Yaşam Bilimleri

Yünlü Mamut


Lat. Mammuthus primigenius

İng. Woolly Mammoth

Yünlü mamut, “buz devri” olarak da bilinen Pleistosen (yaklaşık 2.580.000 ile 11.700 yıl önceki dönem) boyunca yaşamış, Holosen döneminde ise nesli tükenmiş bir mamut türüdür. Günümüze ulaşmış en yakın akrabası Asya filidir (Elephas maximus). Nesli tükenen bir tür olarak fizyolojisi ve davranışları hakkındaki bilgiler, Sibirya ve Alaska’da donmuş hâlde bulunan karkasların yanı sıra çeşitli çalışmalarda elde edilen iskelet kalıntıları, dişler, mide içeriği, dışkı örnekleri ve tarih öncesi dönemlerden kalan mağara çizimlerinden elde edilmiştir. Avrupa’da17. yüzyılda tanınmaya başlasa da Asya’da, bulunan mamut kalıntıları sayesinde çok daha önceden bilinmekteydi. Tür, 1796 yılında Georges Cuvier tarafından soyu tükenmiş bir fil olarak tanımlanmıştır.

Mamut her ne kadar devasa hayvanlar bilinse de yünlü mamut Afrika filleri ile aşağı yukarı aynı boyutlardaydı. Erkek 2,7 m ile 3,4 m arasında değişen omuz yüksekliğine ve yaklaşık 6 ton ağırlığa sahipti. Dişi 2,6 m ile 2,9 m arasında değişen omuz yüksekliğinde ve ortalama 4 ton ağırlığındaydı. Yeni doğmuş yavrunun yaklaşık 90 kg olarak dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Son buz devrinde yaşayan yünlü mamut bu soğuk ortama, adına da ilham veren kalın yünlü kürküyle çok iyi uyum sağlamıştı. Kürkün dış katmanı, vücudun üst kısımlarında uzunluğu 30 cm’ye, yan ve alt kısımlarında ise 90 cm’ye ulaşan uzunlukta koruyucu tüy katmanından oluşmaktaydı. Günümüz filleriyle kıyaslandığında çok daha fazla tüyleri olsa da tüylerinin yapıları günümüzde yaşayan fillerinkinden çok farklı değildi.1 Yünlü mamutun derisinde tüylerine yağ salgılayan çok sayıda yağ bezesi bulunuyordu. Bu sayede tüylerinin yalıtım özelliği ve suyu itme özelliği artıyor, ayrıca kürkü parlaklık kazanıyordu.2

Bazı yünlü mamut fosilinin bağırsaklarında bulunan farklı sindirim aşamalarındaki yiyecekleri, bu hayvanın nasıl bir beslenme şekline sahip olduğunu anlamamızı sağlamıştır. Esas besin kaynakları otlar ve sazlar olmak üzere otsu bitkiler, çiçekli bitkiler, çalılar ve yosunlardı, otçul bir beslenme şekilleri vardı. Tıpkı günümüz fillerinde olduğu gibi gelişimini sağlıklı şekilde sürdürmek için çok geniş bir besin yelpazesinden yiyeceklerle beslenmiş olması beklenebilir. Altı tonluk bir yetişkin yünlü mamutun günlük enerji ihtiyacını karşılaması için 180 kg yiyecek tüketmesi gerekirdi ve bu, her gün belki de yaklaşık 20 saati besin arayarak geçirmesi anlamına geliyordu.3

Mayıs 2007’de, Rusya’nın Yamal Yarımadası’nda bulunan bir aylık dişi yünlü mamut fosili, bilim insanlarına hem yavru mamutların gelişimi hakkında hem de beslenmeleri hakkında önemli bilgiler sağlamıştır. “Lyuba” adı verilen bu yavru yünlü mamutun midesinde süt kalıntıları ve bağırsaklarında ise başka mamutların dışkıları tespit edilmiştir.4 Koprofaji adı verilen bu bilinçli dışkı yeme davranışı günümüz fillerinde ve tavşanlarda da görülür ve bağırsak sisteminin gerekli bakteri florasını kazanması için gerçekleşir.5 Özellikle bitki tüketen canlılarda bitkilerin sindirilmesi için çok önemlidir. Kuzey Kanada’nın Yukon bölgesinde bulunan yünlü mamutların izotop analizi ise yavruların en az 3 yıl emzirildiğini, sonrasında kademeli olarak sütten kesilerek otçul beslenmeye yönlendirildiğini göstermiştir. Bu emzirme süresi, modern fillerinkinden çok daha fazladır. Bunun, kutuplarda yaşayan yünlü mamutların, uzun kış karanlığı dönemlerinde hem yavruları yırtıcılardan korumak hem de yiyecek bulmanın zorluğunda iyi beslenmelerini temin etmek için geliştirdikleri bir adaptasyon olduğu düşünülmektedir.6

Memelilerin yaşam süreleri genellikle büyüklükleriyle bağlantılıdır. Bu nedenle yünlü mamutun yaşam süresinin, büyüklüğü hemen hemen aynı olan modern filler ile benzer ve yaklaşık 60 yıl olduğu düşünülmektedir. Tam kaynamamış bacak kemikleri, fillerde olduğu gibi yünlü mamutun da yetişkinliğe eriştikten sonra da büyümeye ve gelişmeye devam ettiğini göstermiştir. Erkek 40 yaşına kadar, dişi 25 yaşına kadar gelişimini devam ettirir.

“Dima” ismi verilen donmuş yavru yünlü mamutun öldüğünde 6-12 aylık olduğu belirlenmiş ve boyunun da 90 cm olduğu tespit edilmiştir.7 Dima bu yaşındayken ikinci set azı dişlerinin alttan gelmeye başladığı görülmüş ve ilk set azı dişlerinin yaklaşık 18 aylıkken tamamen aşınmış olacağı tahmin edilmiştir. Yünlü mamut, 30 yaşına gelene kadar tam 6 set azı dişi değişimi geçiriyordu. Son set dişleri aşındığında besinlerini çiğneyemez hâle geliyor ve açlıktan ölüyorlardı.

Yünlü mamut popülasyonunun çok büyük bir kısmı, Pleistosen mega faunasının önemli bir kısmı ile Geç Pleistosen ve Erken Holosen sırasında ortadan kaybolmuştur. Bu yok oluş, 40.000 yıl önce başlayan ve 14.000-11.500 yılları arasında zirvesine ulaşan Kuvaterner yok oluşunun bir parçasıdır. Bilim insanları, tüylü mamutun neslinin neden tükendiği konusunda iki farklı görüş açısına sahiptir. Bunlardan bir tanesi avcılığın diğeri ise buz devrinin sonunda görülen iklim değişikliğinin ana sebep olduğunu savunur. Sebep ne olursa olsun büyük memeliler, daha küçük popülasyonu ve düşük üreme oranı ile çevresel etkilere karşı çok daha savunmasızdır, bu da neslinin tükenmesine sebep olmuştur. Tahmin edilebilir bir şekilde, tüm yünlü mamut popülasyonu aynı anda ortadan kaybolmamış, neslinin tükenmesi binlerce yıla yayılmıştır. Her ne kadar büyük bir çoğunluğu 14.000 yıl ile 10.000 yıl öncesi arasındaki dönemde kaybolsa da en son yok olan grubun 5.600 yıl öncesine kadar Alaska’daki St. Paul Adası’nda yaşadığı belirlenmiştir.8 Bir diğer iddia ise son nüfusun Arktik Okyanusu’ndaki Wrangel Adası’nda 4.000 yıl önce yaşadığı yönündedir.9


Kaynakça

1 Valente, A. (1983). Hair structure of the Woolly mammoth, Mammuthus primigenius and the modern elephants, Elephas maximus and Loxodonta africana. Journal of Zoology, 199(2), 271-274.

2 Repin, V. E., Taranov, O. S., Ryabchikova, E. I., Tikhonov, A. N. ve V. G. Pugachev. (2004, September). Sebaceous glands of the woolly mammoth, Mammothus primigenius blum.: histological evidence. In Doklady Biological Sciences (Sayı. 398, No. 1, pp. 382-384). Kluwer Academic Publishers-Plenum Publishers.

3 Bocherens, H., Fizet, M., Mariotti, A., Gangloff, R. A. ve J. A. Burns. (1994). Contribution of isotopic biogeochemistry (13C, 15N, 18O) to the paleoecology of mammoths (Mammuthus primigenius). Historical Biology, 7(3), 187-202.

4 van Geel, B., Fisher, D. C., Rountrey, A. N., van Arkel, J., Duivenvoorden, J. F., Nieman, A. M., ... ve B. Gravendeel. (2011). Palaeo-environmental and dietary analysis of intestinal contents of a mammoth calf (Yamal Peninsula, northwest Siberia). Quaternary Science Reviews, 30(27-28), 3935-3946.

5 Fisher, D. C., Tikhonov, A. N., Kosintsev, P. A., Rountrey, A. N., Buigues, B. ve J. van der Plicht. (2012). Anatomy, death, and preservation of a woolly mammoth (Mammuthus primigenius) calf, Yamal Peninsula, northwest Siberia. Quaternary International, 255, 94-105.

6 Metcalfe, J. Z., Longstaffe, F. J. ve G. D. Zazula. (2010). Nursing, weaning, and tooth development in woolly mammoths from Old Crow, Yukon, Canada: implications for Pleistocene extinctions. Palaeogeography, Palaeoclimatology, Palaeoecology, 298(3-4), 257-270.

7 Lozhkin, A. V. ve P. M. Anderson. (2016). About the age and habitat of the Kirgilyakh mammoth (Dima), Western Beringia. Quaternary Science Reviews, 145, 104-116.

8 Graham, R. W., Belmecheri, S., Choy, K., Culleton, B. J., Davies, L. J., Froese, D., ... ve M. J. Wooller. (2016). Timing and causes of mid-Holocene mammoth extinction on St. Paul Island, Alaska. Proceedings of the National Academy of Sciences, 113(33), 9310-9314.

9 Vartanyan, S. L., Arslanov, K. A., Tertychnaya, T. V. ve S. Chernov. (1995). Radiocarbon dating evidence for mammoths on Wrangel island, arctic ocean, until 2000 BC 1. Radiocarbon, 37(1), 1-6.


Yazarlar