buzul aşındırmasıyla oluşan bu içbükey oyuklar eğim aşağı yönü açık, kaynak kısımları ise kavisli duvar biçimli dik bir yamaçla çevrili olan daha hafif eğimli bir tabana sahip yerşekilleridir.1, 2 Genellikle bir göl veya bataklık tarafından işgal edilmiş olan sirk tabanlarından aşağıdaki vadiye geçiş dışbükey eğim kırıklığına sahip bir eşikle gerçekleşir.3 Bazen anakaya eşiğinin üzerinde cephe morenleri görülebilir. Sirklerin çapları 200 m ile 4 km arasında değişmekte, sirk tabanındaki çukurun derinliği birkaç on metreyi, sirk duvarının yüksekliği ise birkaç yüz metreyi bulmaktadır.4
Buzul sirklerinin oluşum ve gelişiminden sorumlu olan mekanizmalar konusundaki hâkim görüş, sirklerin başlangıçta akarsu süreçleri, volkanik süreçler veya kütle hareketi kaynaklı dağ yamaçlarındaki oyuklarda geliştiği yönündedir.3 Yerel topoğrafik özelliklerin ve iklim koşullarının izin verdiği yerlerdeki oyukların sirke dönüşmesi için buzul tarafından aşındırılması gerekir. Bunun için küçük buzulların oluşması ve yataklarını kazmasına yetecek kadar kalıcı kar sınırının dağların üzerinde alçalması gerekir.4 Yüzey eğimi, buzul kalınlığı ve bunlara bağlı olarak taban kayma gerilimi ve buzul hareket hızı buzul erozyon oranlarını belirler.4 Buzul örtüsünün yerde kalma süresi, buzul bütçesinin pozitif geribildirimi, rotasyonal akış ve su basınç değişimleri sirklerin gelişimini belirleyen faktörlerdir.5 Özellikle rotasyonal akış, buzul altı kaymayı en üst düzeye çıkararak aşınmış malzemeyi buzul yatağından kaldırdığı için sirk oluşumunda önemli faktörlerin başında gelir.6 Bu akış biçiminin bir buzulun yüzey gradyanının ~7°’yi aştığında başladığı düşünülmektedir.6 Rotasyonal akış yoluyla buzullar, yataklarındaki anakayayı koparma ve abrazyon mekanizmalarıyla (bkz. Buzul Aşındırması) oyarak hem genişletir hem de derinleştirir. Bu aşındırma mekanizmaları sıcak tabanlı buzulların tabanında güçlü olan kütle akış dinamikleriyle maksimuma ulaşarak sirk duvarının altında erozyonu yoğunlaştırır, sirk tabanını derinleştirir ve kapalı bir havza geliştirmeye yardımcı olur. 4, 7 Ayrıca bu bölümde firn ile buzul arasındaki ana çatlaktan (bergschrund veya rimaye) giren erime suları da buzul altı erozyonunu arttıran faktörlerden birisidir. Bu aşındırma mekanizmaları sirklerin bir bölümünün tabanında derin çukurların oluşmasına neden olmaktadır.
Küresel olarak sirkler atmosferik sıcaklıklarla ilgili faktörlerden ziyade buzul erozyonuyla ilişkiliyken yerel ölçekte sirk buzulları ve sirkler gölgeli ve rüzgârsız yamaçları tercih eder. Ağırlıklı olarak sirklerin açık tarafı kutuplara bakmakta, batı rüzgarları kuşağında ise doğuya doğru sapmaktadır.4 Böylece sirklerin dağılımı, kalıcı kar sınırının yanı sıra rüzgârlar ve güneşlilik dâhil olmak üzere eski iklim kanıtlarını sağlar. Sirk gelişiminin derecesi buzullara maruz kalma zaman uzunluğu ve yoğunluğuyla ilişkilidir.4 Aktif olmayan sirkler, eski buzul kaynak alanlarının yerlerini işaretlediğinden onların varlığı, bir bölgenin buzullaştığının mükemmel bir göstergesidir.7
Sirkler genellikle buzulların korunmasına izin veren jeomorfik ve mikroklimatik özelliklere sahip yerşekilleridir.8 Bir dağ silsilesinin üzerinde kalıcı kar sınırı alçalmaya başladığı zaman ilk önce yüksek sirklerde buzullar oluşur. İçbükey çanak şeklindeki morfolojileri nedeniyle sirkler, kar ve buz için tuzak görevi görür, bu da önceden var olan sirklerin genellikle buzullaşmanın başlangıcında işgal edilecek ilk yerler olacağı anlamına gelir.3 Buzullar eriyip ortadan kalkmaya başladığında korunaklı ve gölgeli sirklerdeki buzulların hayatta kalma olasılığı daha yüksektir.4 Çünkü yüksek duvarlar ve derin sirk tabanı gölge alanını genişleterek insolasyonun düşmesini ve dolayısıyla buzuldaki erimenin azalmasını sağlayan güçlü jeomorfik kontrolü sağlar.8 Bu buzullar yamaçlardan inen çığlar ve rüzgârın sirklere taşıdığı karla beslenir. İklim yeniden buzullaşma için daha elverişli koşullara dönüştükçe buzul sistemlerinin güçlü jeomorfik kontrolü azalır ve buzul tekrar ilerleyerek döngüyü tekrarlar.8